Muğla'nın Köyceğiz ilçesindeki Yuvarlakçay üzerinde
Akfen Holding tarafından kurulmak istenen hidroelektrik
santralına karşı yürütülen mücadele, bir dizi çelişkinin de ortaya
çıkmasına neden oldu. Bölgede bir başka şirket tarafından daha önce kurulmak
istenen içme suyu ve şişeleme tesisine, Yuvarlakçay'a 50 metre uzaklıkta olacağı
ve su yatağını kirleteceği gerekçesiyle izin verilmediği anlaşıldı. Santralle
ilgili ÇED süreci tamamlanmadan binlerce ağacın kesildiği yörede, köylüler ve
çevreciler, ağaç kesimine karşı bölgede nöbet tutuyor.
Yuvarlakçay üzerine kurulmak istenen hidroelektrik santralı (HES) için 1 aya
yakın süredir ortaya koydukları eylemlerle seslerini duyurmaya çalışan bölgedeki
yurttaşlar ve çevreciler, bu kez Muğla İdare Mahkemesi’ne
başvururak, yürütmenin durdurulmasını isteminde bulundular. Muğla Barosu
avukatlarından Berna Babaoğlu Ulutaş'la Burak
Erbay tarafından Muğla İdare Mahkemesi’ne verilen dilekçede, HES için,
anıt ağaç niteliğindeki 300-400 yıllık çınarların, yasalar ve uluslararası çevre
sözleşmeleri gözardı edilerek kesildiği anımsatıldı. Köylüler ve çevrecilerin
Devlet Su İşleri yetkililerine yaptıkları başvurulardan, santralla ilgili
çevresel etki değerlendirme (ÇED) sürecinin “henüz” başlatılmadığının
anlaşıldığını, buna karşın DSİ'nin Akfen Holding'e ait Beyobası Elektrik Üretim
AŞ. firmasıyla su kullanım anlaşmasını imzaladığına da dikkat çekildi. Bölgede
daha önce yapılmak istenen yatırımların, Yuvarlakçay'ın önemi nedeniyle geri
çevrildiğinin anımsatıldığı dilekçede, şu görüşlere yer verildi:
“Yuvarlakçay üzerinde Tropikal Turizm şirketi, adına kayıtlı taşınmaz
üzerinde içme suyu şişeleme ve depolama tesisleri yapılmasına yönelik plan
değişikliği talep etmişti. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı'nın 7 Ocak 2009
tarihli, 'plan değişikliği' konulu yazısına göre, bu talep ‘İnceleme sonucunda,
fabrikanın kurulacağı alanın Yuvarlakçay deresine 50 metre mesafede olduğu,
Köyceğiz Dalyan Biyoçeşitlilik ve Yönetim Planı projesi kapsamında hazırlanan
korunmaya değer alanlar sentez haritasında Yuvarlakçay Deresi boyunca derenin
iki tarafından 500 metrelik mesafenin su yatağı koruma sınırı olarak
belirlendiği ve bu sınırlar içerinde mevcut faaliyetler dışında herhangi bir
faaliyetin olamayacağı hususları tespit edilmiştir' denilerek
reddedilmiştir.”
Şimdi aynı alana HES izni verildiği, gerekirse sürecin, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne de taşınabileceğine dikkat çekilen dilekçede, katliamın önlenmesi
amacıya mahkemenin acilen yürütmeyi durdurma kararı vermesi istendi.
Bu arada bögede gün boyu nöbet tutan çevreciler ve köylüler, Yuvarlakçay
Havzası'nda kesilen binlerce kızılçam ağacının, çevre ve orman işletme müdürlüğü
tarafından toplanmasına, delillerin karartılacağını gerekçesiyle izin
vermedi.