"Korumuyor, Yıkıyoruz"



DHA'nın haberine göre, Marmaris Turizm ve Çevre Gönüllüleri Başkanı Filiz Ersan, geçen 26 Ağustos'ta Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'ne bir yazı yazarak, Kızkumu'nun korunmasının yarım kaldığını, gerekli denetimlerin yapılarak deniz kıyı habitatını olumsuz etkileyecek faaliyetlere müdahale edilmesini istedi. Kurumun 6 Eylül'de verdiği cevapta gerekenin yerine getirileceğini bildirdiğini belirten Filiz Ersan'a, ATAÇEV kurucu üyesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey destek verdi.

Dr. Atabey, ulusal basında yer alan, bayram boyunca Kızkumu'nu yaklaşık 20 bin kişinin ziyaret edeceği haberleri üzerine gönderdiği mail'de 'Kızkumu'yla ilgili bugünkü haberi okudum. Gördüğüm kadarıyla Kızkumu'nun korunmasıyla ilgili bu kadar çaba boşuna. 20 bin kişi az. Daha çok kişi kum setinin üzerinde yürümeli ve yok olması için gayret etmeli. 'Değişiklik olsun' diye safari ciplerini de set üzerinde yürütebilirler. Denizde araç sürüyormuş duygusu verir' diyerer tepkisini dile getirdi. Atabey, Kızkumu'nun korunması için çok sayıda çalışması olduğunu da kaydetti.

İlk koruma isteği 12 yıl önce

Kızkumu'nun Dünya Jeolojik Miras kapsamına alınması için 2001 yılında Jeolojik Mirası Koruma Derneği'ne (JEMİRKO) müracaat ettiğini belirten Jeoloji Yüksek Mühendisi Atabey, "Kızkumu'nun Jemirko'nun Türkiye listesinde olduğunu biliyorum, ancak UNESCO listesine giremedi. Her müracaat eden listeye alınıyor diye bir şey yok. Ön eleme değerlendirmesinden sonra UNESCO'da onaylananlar listeye giriyor. Bildiğim kadarıyla o kadar kolay olmasa gerek. UNESCO listesine girmek belki ileride iyileştirme için kredi alabilmek için işe yarayabilir. Benim anlamadığım bir şey var. Niçin ülkemizin bir yerindeki değerimizi korumak-insanlığın hizmetine daha iyi ve çevreyi gözeterek sunmak için illa başkalarından, yabancılardan, UNESCO'dan bir onay almak zorundayız. Bizim kendimize güvenimiz, becerimiz, yeteneğimiz, kaynağımız ve en önemlisi sağduyumuz yok mu? 'Türkiye çağ atladı' deniliyor ama kendi değerlerimizin korunması için çaresizlikten başkalarına muhtaç durumdayız" dedi.

"Korumuyor, yıkıyoruz"

Atabey, "Her şeyi yıkmak, bozmak, talan etmek, yok etmekte üstümüze yok. Herkes değil ama bazıları egoist davranıyor. Ancak kendi malı olunca canı gibi koruyor. Kamu malını korumakta sorumluluk duygusu maalesef yok oluyor. Parayı elinde tutanlar, paranın esiri- kölesi olanlar için dünya, sadece her zaman ve her yerde, her şart ve koşulda para kazanmaktan ibaret. Onlar için doğa, çevre, ağaç, kuş, böcek, hayvan, çiçek ve asıl olan insanın ne önemi var ki" diye konuştu.