Türkiye, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmak için yoğun çaba harcıyor. 50 binin üzerinde canımızı depremlerde maalesef yitirdik. Yüz binlerce bina yıkılırken çok daha fazlası ağır hasar alarak kullanılamaz duruma geldi. Yetkililerin açıklamalarına göre deprem bölgesinde yer alan illerimizde önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin; toplamda ise 650 bin konut yapılması planlanıyor. Yeni konutlar planlanırken herkesin beklentisi, büyük yıkıma neden olan yapısal hataların tekrarlanmaması.
Binaların deprem dayanımını artıran önemli unsurlardan biri de su yalıtımı başta olmak üzere yalıtım uygulamaları. Türkiye’nin önde gelen yalıtım malzemesi üreticilerinden Mega Yalıtım Çözümleri’nin Satış ve Pazarlama Direktörü İsmail Helvacıoğlu ile yalıtım uygulamalarının binaların depreme karşı dayanımına etkilerini konuştuk…
Üretim tesisleriniz Elazığ’da yer alıyor. Elazığ’da, tesislerinizde, çalışanlarınızda durum nedir?
Elazığ bildiğiniz gibi 3 yıl önce bir deprem yaşadı, bu yüzden yapı stoğu büyük oranda yenilendi. Elazığ’ın bu bakımdan 6 Şubatta yaşanan depremlerde diğer illerimize göre daha az hasar aldığını söylememiz yanlış olmaz. Tesislerimizde ve çalışanlarımızda çok şükür bir sıkıntı yaşanmadı. Ama maalesef personelimizin oturdukları binalarda ağır hasarlı olanlar var. Biz de onlara firma olarak elimizden gelen desteği veriyoruz. Hem maddi anlamda, hem de arkadaşlarımızın daha iyi koşullarda yaşaması ve bunlarla ilgili süreçlerin yürütülmesi konusunda her türlü desteği sağlamaya çalışıyoruz.
Kaybettiğimiz bütün canlar bizim canımız. Çok üzgünüz, tekrar ülkemize, insanlarımıza ve yakınlarını kaybeden çalışanlarımıza başsağlığı diliyorum; Allah yaralılarımıza da acil şifalar versin. Tekrar birlik olup, bu süreçten hep birlikte ve bazı kazançlar elde ederek çıkmamız gerekiyor. Biz de firma olarak bunun için elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyoruz.
Elazığ merkezli bir firma olarak depremin acı tecrübesini daha önce yaşamanız ve deprem bölgesine yakınlığınızın da etkisiyle, bölgeye yardım ulaştıran ilk sivil kurumlardan biri oldunuz. Bu konuda konuşmayı çok istemediğinizi biliyoruz ama kısaca neler yaşadığınızı, neler yaptığınızı anlatabilir misiniz?
Birçok STK ve önde gelen idareci kuruluşlarla birlikte üretmiş olduğumuz ürünlerle ilgili elimizden geldiğince halkımızın ve deprem bölgesindeki mağdur vatandaşlarımızın yanında olmaya çalıştık. Hemen deprem sabahında araçlarımıza elimizden gelen yardımları yükledik ve nereye gönderebileceğimize dair bilgi bekledik. Çünkü telefon hatları yoktu. Bilgi almayı başardıktan sonra ilk aracımız ikinci depremin hemen öncesinde yola çıktı. İmkanlarımız ölçüsünde o bölgeye katkı sağlamaya çalıştık.
Depremzedeler için çadırlar kuruluyor ama hava çok soğuk. Zaten çok zor şartlarda, normalde 2-3 kişinin sığabileceği çadırlarda 10-15 kişi kalıyorlar. Biz onların iklim koşullarından daha az etkilenmesini sağlamak, en azından zeminden gelecek soğuğu engelleyebilmek için çadırların zeminlerinde kullanılmak üzere XPS ve EPS levhaların bölgeye gönderimini sağladık.
Siz de gittiniz bölgeye, kısaca genel izlenimlerinizi alabilir miyiz?
Zaten sosyal medya ve televizyonlarda hala yayınları yapılıyor. İnsanlarımız gerçekten zor şartlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar. Şu güne geldiğimizde koşullar halen yeterli değil ama nispeten biraz daha iyi hale getirilmiş durumda. Dolayısıyla zor süreçlerden geçiyorlar. Biz de bu durumu bir nebze de olsa hafifletmek, yanlarında olduğumuzu hissettirmek için çabalıyoruz.
Tabii bundan sonra yapılacaklar önemli. Maalesef bir yıllık, iki yıllık, 6 aylık binaların yıkıldığını gördük. Yönetmeliklerimiz, şartnamelerimiz doğru uygulandığında evrensel tüm gereklilikleri sağlıyor. Yapı uygulamalarının kontrollerinin yönetmeliklere göre, doğru şekilde yapılması gerekiyor. En azından bundan sonraki sürecin daha bilinçli ve liyakat sahibi personel ve kurumlar tarafından yapılması gerektiğini bu deprem bize bir kez daha gösterdi. Maalesef çabuk unutuyoruz. Ülke gündemimiz son derece hızlı değişiyor. Oysa insanlarımız zor durumda, onlara bir an önce kalıcı çözümler sunmamız gerekiyor.
Depremde bize umut aşılayan şey, yardım kampanyası sürecinde, kısa sürede, hem de çok hacimli yardımların yapılmış olması. Çok büyük rakamların çok kısa sürelerde toplanıp o bölgelere gönderilebilmesi için kurumların, STK’ların ve halkımızın adeta birbiriyle yarıştığını gördük. Bu gerçekten çok kıymetli. Bir kere daha Türk halkının, Türk milletinin kenetlendiğinde nasıl bir güç oluşturduğunu ve birlikteliğinin arasına hiçbir şeyin, giremeyeceğini gördük ve yaşadık.
Bölgede çok ciddi bir yıkım oldu; bunun bir sürü sebebi var. Biz sizinle yalıtımla ilgili eksiklikleri konuşalım. Özellikle temelde su yalıtımı eksikliği nelere yol açar? Neler eksikti, neler yapılmalıydı? Bundan sonra neler yapılmalı?
Su yalıtımı ve ısı yalıtımı binaların depreme karşı dayanıklılığını nasıl artırır? Depremlerin yol açtığı yıkımların en önemli nedenlerinden biri korozyon. Herhangi bir yolla binaya sızan yeraltı suları, kar-yağmur suları, binanın taşıyıcı unsurları üzerinde korozyona ve dolaysıyla dayanımının düşmesine yol açar. Bununla birlikte korozyon binalarda yıkıma sebep olabilir. Bunu ancak su yalıtımıyla ve doğru malzeme, doğru uygulamayla önleyebiliriz.
Yıllardan beri İZODER başta olmak üzere birçok STK ve üretici olarak bizler su yalıtımının önemini yaptığımız yayınlarla ve bilinçlendirme çalışmalarıyla anlatmaya çalışıyoruz. Son yıllarda doğru ve bilinçli su yalıtımı uygulamalarını görüyoruz. Yönetmelikler de bu konuda destekleyici oldu ve böylelikle su yalıtımının ne kadar önemli olduğunu bu depremde bir kez daha görmüş olduk.
Peki ısı yalıtımı ne katkı sağlar? Isı yalıtımı ise binaların cephelerinden girebilecek nem, rutubet, su gibi etkenlerin korozyon ve rutubet gibi aslında binada oturan insanların sağlına bile zararlı olabilecek etkenleri ortadan kaldırır. Ama tekrar söylüyorum; doğru malzeme ve doğru uygulama önceliğimiz olmalı. Binanın projesine, yapısına, zeminine uygun ürünler seçilmeli. Su yalıtımında da aynı şekilde, kullanılacak ürünler doğru seçilmeli. Zemin etüdü ve kullanılacak ürünlerin doğru tespiti burada devreye giriyor. İşte, depremlerden sonra gördük; birçok binada zemin etüdünün dahi yapılmadığı ortaya çıktı.
Su ciddi bir güç. Bu gücün binalara yapmış olduğu etkiyle binanın taşıyıcı unsurları zayıflayıp, taşıma gücünden yoksun hale geliyor. Art arda yaşanan sarsıntılarda da gördüğümüz üzere binlerce binamız maalesef yıkıldı. Dolayısıyla bu hassasiyet gerektiren bir uygulama. Su yalıtımının buradaki etkisi budur: Taşıyıcı unsurlardaki korozyonu önleme. Suyun temelden girip binanın tepesine kadar ilerleme gücü var. Suyun binaya nüfuz edip binalarımızın dayanımını etkilemesini önlememiz lazım.
Deprem bölgesinde yapılaşma başladı. Burada yalıtım konusunda neler yapılmalı, özellikle dikkat edilmesi gereken şeyler neler?
Öncelikle zeminin doğru etüt edilmesi lazım. Bununla birlikte projelendirmelerin de zemine uygun olarak yapılması gerekiyor. Bunun sonrasında doğru malzeme seçimi ve uygulamanın doğru yapılması geliyor. Tabii uygulanırken denetlenmesi ve ondan sonra ruhsatlanması gerekiyor. Yani en çok dikkat edilmesi gereken şey malzeme seçiminin projeye, zemine uygun şekilde yapılması ve bunu kontrol eden mekanizmaların da doğru çalışması olarak söyleyebilirim.
Doğru uygulama için uygulamacıların eğitimi çok önemli. Bu konudaki çalışmalarınızdan kısaca bahsedebilir misiniz?
Yıllardan beri sektörümüzün STK’ları ile birlikte ciddi anlamda çalışmalar yaptık. Biz de uygulamacı bayilerimize, ustalarımıza hem eğitimler verdik hem de motivasyon çalışmaları yaptık. Mega Yalıtım Çözümleri olarak “Mega Usta” isimli bir projemiz var. Burada hem tutundurma hem bilinçlendirme faaliyeti sürdürüyoruz. Şu anda 1143 yalıtım ustamız programa dahil olarak katkı sağlar durumda. Bu ustalarımız Türkiye’nin birçok ilinde aktif olarak faaliyet gösteren, bizden aldıkları ürünleri, sürekli olarak kullanan ustalar. Biz burada ne yapıyoruz? Ustalarımıza ısı ve su yalıtımı başta olmak üzere ses ve yangın yalıtımı ile ilgili yapılması gereken doğru ve bilinçli uygulamaları belli periyotlarda düzenlediğimiz eğitimlerle vererek, sektörümüzün önemli paydaşları olan ustalarımızı daha donanımlı hale getirmeyi hedefliyoruz.
Bunun haricinde İZODER gibi sektörümüzün etkin STK’ları sürekli olarak eğitim ve seminerler düzenliyor bizler de bu organizasyonlara destek olarak süreçlere katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bunu sadece biz değil, sektörümüzün hemen hemen bütün paydaşları sahiplenmiş durumda. Çünkü her ne kadar yalıtım faydalı bir çalışma olsa da doğru malzeme seçimi son derece önemli. Doğru uygulama zaten ustalarımızın belirleyici özelliği. Dolayısıyla işin kilit noktası ustalarımızsa, bu noktadaki karar vericilerin de bilinçli olması çok önemli.
Son zamanlarda ısı yalıtımı oldukça ileri bir noktaya geldi. Su yalıtımı son birkaç yıldır daha bilinçli yapılıyor. Su yalıtımı uzmanı firmaların ve danışmanlık hizmeti sağlayan firma ve kurumların sayısı arttı. Son 2 yıldan beri ses yalıtımı ile ilgili de bunu görmeye başladık. Yangın yalıtımı ile ilgili, yine hatırlarsanız birkaç cephe yangını sonrası bu konu gündeme gelmişti. Ülkemizdeki bu bilinçlendirme çalışmaları devam ediyor ama yeterli değil. Biz de Mega Yalıtım Çözümleri olarak bu konuda tüm paydaşlarımıza, sektör profesyonellerine, STK’lara bugün olduğu gibi bundan sonra da destek vermeye hazırız. Elimizden geldiğince de bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyoruz, edeceğiz.
Deprem bölgesinde çok sayıda konut projesi başlıyor. Peki yalıtım uygulamacıları nitelik ve nicelik olarak yeterli mi?
Bununla ilgili 2022’ye kadar Çalışma Bakanlığı ile koordineli bir şekilde üreticilerin de sponsor olduğu mesleki yeterlilik belgelendirmeleri yapılıyordu. Fakat bu sene Çalışma Bakanlığı tarafından bu alandaki teşvik sonlandırıldı. Eğer böyle bir teşvik tekrar gündeme gelirse firmamız bu konuda en öncü katılımcılardan olacaktır.
Şunu da söylemek gerekir son yıllarda ülkemizdeki üreticiler ve STK’lar tarafından kazandırılmaya çalışılan yalıtım bilinci sayesinde hem yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılıyor, hem binaların zemin ve yalıtım projelerine uygun uygulamalar görüyoruz. Bununla birlikte bu bilinçlendirme seferberliğinde de birçok ustanın ve ekibin bilinçlendiğini görüyoruz. Peki, yeterli mi? Değil, çünkü daha yolun çok başındayız diye düşünüyorum, özellikle su yalıtımı konusunda.
Geçtiğimiz günlerde basında, sağlam olmayan binalara ısı yalıtımı ve cephe yenilemesi yapılarak yenilenmiş gibi gösterildiği ile ilgili, mantolama konusunda yanlış algılara sebep olabilecek haberler yer aldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Isı yalıtımının, mantolama çalışmalarının, doğru malzeme ve doğru uygulamayla birlikte binaya dayanım kattığını söyleyebiliriz. Ama bu bir güçlendirme çalışması değildir. Mantolama buna fayda sağlamaz. Dolayısıyla buradaki yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak gerekir.
Bunun gibi haberler dönem dönem oluyor. Bir yerde yangın çıkıyor; ‘Yalıtım malzemesinden kaynaklandı’ deniyor. Yanlış malzeme seçimi veya yanlış uygulama olabilir ama genelleme yapılarak maalesef yalıtım malzemelerine suç bulunuyor.
Isı Yalıtımının birinci önceliği enerji tasarrufudur. Enerji verimliliğini artırarak bu yolla ekonomiye katkı sağlar. Binanın depremle ilgili yıkıma neden olan bölümü taşıyıcılarıdır. Taşıyıcılar zaten binanın dış cephesinde gözüken unsurlar değildir. Dolayısıyla mantolamayla bu zaten gizlenemez. Yani mantolama yapılmış binanın sağlamlığı da denetlenebilir.
Mega Yalıtım Çözümleri olarak 2022 yılında kurumsallaşma çalışmalarınızla ilgili bir lansman yaptınız. Bu çalışmalar nasıl gidiyor?
Mega Yalıtım, 2009 yılında Elazığ Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan bir firma. Daha öncesinde yaklaşık 40 yıllık bir inşaat malzemeleri geçmişi olan bir işletmenin üretici mertebesine geçip 2010 yılında XPS üretimine başlamasıyla yalıtım sektörüne adım atıyor. 2011 yılında EPS üretim yelpazesine dahil ediliyor. 2018 yılında yapılan taşyünü yatırımıyla Türkiye’nin 6’ncı taşyünü üreticisi oluyoruz. XPS, EPS ve Taşyünü üretiminin üçünü bir arada yapan Türkiye’deki iki sanayi kuruluşundan biriyiz. Çok zengin bir ürün ailesine sahibiz. Sadece XPS, EPS ve taşyünü ürünleri değil, bunlarla birlikte hibritleştirilmiş birbirine entegre olmuş kompakt, kompozit ürünler üretiyoruz. Ama ana faaliyet alanımız XPS, EPS ve Taşyünü üretimi.
Su yalıtımı kategorisinde, su yalıtımına destek veren, temel izolasyonunda kullanılan XPS malzemeleri üretiyoruz. Su yalıtımı ürün grubumuzdatemel bohçalama ve ıslak hacimlerde kullanılan likit su yalıtımı ürünlerimiz de mevcut.
2022’nin ilk çeyreğinde yönetim kurulumuzun almış olduğu yenilenme kararıyla bir model oluşturmaya başladık. 2022’nin ikinci yarısında evrensel kabul edilen prensiplerle satıştan pazarlamaya, finanstan üretime kadar tüm yönetsel politikalarımızı tekrar gözden geçirip yeni bir yapıya büründürmek istedik. Buna, logomuzdan markamıza kadar tüm süreçleri dahil ettik.
Şu anda, ürün portföyünden yönetim mantığına kadar tüm süreçlerimizi yeniliyoruz. Bugüne kadar çalışan arkadaşlarımızın yanı sıra yeni katılan arkadaşlarımız da oldu. Ciddi bir yenilenme, bir kabuk değişikliği söz konusu firmamızda. Bunun neresindeyiz? Birinci stepimiz 2023 sonu ulusallaşma çalışmaları; bu alandaki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Projelerimizi planladığımız sürede devreye sokuyoruz. Tam olarak varmayı hedeflediğimiz nokta ise 2024 sonunda ISO 500 listesine girmek. Bütün çalışmalarımızı bu hedef doğrultusunda yürütüyoruz.
İlk amacımız, ulusallaşma hedefimizi gerçekleştirmek. Daha sonrasında globale yönelik çalışmalarımız ön plana çıkacak. Mesela 2021’de 22 ülkeye düzenli ihracatımız varken bunu 2022’de 25’e çıkardık.
Maalesef ülkemizde yaşanan deprem sürecinden sonra bazı hedeflerimizde değişiklik yapmak zorunda kaldık. Çünkü birinci önceliğimiz deprem bölgesine hizmet verebilmek. Orada ciddi bir yapılaşma söz konusu olacak.
‘Bu yeni yapılanma sürecinin neresindesiniz?’ diye sorarsanız, sürecimiz planladığımız doğrultuda aksamadan, yol haritamıza uygun biçimde devam ediyor diyebiliriz.
Doğa ile barışık, yenilenebilen, sürdürülebilir üretim teknolojileri üzerine çalışıyoruz. Ar-Ge yatırımlarımız da büyüme oranımızla doğru orantılı şekilde devam ediyor. Enerji maliyetlerinin her geçen gün arttığı bir ortamda enerji verimliliği bizim önceliklerimizden biri. Bunu da ilk önce kendi bünyemizde sağlamamız gerekir ki, daha sonra bu alandaki politikalarımızı sektörümüze katkı olacak biçimde yansıtabilelim.
Çok geniş bir ürün ailemiz var. Üretim ve proseslerimizdeki enerji verimliliği ve tasarrufu önceliklerimiz arasında. Yapmış olduğumuz birkaç projemiz var. Örneğin fabrikalarımızda kullandığımız elektriğin yüzde 70’ini çatılarımızda yer alan güneş enerjisi (GES) sisteminden sağlıyoruz.
Bizim ürün yelpazemiz, markamızda gizli. Mega Insulation Solutions. Yani Mega Yalıtım Çözümleri. Biz temelden çatıya kadar yalıtımın her alanına çözüm sunabilecek ürünler üretiyoruz. Ürettiğimiz başlıca ürünler Taşyünü, XPS ve EPS levhalar. Isı Yalıtım Sistem tamamlayıcısı olan yapı kimyasalları da ürün ailemiz içerisinde yer alıyor. Binalarımızda yaşam konforumuzun artmasını sağlayan Yerden ısıtma levhaları da prosesimizde mevcut. Isı ve ses yalıtımı sağlayan hafif yapı elemanları olarak ifade edebileceğimiz MEGABLOCK ürünleri deyimi yerindeyse tam bir üretim mühendisliği sonucudur.
Mega Yalıtım olarak ülkemize ve halkımıza olan sorumluluğumuzun bilinciyle, sürdürülebilir projelerimize ilk gün olduğu gibi büyük bir azimle devam ediyoruz.