İstanbul trafiğini rahatlatması, Çanakkale'nin kronikleşmiş sorunu olarak görülen otoyol sorununa çözüm olması amaçlanan Çanakkale Köprü Projesi, köprünün kurulması beklenen Gelibolu ve Lapseki bölgesindeki köylerde arsa fiyatlarını şimdiden 3 katına çıkarttı. 25 yıldır gündemde olan proje nedeniyle deniz kenarında arsa fiyatlarının 5 kat artarak dönümü 50 bin TL'ye kadar çıktığı bildirildi. Toplam 2 bin 800 metre olması beklenen köprü, yapımı tamamlandığında dünyanın en uzun 4'üncü asma köprüsü unvanını da kazanacak.
Dünya Gazetesi'nden Bahadır Demirçeviren'in haberine göre, daha öncedenSarıçay-Kilitbahir güzergahına yapılacağı yönünde bilgilerin olduğu köprü güzergahının Gelibolu Sütlüce Mevkii ile Lapseki Şekerkaya mevkii arasında olması bekleniyor. Köprü projesinin en şanslı köyü Suluca olarak gözüküyor. Deniz kenarındaki bu köyde arsa sahiplerinin büyük beklentileri var. Köy, 93 harbi olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı zamanında kurulmuş. 100 haneli köyde 5 bin dönüm tarım arazisi bulunuyor. Köprünün kurulması ile kalkınmayı bekleyen Gökköy ise Çanakkale Boğazı'na en hakim tepelerden birisine kurulu durumda. Manzarası için tercih edilen köyde ise dönümü 7-8 bin TL'den satılan arazi fiyatlarının 20 bin TL'ye kadar yükseldiği belirtiliyor.
Çanakkale Emlakçılar Derneği Başkanı Lütfü Dara, köprü projesi nedeniyle bölgedeki arsa fiyatlarında bir dalgalanma olduğunu ve fiyatların rayına oturduğunu belirterek, "İster istemez köprünün adının geçmesi bile fiyatları etkiledi. Köprünün ayaklarının denize sıfır bir köy olan Suluca'da olacağı beklentisi, köyde dönümü 20 bin TL'ye satılan arsaları 50-60 bin TL'ye çıkarttı. Bu bölge sebzecilik ve meyvecilikle geçimini sağlıyor. Ürünü para etmeyen köylü arsalarını satışa çıkarttı, bekliyor. Köylünün satacağı arsalara özellikle İstanbul'dan gelip soran çok var ama satılan arsa sayısı oldukça az. Aslına bakarsanız köprü konusunda bir inandırıcılık sıkıntısı var. İstanbul'a bile 3'üncü köprü yapılması gündemde ve adımlar atılıyor. Burada ise henüz net bir şey yok" açıklamasını yaptı.
Çanakkale Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Sekreteri Sami Can Balçık da köprü projesinin 25 yıldır Çanakkale'nin gündeminde olduğunu ifade ederek, "Arazi fiyatlarının yükselmesi son derece doğal bir gelişme. Sahip oldukları araziyi en iyi fiyatla elden çıkarmaya çalışan arazi sahipleri bu artışı doğal bulmakla beraber, alıcı kişiler de hata yapmamak adına temkinli davranıyor. Bu yadırganacak bir durum değil. 25 yıllık süreçte bu spekülasyonlar gerçekleşti. Bundan sonra daha büyük değer artışları beklenmiyor. Köprü projesinin; Çanakkale'nin diğer şehirlerle ulaşım ağını kuvvetlendirerek gerek sanayi yatırımları ve gerekse turistik programları hızlandıracağını ve bu sayede kentimizin ekonomisine olumlu açıdan katkısı olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Hükümet projeye ciddi yaklaşıyor
Gelibolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Özen ise Gelibolu Sütlüce mevkiinde arazi fiyatlarının 3 misline çıktığı iddialarının asılsız olduğunu vurgulayarak, "Fiyat artışı oldu ancak 3 misli gibi abartılı rakamlara ulaşmadı. Uzun yıllardır çeşitli hükümetlerin de gündeminde yer almış ama sadece konuşulan köprüye şu anki hükümet ciddi yaklaşmasıakması, çalışmaların devam etmesi bizleri sevindiriyor. Köprü projesinin bölgemize bir hareket getireceği, yöresel ekonomiye fayda sağlayacağına inanıyoruz. Ayrıca Köprünün yapım aşamasında bir çok sektörün de iş yapabileceğini, inşaat sektörünü canlandıracağını düşünüyorum" dedi.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülend Engin: Köprü şehrin gelişim projesi olma niteliğini de taşımalı
Yapılacak olan köprü ulaşım dışında şehrin gelişim projesi olma niteliğini de taşımalı. Köprü yapımı planlanırken çevre sahil bandını da ülkemiz ekonomisine ivme kazandıracak, küresel rekabet gücümüzü geliştirecek, yüksek katma değer üretecek sanayi ve ticaret yatırımları için değerlendirmeyi düşünmeliyiz. Yoksa tarım alanları turistik tesis yapıyorum diye imara açılıp konut alanlarına, beton tarlalarına dönüşür. Bu geri dönüşümü olmayan bir israf ve gerçek bir çevre sorunu. Gelecek kuşaklarımıza kıyılarımızı verimli bir kullanım planıyla bırakmalıyız. Üretime, istihdama, rekabet gücümüze öncelik vermemiz gerek. Kumburgaz, denizi kumu ile bugünün popüler koyu Çeşme'den çok daha üstündü. Ama ne yaptık, turistik alanlar yapılacak yaftası altında imar izinleri verildi ve şimdi yılda 3 ay bile kullanılmayan betonlardan bir leke oldu. Köprü gibi ulusal ölçekli projelerde, köprüyle birlikte sahillerimizde üretim ve ticareti geliştirecek imar düzenlemeleri yapılarak Çanakkale'nin ulusal demiryolu ağına bağlanması durumunda bu proje Güney Marmara'yı Türkiye'nin lokomotifi yapar ve bu lokomotif ülkemizi gelecekte hedeflediği gelişime ve ihracat rakamlarına götürür.