"Konutlarda Havalandırma Konusu Gözden Kaçıyor"



İklimlendirme - Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlenecek  ‘Mimari Tasarımda İklimlendirme Konferansı’nın ilkini Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM) gerçekleştirdi. Sektörün markalarını, yatırımcıları, mekanik proje firmalarını ve mimarları bir araya getiren konferansın moderatörlüğünü ise ünlü sunucu Metin Uca üstlendi.

MetinMetin Uca

Amacımız nefes alan binalar yaratmak

Konferansın ilk konuşmacısı İSKİD Merkezi İklimlendirme Sistemleri Komisyonu Başkanı Ozan Atasoy oldu. İSKİD hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Atasoy, “konfor” kavramını açıkladı. Konfor kavramının içinde araştırmanın, bilimin bulunduğunu ifade eden Atasoy, uzun yıllar bilim insanlarının, insanların hangi ortamlarda kendilerini konforlu hissettiklerini araştırdığını kaydetti. Konforun ısıl, akustik, iç hava kalitesinde konfor olarak bölümlendirildiğini söyleyen Atasoy, “Hastalıklı bina sendromunun önüne geçmek için konfor gereklidir” şeklinde konuştu.

Atasoy, “Bu konferans ile amacımız yapılar henüz mimari proje konsept tasarımı aşamasında iken mimarların, mekanik tasarımcılarla bir araya gelmesini sağlamak ve böylece nefes alan binalar yaratmak” dedi.  Türk iklimlendirme sektörünün 2013 yılında 4,2 milyar dolar ihracat rakamına ulaştığını belirten Atasoy, “Sektörümüzün 2023 yılında toplam 60 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. Gelecek için büyük bir potansiyel taşıyan iklimlendirme sektörünün hem mimarlar, hem yatırımcılar hem de halk için en iyi şekilde hizmet verebilmesi için bu konferansın çok faydalı olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

OzanOzan Atasoy

Nefes alan binalar için mimari tasarımda iklimlendirme

Konferansın “mimari tasarımda iklimlendirme” konulu panelinde, SystemairHSK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vural Eroğlu, Avcı Architects Kurucusu Mimar Selçuk Avcı, Çinici Mimarlık Ortağı Mimar Can Çinici, GN Mühendislik Genel Müdürü Gürkan Görgün ve Tahincioğlu Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Yezdan Kanaat iklimlendirme sektörü ile ilgili ihtiyaçları değerlendirdi.

Sadece mekanik cihazlara dayanmadan çözümler üretmek mümkün

Mimar Selçuk Avcı, İklimlendirmenin sadece teknolojiye dayanmaması gerektiğini belirterek, eski toplulukların doğa ile uyumlu, doğal, sürdürülebilir bir iklimlendirme yaptıklarını vurguladı. Toplulukların modernleşmesi ya da endüstriyel devrim ile bu sürecin çöktüğünün altını çizen Avcı, doğal yöntemlerden uzaklaşan, enerji tüketen sistemlerle doğanın dengesinin bozulduğunu belirtti. “Mimarlar olarak, rolümüz büyük. Kilit noktadayız” diyen Avcı, yerel mimarinin tasarımcılara bu yönde de kılavuzluk ettiğini söyledi. Harran Evleri, İran’daki Ab-Anbar ile İtalya’da bulunan Costozza gibi yerel mimaride bulunan doğal iklimlendirme örneklerini anlatan Avcı, “3000 yıllık teknoloji ile bugünü birleştirmek mümkün” dedi.  Avcı, Ankara’da yaptıkları Türk Müteahhitler Binası’nı anlattığı bir sunum gerçekleştirdi. Binada doğal kaynakları kullanarak, iklimlendirme yaptıklarını belirten Avcı, “Binada yüzde 40-50 oranında enerji tasarrufu sağladık. Doğadan aldığımız kaynakları kullanarak, sürdürülebilir bir şekilde iklimlendirme sorununu çözdük. Sadece mekanik cihazlara dayanmadan, ama onlarla bütünleşik çözümler üretmek gayet mümkün” dedi.

“Kuyular depremde yapının güvenliğini sağlıyor”

Mimar Can Çinici, mimarlığın sadece estetik geliştirme odaklı olmadığına dikkatleri çekerek, iyi bir mimarlığın farklı mühendislik dallarından da beslendiğini kaydetti. Çinici, mimarlığın sadece görsel alana kısıtlandığında ilham darlığı çekeceğinin altını çizerek, mimaride mühendislikten de ilham aldıklarını ifade etti. Yerel mimariden bahseden Çinici, Eski Rum ve Osmanlı evlerinin kenarlarında bulunan kuyuların, depremde yapının güvenliğini ve temiz hava akışını sağladığını keşfettiklerini belirtti.

Disiplinler arası çalışmanın öneminden bahseden Çinici, tümel vizyonları ile gelen mühendislerin mimarlar için aydınlatıcı olduğunu kaydetti. Çinici, “Binanın mühendisler tarafından, onların dilince tekrar tasarlanması önemli” dedi.

Konutlarda havalandırma konusu gözden kaçıyor

Kapalı ortamlarda insanların sağlıklı bir şekilde nefes alabilmeleri için doğru iklimlendirmenin önemine vurgu yapan Vural Eroğlu,  “Konutlarda genellikle ısıtma ve soğutmanın üzerinde duruluyor. Havalandırma konusu genellikle gözden kaçıyor. Bu durumun en önemli nedeni ülkemizde ilgili standartların geliştirilmemiş ve uygulamaya sokulmamış olması” dedi. İç hava kalitesinin artırılabilmesi için mutlaka yeterli miktarda taze havanın ortama verilmesi gerektiğine değinen Eroğlu, “Son 100 yıllık süreçte artan çevre ve enerji bilinci sonucunda sızdırmaz hale getirilen binalar bir termosu andırmakta mekanik havalandırmanın  yapılmaması durumunda oksijensizlik insanların ölümlerine bile sebep olabiliyor” dedi. Eroğlu, “Konutlarda ideal oksijen seviyesi yüzde 21, minimum oksijen seviyesi yüzde 19’un altına düşürülmemelidir. Oksijen seviyesi yüzde 15’in altına düştüğünde insanlar için hayati tehlike başlamakta beynin oksijensiz kalmasından kaynaklı olarak vücutta kalıcı hasarlar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle insanlık için bu kadar önemli olan oksijenin, konutlardaki öneminin üzerinde durulmalıdır” şeklinde konuştu.

Enerji verimliliği için geri kazanımlı sistemler tercih edilmeli

Avrupa’da ve Türkiye’de yapılmış enerji istatistikleri, ülkelerin toplam enerji tüketimlerinin yaklaşık  3’te 1’inin binalara ait olduğunu gösterdiğini anlatan Eroğlu, “Enerji kaynağı dışa bağımlı olan ülkelerde bu durum ekonomik açıdan da büyük önem teşkil ediyor. Türkiye’nin cari açığında enerji ithalatının çok büyük etkisi olduğu biliniyor. Bu sebeple bu enerjinin mümkün olduğunca verimli kullanılması oldukça önemli” dedi. Konutlarda taze hava ihtiyacını karşılamak amacıyla çeşitli konut havalandırması sistemleri kullanılabildiğini belirten Eroğlu, “Konut havalandırma sistemleri;  merkezi sistemler, bireysel sistemler, ısı geri kazanımlı ve ısı geri kazanımsız sistemler olarak sınıflandırılabilir. Atılan enerjiden mümkün olduğunca fazla yararlanılabilmesi, sıfır enerjili binalar yapılabilmesi için ısı geri kazanımlı konut havalandırması sistemleri mümkün olduğunca tercih edilmelidir. Sağlıklı bir yaşam, sağlıklı bir gelecek için konutlarda havalandırmanın önemi unutulmamalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

Maksimum enerji tasarrufu sağlayan sistemler tercih edilmeli”

Gürkan Görgün, doğru iklimlendirmede tasarımın önemine dikkatleri çekerek, tasarımı planlarken, farklı disiplinler ile bir arada olmanın gerekliliğini vurguladı. Danışmanlar ile işverenin de tasarıma katkıda bulunması gerektiğini kaydeden Görgün, tasarım denilince tüm ekibin algılanması gerektiğini söyledi. Görgün, iklimlendirme sistemi seçiminin binanın tipine, kullanım amacına göre değiştiğini belirterek, maksimum enerji tasarrufu sağlayan sistemlerin seçilmesi gerektiğinin altını çizdi. İlk yatırım maliyetlerini optimize etmenin gerekliliğine değinen Görgün, iklimlendirme sisteminin işletme ve bakım maliyetlerini de minimalize etmeye gerek olduğuna vurgu yaptı. Görgün yeşil bina kavramına da değinerek, “Bana göre, yeşil bina, içerdeki hava konforundan ödün vermeden, binanın harcadığı kaynakları minimize eden binadır” dedi.

Bina enerji yönetmeliğinden bahsederek sözlerini tamamlayan Görgün, bina yapımında uyulması zorunda olan bu yönetmeliği, devletin kendi yapılarında uygulamadığını ve denetlemediğini belirtti.

Konutlarda havalandırmanın önemi hala anlaşılmadı”

Yezdan Kanaat, başarılı bina kriterlerinden bahsederek konuşmasına başladı. Kanaat, başarılı binanın; kalite, memnuniyet ve sürdürülebilir enerji verimliliği kriterlerinden oluştuğunu belirtti. Kanaat, binanın işletmesinden de bahsederek, kötü işletilen bir binanın bütün bu kriterleri boşa çıkarabileceğini de kaydetti Kanaat, başarılı binanın öncelikle insanı ve insanın konforunu hedeflediğini vurgulayarak, yapıyı kullananların memnuniyetinin başarının anahtarı olduğunu söyledi. Kanaat, bina kullanıcısının daha çok binanın içindeki konfor ile ilgilendiğini belirterek, iklimlendirmenin de bina içindeki konforlardan biri olduğunu anlattı. Türkiye’de evlerde havalandırmanın öneminin anlaşılmadığını kaydeden Kanaat, konut almak isteyenlerin de havalandırma üzerinde kafa yormaktan kaçındığını bildirdi. Kanaat, “müşteri sağlığını, memnuniyetini sağlamak için nefes alan binalar diyoruz” şeklinde konuştu.

“Mimarın kendi içine dönük çalışması yatırımcıya da zarar veriyor”

Yatırımcı firma olarak sorumluluklarının olduğunu ifade eden Kanaat, farklı disiplinlerin bir arada tasarladığı projelerin önemine vurgu yaptı. Kanaat, “Mimarın kendi içine dönük çalışması yatırımcıya da zarar veriyor” dedi. Yatırımcıların, ilk aşamada mühendisler ile mimarlara yapı ile ilgili brifing vermesi gerektiğini kaydeden Kanaat, “Bütün sistemleri ile verimli çalışan, sürdürülebilir, fakat estetiğinde de taviz vermeyen binalar hedeflenmesi gerekiyor” dedi.