Konut sektörünün gelecek vizyonunun ortaya konulduğu, Türkiye’nin ilk ve
tek konuya özel kurgulanan buluşması ‘Konut Konferansı 2010’,
Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol,
GYODER Başkan Yardımcısı Işık Gökkaya ve TOKİ Başkanı
Erdoğan Bayraktar’ın konuşmalarıyla başladı. YEM’in Fulya’daki
merkez etkinlik alanında gerçekleştirilen buluşmaya ilgi yoğun oldu.
‘Konut’un
Türkiye için her zaman önemli bir konu olduğuna vurgu yapan YEM Yönetim Kurulu
Başkanı Doğan Hasol, artan nüfusun kentler üzerinde bir baskı
yarattığını ve gecekondulaşmayı da beraberinde getirdiğini, konut olgusunun
zamanla karakter değiştirerek bir spekülasyon aracına dönüştüğünü belirtti.
Konuşmasında TOKİ’nin başarılı işlere imza attığına, gecekondulaşma ve kaçak
yapılaşmanın önüne geçilmesinde önemli bir payı olduğuna değinen Hasol, İstanbul
Serbest Mimarlar Derneği Başkanı olarak TOKİ projelerinde mimari kalitenin
arttırılması için destek istedi. Kamunun yol gösterici olma özelliğini anımsatan
Hasol, “Tıpkı sanatta olduğu gibi, mimarlığın da gelişip yeşerebilmesi için
ülkenin desteğine ihtiyacı vardır” dedi.
Işık Gökkaya: Konut
kredileri tabana yayılmalı
Doğan Hasol'dan sonra söz alan GYODER
Başkan Yardımcısı Işık Gökkaya, ekonominin yüzde 10,3 büyüdüğü
bir ortamda yüzde 21,9 gibi bir büyüme trendi yakalayan inşaat sektöründe
'konut' kaleminin geçirdiği yapısal değişiklikleri aktardı ve gelinen noktada
gelişen tüketici beklentilerinin sektörü nasıl yönlendirdiği üzerinde durdu.
Sektörde daha da sağlıklı, sürdürülebilir bir gelişme için yapılması gereken
çeşitli düzenlemeler olduğuna dikkat çeken Gökkaya, kredi faiz oranlarının
düşmesinin ve ikincil piyasaların oluşturulmasının öneminin altını
çizdi.
"Rakamlara
baktığımız zaman, bir kişinin konut kredisi kullanabilmesi için yıllık 45 bin
TL’lik bir gelirinin olması gerekiyor. Yüzde 1.5 seviyesindeki faiz oranlarıyla,
16.8 milyon hane halkından ancak 1.8 milyon hane halkı yararlanabilmekte. Oysa
yüzde 0.99 faiz oranında 80 bin liralık bir kredi tutarının aylık maliyeti 1.20,
yıllık maliyeti de 14.37 seviyelerinde olacak. Bu oran aylık 5
seviyelerine düştüğü zaman, 9 milyon hane halkı konut kredilerinden
faydalanabilecek. Bu da konut kredilerinin tabana yayılmasını sağlayacak.
Türkiye’nin bu yola girebilmesi için ikincil piyasaların oluşturulması
gerekiyor. Amerika’da yaşanan deneyim, bizim için kötü bir örnek olmamalı".
KDV oranlarının ve tapu harçlarının indirilmesinin, KDV iadelerinin
ödemelerinin kolaylaştırılmasının ve bürokrasinin azaltılmasının da diğer önemli
başlıklardan birkaçı olduğunu aktaran Gökkaya, geçen yıl ugulanan KDV
indiriminin sürenin kısa olması nedeniyle ancak sınırlı bir etki yaratabildiğini
ifade etti.
"Kentsel dönüşüm
projeleri bir an önce başlamalı"
Gayrimenkul sektörüne çağ
atlatacak çalışmalardan birini de kentsel dönüşüm projeleri olarak gösteren
Gökkaya, kentsel dönüşüm projelerinin özellikle deprem bekleyen İstanbul için
önemini vurguladı. "Kentsel dönüşümle ilgili projeler derhal tamamlanmalı,
milyar dolarlık projeler biran önce başlatılmalı" diye konuşan Gökkaya,
depremden önce yapı stoğu yenilenmesinin öneminin altını çizdi. Kentsel dönüşüm
sürecinin, konut geliştiriciler için önemli bir sorun olan 'arsa geliştirilmesi'
konusunu da çözeceğine dikkat çeken Gökkaya, "Kentsel dönüşüm, tüm paydaşların
kazanacağı bir çalışmadır. Başarılı bir kentsel dönüşüm süreci için kamu ve özel
sektörün birlikte çalışmalıdır. Süreçte, imar transferleri ve imar haklarının
menkulleştirilmesi önem taşımaktadır" dedi.
* İmar planları için açılan davalar,
yatırımcıların zaman ve sermaye kaybına sebep oluyor; imar planları kesin ve net
olmalı, mevcut kanunlarla gerekli düzenlemeler yapılmalı
* Doğaya
saygılı yeşil binalar, tüketiciler için de bir tercih sebebi haline geliyor.
Çevre dostu konut projelerinin yaygınlaşması için, devlet desteği uygulanmalı ve
bu tür projeler teşvik edilmeli. Kentlerde yaşam kalitesinin artması için yeşil
binaların artması önemli.
Erdoğan
Bayraktar: Kentsel dönüşüm büyük kentlerden başlayacak
Işık
Gökkaya'dan sonra kürsüye gelen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar
da gelinen noktada konut kavramının nasıl gelişerek, insanların yaşam
biçimlerini şekillendiren bir konsepte dönüştüğü üzerinde durdu. "İnsanlar,
artık sağlam, kaliteli, çağdaş olanakları da barındıran yerleşim birimlerinde
yaşamak istiyorlar" diyen Bayraktar, Türkiye'nin önündeki en önemli sorunlardan
birinin kentsel dönüşüm olduğunu söyledi. Türkiye genelinde bulunan 16,5 milyon
hanenin 13 milyona yakınının artık şehirleştiğine, ancak bu 13 milyona yakın
hanenin yarısının bugünkü mühendislik, mimari standartları yakalamaktan uzak,
kaçak ya da ruhsatsız yapılar olduğuna değinen Bayraktar, bu yapıların çağdaş
olanaklar sunmaktan uzak olduğuna dikkat çekti ve şunları
söyledi:
"Ulaşımla, eğitimle, sağlıkla entegre edilmiş, yeşili bol olan,
kaliteli yerleşim birimleri inşa etmek zorundayız ve bunun başlangıç noktası da
büyük şehirlerimiz. Kentsel dönüşümün Türkiye gündemine oturtulması gerekiyor ve
bunda herkese görev düşüyor. Bu, sadece bir kurumun tek başına altından
kalkabileceği bir durum değil".
TOKİ projelerinin mimarisine yöneltilen
eleştirileri de değerlendiren Bayraktar, bu konuda meslek insanlarından ve
üniversitelerden de uyarılar aldıkların aktardı. Bayraktar, "Kendimizi, yöresel
ve tarihi mimarinin geliştirilmesi, mimaride çeşitliliğin artırılması noktasında
çok geliştirmemiz lazım" dedi ve bunun için gerekli çalışmaların yapıldığını
ifade etti. "Bundan sonra yapacağımız işler bunlardır" şeklinde konuşan
Bayraktar, artık tünel kalıp uygulamasının bırakılıp, ülkeyi güzelleştirecek
mimari yapıların Türkiye'ye kazandırılması gerekliliğine işaret
etti.