Birleşmiş Milletler tarafından, barınma hakkı ile ilgili bilincin geliştirilmesi, herkes için yeterli konut ve sürdürülebilir kentleşme faaliyetlerini desteklemek amacıyla ilan edilen Dünya Konut Günü, Türkiye'de her Ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanıyor.
Dünya Konut Günü nedeniyle açıklama yapan ÇATIDER Başkanı M.Nazım Yavuz, Türkiye'de inşaat sektörünün son yıllarda etkileyici bir büyüme performansı gösterdiğini, buna rağmen konut açığı sorununun varlığını sürdürdüğünü hatırlattı. Yavuz, birçok ülkede etkin şekilde kullanılan çatı katının Türkiye'de atıl durumda tutulduğunu belirterek, gerekli düzenlemenin yapılması ile çatı katlarının konut olarak kullanılabileceğini söyledi.
Eğim nedeniyle çatılar kullanılamıyor
Türkiye'nin 10'uncu Kalkınma Planı'na göre şehirleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının 2014-2018 döneminde 4,1 milyon olarak öngörüldüğünü belirten Yavuz, Kentsel Dönüşüm sürecinde çatı aralarının da kullanıma açılması gerektiğini vurguladı. Yavuz şöyle konuştu:
“Türkiye'de çatılar istisnalar dışında kullanılmayan, ya da eşyaların depolandığı atıl alanlar olarak görülüyor. Bunun en büyük nedeni de mevzuat gereği çatılarda kullanıma uygun eğimin sağlanamamasıdır. Şu an Türkiye’deki çatılarda genelde yüzde 33 eğim var. İstanbul, Kocaeli, Konya, Afyon, Bursa gibi illerde eğim yüzde 45'e, Aksaray, Ankara, Denizli, Isparta gibi illerde ise yüzde 40'a çıkmış durumda. Bazı büyükşehir belediyeleri bu eğimin yüzde 45 olması yolunda çalışmalar yaptı. Konunun acilen kamunun ve yerel yönetimlerin gündemine alınması ve çatı aralarının kullanıma açılması gerekiyor.”
Avrupa’da çatı katlarına devlet teşviki veriliyor
Avrupa’da çatıların otopark, havuz, bahçe, sosyal tesis gibi pek çok farklı şekilde değerlendirildiğini, bu örneklere Türkiye'de rastlanmaya başlandığını ifade eden Yavuz, “Avrupa’da çatı katları ayrı bir kat, ayrı bir daire olarak satılıyor, bizde ise çatı katı yasal olarak ancak en üst kat ile bağlantılı olarak kullanılabiliyor. Yani ayrı bir yaşam alanı olarak görülmüyor. Almanya’da bir konuta, çatısından veya bodrumundan ayrı giriş yaptığınız zaman, ileride bu ayrı bir konut olarak değerlendirilebilir düşüncesiyle devlet bu projelere faiz indirimi uyguluyor, destek oluyor, teşvik sağlıyor. Bu durum artan konut ihtiyacının karşılanmasında büyük fayda sağlıyor. Türkiye’de ise birçok ilde, coğrafyanın özellikleri düşünülmeden çatı aralarının derecesi saptanmış durumda. Oysa ülkemizde nüfus genç ve konut ihtiyacı her geçen gün artıyor. Çatılar kullanıma açıldığında metrekare bazındaki konut ihtiyacı eksilecek” dedi.
Türkiye’nin çatı aralarını göz ardı edebilecek kadar zengin olmadığının altını çizen Yavuz şöyle devam etti: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayınlanan Yeni Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde bir yenilik yapılarak 'Çatı eğimleri, kullanılacak çatı malzemesi ile yörenin mimari özelliği ve iklim şartları dikkate alınarak ilgili idarenin tasvibi ile tayin edilir' maddesi ilave edildi. Ancak çatının eğiminin tek başına artırılması, çatı aralarının bağımsız bölüm olarak kullanılamamasına neden oluyor. Ve kullanılmak istendiği takdirde altındaki kat ile bağlantılı olması şartı çatı aralarının verimli olarak kullanılmasını engelliyor. Bu maddenin Avrupa'daki örneklere bakılarak yeniden ele alınması gerekiyor.”