Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Fethi Hinginar, dernek olarak can ve mal kayıplarına neden olan inşaat ile ilgili birbiriyle çelişen yönetmelikleri toparlamak için harekete geçti. Fethi Hinginar, dernek çalışmaları konusunda bilgiler verdi. Bu yılın başında düzenlenen 33. Olağan Seçimli Genel Kurul toplantısında başkanlığa seçilen ve aynı zamanda Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, geçtiğimiz dönem ciddi bir döküman hazırlama dönem geçirdiklerini söyledi. Dünya Gazetesi'nden Yener Karadeniz'in haberine göre, bunlardan birinin sürdürülebilirlik raporu olduğunu dile getiren Hinginar, “Bu yıl ikincisini hazırlıyoruz. Ayrıca sağlıksız yapılar ile ilgli güvenli yol haritası çalışması yaptık. Bunun da ikincisini hazırlıyoruz. Enerji tasarrufu ile ilgili ciddi çalışmalarımız var. Bu konuda en iyi ülkeleri alıp Türkiye ile kıyaslıyoruz ve uygulamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
Yönetmeliği olmayan konular var
Bu çalışmalar esnasında Türkiye’de dört dörtlük bir yasal altyapısı olmadığı görülmüş. Bunun sonucunda da herkes istediği gibi ve kontrolsüz inşaat yapmış. Bununla ilgili İMSAD ciddi bir çalışma başlatmış. Ulusal Bina Yönetmeliği adı altında başlatılan çalışma kapsamında birbiri ile uyumlu olmayan yönetmeliklerin birbiri ile uyumu sağlanacak.
Fethi Hinginar, “Türkiye’deki mevcut yapılaşma ile ilgili birbirinden bağımsız, ancak birbiriyle çelişen yönetmelikler var. Isı yalıtım yönetmeliği var, yangın yönetmeliği var. Deprem yönetmeliği var, ama bunun dışında yönetmeliği olmayan konular da var. Su yalıtımı, rüzgar mesela. Bütün bunları bir çatı altında oluşturmak için de ulusal bina yönetmeliği adı altında çalışma başlattık ve bunun için bir platform kurduk. Geçen yılki zirvemizde Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Çelik gelip bu bilgileri görünce heyecanlandı ve ‘Bu işi destekliyorum beraber yürüteceğiz bu çalışmayı’ dedi. Şimdi çalıştay yapmak için konuyla alakalı çalışmalarımız sürüyor. Hem sektör hem de kamuyu bir araya getireceğiz. Bu ay Ankara’da bir çalıştay yapacağız” şeklinde konuştu.
Mevcut mantolamalar başa bela olacak
Fethi Hinginar’ın verdiği bilgilere göre, birbiri ile çelişen yönetmelikler arasında ilk sırada yangın ve ısı yönetmeliği geliyor. Yanıcı maddeler izolasyon malzemesi olarak kullanılıyor. Bunlar teknik açıdan sınırlandırılmış ya da yönlendirilmiş değil. En gayri ciddi yapılan uygulama ise mantolama. Hinginar, Azerbaycan’da geçtiğimiz haftalarda meydana gelen otel yangını örneğini vererek, “Bu yangının sebebi bu uygulama. ABD’de böyle birşey yok. AB’de de bu iki yönetmelik bir biri ile uyumlu.Yangın bariyeri koyma zorunluluğu var. Eğer yanıcı malzeme kullanıyorsanız cephede mutlaka onun üzerine yanmazlık sağlayacak malzeme kullanacaksınız ayrıca alt katan üst kata yansımasını önlemek üzere de yangın bariyerleri yapacaksınız. Türkiye’de böyle bir uygulama yok maalesef” dedi. Son dönemlerde ciddi şekilde artan ve kontolsüz yapılan mantolama bu nedenle büyük tehlike arz ediyor. Hinginar, doğru malzeme ve uygulama ile iyi sonuç alınabileceğini ancak yanlış malzeme ve yanlış uygulamanın onarılmaz sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. Fethi Hinginar’a göre, şu anda yapılan mantolamaların büyük bir kısmı ilerde bela olacak ya da değişmesi gerekecek.
İnşaat malzemesi ihracatı için müşavirliğe ağırlık vermeliyiz
İMSAD Balkanı Hinginar, yapı malzemeleri ihracatı konusunda da Türkiye’nin malzeme kalitesi göz önünde bulundurulduğunda olması gereken yerin çok gerisinde bulunduğuna dikkat çekti. Türk müteahhitlik sektörünün yılda 20-30 milyar dolarlık inşaat potansiyeli yarattığını ve dünyada Çin’in ardından geldiğini belirterek “Türk müteahhitler Türk malzemeleri kullanması lazım. Dünya bunu bir adım önce müşavirlik kısmında çözüyor. Bizim müteahhitlik sektöründeki yerimize baktığımızda müşavirlik sektöründeki konumumuzla arasında korkunç bir uçurum var. Dünya çapında müşavirimiz çok az. Bunun sonucunda da yılda 20-30 milyar dolarlık iş hacmi yaratan müteahhidimizin Türkiye’den aldığı malzemenin miktarı 200-300 milyon doları geçmiyor. Halbuki 20-30 milyar dolarlık bir işin en az yüzde 10-20’sinin Türkiye’den alınması lazım. Şu an bu oran yüzde 2 civarında. Bu nedenle müteahhitlik sektörünün bir önceki adımının nasıl güçlendirilmesi gerektiğine bakılması lazım. 100 ülkeye ihracat yapıyoruz ama ilk 20’ye ihracatın yüzde 80’inin yapıyoruz” dedi.