"Akdeniz’i Koruyoruz" turuna devam eden
Rainbow Warrior’un Sığacık Körfezi’nden sonraki durağı Gökova Körfezi oldu.
Geminin buraya geliş amacı ise Kemerköy Termik Santrali’ni protesto
etmekti.
İklim değişikliğini arttıran en büyük nedenlerden biri olan
kömürlü termik santrallerine karşı çıkan Greenpeace, burada inşa edilen termik
santralin de, iklime ve Akdeniz’e karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirten
bir eylem gerçekleştirdi. Eylemciler, denizde açtıkları pankartlarla
"kömürden kurtul!" ve "iklimi ve akdeniz’i kurtarın" mesajları
verdiler.
Greenpeace, Türkiye’deki "özel çevre koruma alanları"ndan biri
olan Gökova Körfezi’nde iklim değişikliğini hızlandıran ve deniz yaşamını
yok edercesine tehdit eden termik santrallerin varlığının kabul edilemeyeceğine
dikkat çekiyor.
Gökova Körfezinin koruma altında olduğunun altını çizen
Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, buna rağmen
hala bir çok tehdidin ortadan kaldırılamadığını söylüyor: "Gökova Körfezi zengin
deniz yaşamı nedeniyle koruma altına alınmış bir alan olmasına karşın bir termik
santralin kurulabilmiş ve hala çalışıyor olması bu statünün yetersizliğinin
kanıtıdır. Gökova gibi pek çok değerli deniz alanı, yasal anlamda yeterince
korunamadığından iklim değişikliğinden endüstriyel balıkçılığa dek pek çok
tehdit etkisini hızla göstermeye başladı".
Greenpeace'den yapılan açıklamada ise şunlar yazılı: İnsan
kaynaklı pek çok faaliyetin yarattığı tehdidin yanı sıra iklim değişikliğinin
sonuçları da Akdeniz’i son derece olumsuz şekilde etkilemekte. Kapalı bir
deniz olması deniz suyu ısısının ve tuzlanmanın daha çabuk artmasına neden
olmakta; iki farklı okyanusa bağlantısı ise farklı denizlerden gelen yabancı
türlerin istilasına imkan tanımaktadır. Sonuçta Akdeniz’e özgü deniz
canlılarının yaşam alanı kaybolmakta ve buradaki ekosistemin dengesi
bozulmaktadır.
Kuruldukları her yerde çevrelerindeki bütün yaşamı fiziksel,
sosyal ve ekonomik olarak yok edenkömürlü termik santralleri,aynı zamanda
dünyadaki bütün fosil yakıt kaynaklı salımların da (yaklaşık) yüzde 50’sine
neden olur. Bütün bu gerçeklere rağmen Türkiye bugün hala 47 tane yeni
kömürlü termik santralin yapılmasını planlanıyor.
Greenpeace Akdeniz iklim ve enerji kampanyası sorumlusu Korol
Diker de iklim değişikliğinin seller, orman yangınları, sıcak dalgaları ve
kuraklık gibi etkileri sebebiyle halihazırda her yıl yaklaşık 150,000 insan
yaşamını yitirdiğini belirtiyor: "Bunun en büyük sorumlusu olan kömürlü termik
santrallerden kurtulmayarak gelecek nesillerin yaşamlarını da karartıyoruz.
Hükümet de iklim suçlusu kömür ile işbirliği yapmak yerine hem kendi
insanlarımıza hem de dünyaya karşı taşıdığı sorumluluk gereği temiz
yenilenebilir enerjilere ve enerji verimliliğine yapmak zorunda."
Greenpeace, Türkiye’nin Aralık ayında Kopenhag’da yapılacak
İklim Zirvesi’nde en üst düzeyde temsil edilmesini ve üzerine düşen görevleri
yerine getirmesini talep ediyor. Türkiye de diğer ülkeler gibi gerçek bir iklim
anlaşması için fosil yakıtlardan vazgeçerek temiz enerjilerle gerçek bir Enerji
[D]evrimi gerçekleştirmelidir.
Haziran ayında başlayan tur kapsamında, Greenpeace’in am
korumalı deniz rezervleri önerisini güçlendirecek ve denizlere yönelik
tehditleri gündeme getirecek bilimsel araştırmalar yapılıyor, yasadışı
balıkçılığa karşı eylemler düzenleniyor ve deniz rezervleri ağı konusunda
siyasilerin kararlarını etkilemek amacıyla lobi faaliyetleri sürdürülüyor.
Türkiye turuna Ege’de devam eden Rainbow Warrior, Gökova’dan sonra, Datça ve
Marmaris’i ziyaret ederek Türkiye’de bir deniz rezervleri ağının oluşturulması
için başlatılan imza kampanyasına destek toplayacak.
Greenpeace yaşamımızın kaynağı olan denizlerimizin iklim
değişikliğinin geri dönülmez tahribatlarından korunabilmesi, balık stoklarının
yeniden toparlanabilmesi, ve deniz yaşamının tahribat ve yıkımlardan
korunabilmesinin en etkin yolu olarak, denizlerin yüzde 40’ını kapsayan bir
deniz rezervleri olmasını talep ediyor.