Kolay Gelsin İzmir!

Bugün Expo’da İzmir için karar günü... Türkiye’nin 1992’den beri gözünü diktiği Expo uluslararası fuarının oylaması bu akşam Paris’te yapılacak. 2015 Expo’sunun iki adayı, Milano ve İzmir için 151 ülkenin delegeleri gizli oy kullanacak. İzmir, 76 üyenin oyunu alabilirse kaderini değiştirecek. Seçimin ödülü, 16 milyon ziyaretçi ve 15 milyar dolar yatırım...

Aylardır başta Cumhurbaşkanı Gül olmak üzere devlet mekanizması Expo için kulis yapıyor. Diplomatlar bulundukları ülkeleri iknaya çalışıyor. Delegeler İzmir’de ağırlanıyor. Expo’yu kapmak için ciddi çaba ve kaynak harcanıyor.

İzmir’in, ilk Expo’ya ev sahipliği yapan Milano karşısında avantajları var; ama dezavantajları da var. Böyle bir günde, çok sevdiğim İzmir’in zorluklarından söz edecek değilim. Sadece stratejik bir konuya dikkat çekeceğim:

Güvenlik Konseyi yarışı
Türkiye, önemli iki yarışa aynı anda soyundu:
Bunlardan ilki Expo fuarı...
Diğeri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği...
Güvenlik Konseyi’nde 15 üye var. Bunların 5’i daimi, 10’u geçici... Geçici üyelerin 5’i her yıl yenileniyor. Bu yıl Avrupa’dan boşalacak 2 yer için 3 aday yarışıyor:
Avusturya, İzlanda ve Türkiye...
Seçim; ekim ayında...
Türkiye 1961’de Güvenlik Konseyi’nde bir sene temsil edilmişti. 2001’deki adaylık girişimini ise 1999 depremiyle geri çekmişti. Şimdi kazanırsa 2 yıl orada oturacak. Çok etkili bir koltuk değil belki; ama ciddi tecrübe... Uzakdoğu’ya, Latin Amerika’ya, Afrika’ya açılım şansı...
Genel Kurul 192 üyeli... Seçilmek için 128 oya ihtiyaç var.
Türkiye bu oyu toplamak için ciddi diplomatik çaba harcıyor.
Dört bir yana özel temsilciler yollanıyor, bazı ülkelerin kalkınma projelerine destek sağlanıyor. Savunulan argüman şu:
“BM gündemini meşgul eden konuların çoğu bizim yakın coğrafyamızda:
Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya, Makedonya. Bu bölgelerle bizim tarihi, coğrafi, siyasi bağlarımız var. İzlanda’ya kıyasla çözüme daha fazla katkı sağlayabiliriz.”
Ancak iki soru işareti var:
Biri, BM gündemindeki sorunları, diyelim Kosova’yı, Darfur’u izleyen diplomatik altyapımız, diplomat potansiyelimiz var mı?
İkincisi, bugüne dek genelde denge politikaları izleyen Ankara, Güvenlik Konseyi’nde her gün taraf olup yeni hasımlar edinmeyi göze alabilecek mi?

Aynı anda iki cephede
Her şeye rağmen ikisi de büyük projeler...
Türkiye, her iki proje için de diplomatlarını seferber etti. Aynı anda iki cephede birden savaşa girdi. Gücünü böldü. Bazı ülkelerle karşılıklı destek anlaşmaları yaparken kozunu bazen Expo, bazen Güvenlik Konseyi için kullandı. Ve elini zayıflattı.
Buna rağmen ikisinde de şansı var.
Lakin asıl soru şu:
7 hafta sonrasını göremeyen istikrarsız bir ülkeye, 7 yıl sonrası için dünyanın en büyük fuarını verirler mi?
Dileriz verirler.
İzmir’e yürekten başarılar diliyoruz.

Cemil Çiçek: Ben yokum!
Ankara’da AKP’yi kapatma davasının yasaklılar listesine alınmayan isimler üzerinden senaryolar inşa edildiğini yazmıştım önceki gün... Senaryolarda adı geçen Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek aradı ve dedi ki:

“Bu senaryoların içinde değilim. Ahlaki de bulmuyorum. Bu tür haysiyetsiz hesapların içinde yer almam. Siyasetçiyi gemiyi ilk terk eden gibi göstererek itibarını harcamak yanlıştır. Sonuna kadar Genel Başkanımın yanındayım. Bedeli neyse ödemeye de hazırım.”