Koçaklar Muğla'ya da Sevdalandı




Tarihin başkentlerinden Mardin 3. bin yılı karşılarken, tarihin valisi Temel Koçaklar da geçmiş binyılları yaşatmaya karar vermişti. "İS 2000" yılının ilk ayında başladığı 6 yıllık valiliğinde, kentin ve bölgenin tüm uygarlık birikimlerine "kamusal sahiplenme"nin örneğini sergiledi. Aynı duyarlılığın sivil toplum örgütleri, özel sektör ve halk arasında da yaygınlaşmasına eşsiz katkılarda bulundu.

Temel Koçaklar, tarihsel zenginliklerimize "kara sevda"sının ilk aşkını ise 1993'te atandığı "Bergama Kaymakamlığı"nda yaşadı. Bu antik Ege kentinde, Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" sözünü anımsamak ne kadar önemliydi.

Koçaklar, işte bu eşsiz "temel"i adeta "adı"yla özdeşleştirerek, Anadolu'nun güneydoğusundan sonra şimdi güneybatısını kucaklıyor. Geçen ocak ayında ilk yılını geride bıraktığı Muğla Valiliği'ndeki projeleriyle, efsanevi "Karya"ya hepimiz adına "çağdaş uygarlık borcu"muzu ödüyor.

Nehrozoğlu'nun anısına
Valimiz Muğla'daki daha ilk günlerinde, Anadolu bilgesi Heredot'un ünlü "İnsan Karya'da yaşar" sözünü doğrulayan tüm kültür ve doğa güzelliklerinin gelecek kuşaklara da aktarılmasını, Muğla'nın öncelikli hedefi olarak ilan etti.

Tarihin ve çevrenin korunmasını yıllardır adeta "gelenekleri" kılan Muğlalılar için bu hedef elbette ki yeni değildi. Ancak, bir valinin aynı duyarlılığı "öncelikli görev" sayması heyecan vericiydi.

Gerçi, 1980 sonrasının "demokrasiden yoksun" yıllarındaki "içtenlikli demokrat" valiliğiyle Muğla'ya 12 Eylül karanlığını yaşattırmayan Kemal Nehrozoğlu'nun kenti sahiplenmesi de unutulamaz.

Cumhurbaşkanımız Sezer'in kimlik değerlerimize verdiği "Çankaya desteği"nin de alçakgönüllü "genel sekreter"liğini yürüten Nehrozoğlu'nun, örneğin Saburhane Meydanı'ndaki 1982'de önayak olduğu çevre düzenlemesi, bugün de "Muğla sit alanı"nın en çekici köşesini oluşturuyor.

Nitekim, Sezer'le birlikte görevi devretmeye hazırlanan Nehrozoğlu'nun, birçok görüşmemizde "Saburhane ne durumda..." diye sorması da Muğla anılarının "derin"liğini gösteriyor.

Acaba Muğlalılar ve kentteki "korumacı" geleneğin belediye başkanı Dr. Osman Gürün, insana ve mimarlık kültürüne saygısının ilk kamusal projelerini bu ilde gerçekleştirmiş zarif valilerinin adını, Saburhane'ye açılan tarihi sokaklardan birine vererek anılarıyla buluşturamazlar mı?

Bu komşuluktan eminim ki aynı sokaklara saklanmış, yöresel mimarinin belki de yalın örneği olan "Handan ve İlhan Selçuk Evi" de çok mutlu olacaktır...

Karya projeleri
Muğla'da son bir yıl içindeki valilik projelerine gelince... Bakalım, özetini bile bu yazıya sığdırmak mümkün olabilecek mi?..

Adı ne yazık ki hep "termik santral zehirlenmeleri"yle duyulan Yatağan'da da artık tarih konuşuluyor. Bozüyük beldesindeki "Hacı Şükrü Evi" onarıldı. İlk müzecimiz Osman Hamdi Bey'in 1890'larda Lagina'yı gün ışığına çıkartan arkeolojik kazıları için kaldığı Turgut'taki konağı restore edildi. Termik santralın kül dağlarıyla kuşatılan antik Stratornikeia'ya sığınmış Eskihisar köyündeki ahşap "Şabanağa Camii" ve aynı meydandaki "eski çınaraltı kahvesi" onarıldı.

Muğla'da önceki Vali Mustafa Aksoy'un gerçekleştirdiği "Hacı Kadı Evi" restorasyonundan sonra valiliğin yeni katkısı ise "Moralılar Evi"nin de aynı şekilde yaşatılması.

Bunların yanı sıra özgün bir girişim ise tarihi sarnıçların da "Yol Durakları" adıyla kültür turizmine kazandırılması.

Koçakların girişimleriyle, Kızılağaç köyündeki 2 sarnıcın Muğla'ya Hizmet Vakfı'nca, Marmaris yolundakinin CNS Firması'nca, jandarma bahçesindekinin komutanlıkça, Yerkesik kavşağındakinin Muğla Ticaret Odası'nca, Taşan mevkiindekinin Marmaris Ticaret Odası ile Esnaf ve Sanatkârlar Odası işbirliğiyle, Muğla Üniversitesi'ndekinin rektörlükçe, Milas Küçük Sanayi Sitesi yanındaki 2 sarnıcın da Milas Ticaret Odası'nca restore edilmesi sağlandı.

Yine Muğla'daki kız meslek lisesinin tarihi binasını da restorasyon programına alan valilik, kentin eski Özel İdare Binası'nı "Gençlik Kültür ve Sanat Merkezi" olarak onarıyor. Bodrum'daki eski "Kaymakam Evi" de kurtarılıyor. Muğla Müzesi'nde "Gladyatör Salonu"yla birlikte Özlüce'deki fosil yatakları "Trolian Parkı" olarak düzenleniyor.

Bütün bu projelerin arasında, yılların özlemi olan "eski yel değirmenlerini yaşatarak koruma" projesi de artık gerçekleşiyor. Datça'dakinin restorasyonu tamamlanıyor. Yalıkavak'takilerin onarımlarını Doğuş Grubu destekliyor. Gümbet'tekiler de sahipleri ile Bodrum Belediyesi'nin işbirliğiyle kurtarılıyor. Ünlü "Ormancı" türküsünün anısını yaşatan "Belen kahvesi"ne komşu Çaybükü köyü değirmeni ise aynı kahveyle ortak bir turistik değer kazanıyor.

Muğla'daki insancıl yaşamı "Muğlalıca" aktaran "Dondurmam Gaymak" filminin yönetmeni Yüksel Aksu, valinin bu özgün sinema yapıtını da hangi duygularla desteklediğini şöyle özetlemişti: "O kadar ilgiliydi ki sanki Muğlalı gibiydi..."

Sözün kısası, kültüre sevdalı Temel Koçaklar şimdi de "Karya aşkı"nı yaşıyor. Neyse ki kendisi gibi çalışkan eşi Sabahat Koçaklar'ın "kıskanma" huyu bulunmuyor.