''Klimaların Tamamı Inverter Özellikli Olsaydı 500 Milyon Lira Daha Az Para Ödeyecektik''



Akıllı teknolojiler ile üretilen yeni nesil klimalar hakkında bilgi vermek amacıyla düzenlenen bir toplantıda konuşma gerçekleştiren İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Split Klima Komisyonu Başkanı Can Topakoğlu, inverter klimaların yazın standart klimalara göre yüzde 50, kışın ise elektrikli ısıtıcılara göre yüzde 400 tasarruf sağladığına dikkati çekerek, yeni nesil akıllı klimaların çok daha düşük karbon emisyonu, ozon dostu soğutucu akışkana sahip olduğunu, sağlığa ve çevreye zararlı maddeleri içermediğini söyledi.

Pazar gelişimi hakkında da bilgi veren Can Topakoğlu, şunları ifade etti:

''2011 yılı itibariyle İSKİD envanterlerine göre Türkiye'de yaklaşık 1 milyon yeni klima satışı gerçekleşti. Taleplere baktığımızda A sınıfı ürünlerde sevindirici gelişmeler var. 2009 yılında inverter klima satış oranı yüzde 14 iken, bugün yüzde 21'e ulaştı. En çok klima satışı İstanbul, İzmir, Antalya'da gerçekleşirken, İstanbul soğutma yönündeki, İzmir ve Antalya da ısıtma konusundaki bilinçliliği ile ön plana çıkıyor. Öte yandan yeni enerji yönetmelikleri gündemde. AB sürecinin de etkileriyle sektörde enerji verimliliği ve çevre konusunda hassasiyet arttı. Şu an taslak bir gündem üzerinde çalışılıyor. 3 fazlı olarak hayata geçecek bu yönetmelik sayesinde, 2016 yılında pazardaki klimaların tamamı inverter olacak.''

Klima kullanımı ile havada bulunan kaba partiküllerin yanı sıra toz, polen, küf, kötü koku, mikroskobik parçalar gibi partiküllerin temizlendiğine dikkati çeken Topakoğlu, klima kullanımının özellikle yaşlılara, kalp, tansiyon, şeker ve astım rahatsızlığı olan insanlara tavsiye edildiğini belirtti. Klimanın doğru kullanılmasının önemine işaret eden Topakoğlu, klima üfleme yönü ayarlarının yakın mesafeden insan vücuduna doğrudan tesir etmeyecek şekilde yapılması ve periyodik bakımların yetkili servislere bırakılması gerektiğini söyledi.

Hava sıcaklıklarının arttığı ya da düştüğü dönemlerde iklimlendirmenin günlük yaşamın konforu açısından önemli olduğunu vurgulayan Topakoğlu, klima kullanımının insan sağlığını olumlu etkilediğini kaydetti.

İSKİD Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Akıska ise klima ve sağlık, enerji verimliliği, iç hava kalitesi konularında çalışmalar yürüttüklerini anlatarak, ''Bilindiği gibi AVM'lerin sayısının artması ile ülkemizde iç hava kalitesi bizim sektörümüzde son derece gündemimizde kalmaktadır ve tabii ki Avrupa Birliği standartları önem arz ediyor, ülkemiz AB yolunda ilerlemekte fasıllar açıldıkça enerji faslı ile beraber AB konusunda bütün regülasyonları uygulamak durumundayız'' değerlendirmesinde bulundu.

''İklim değişiminin ötesinde iklim göçünden endişe duymak gerek''

Prof. Dr. Kerem Alkin ise iklim değişiminin ötesinde iklimin göçünden endişe duymak gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

''İklim göçü de Afrika'nın büyük ölçüde ortasını etkisi altına almış olan son derece kurak ve aşırı derecede sıcak bir iklim katmanının çeşitli iklimsel değişiklik nedeniyle kuzeye doğru göç etmek suretiyle Akdeniz'in güneyine yerleşmesi ve maalesef böylece 2050 yılına doğru İspanya'da hiç ormanların kalmadığı, güneyde Antalya bölgesinden Toroslar'a bir gram kar yağmayan, dünyada da yağmur kuşağının kuzeye kaydığı, bu nedenle tüm Karadeniz bölgesinde genel anlamdaki kuzeyindeki bölgelerde çok ciddi yağmur akışı nedeniyle de barajlarımızın önemli bir kısmının yani hidroelektrik santrallerini kuzeye kaydırmamızı gerektiren bazı gelişmeleri getirebilir. Doğrusunu söylemek gerekirse Karadeniz'deki yaylalardaki hidroelektrik santral inşaatlarından toplumun belli bir kısmının rahatsızlık duyduğu hepimiz tarafından bilinen bir konu ama açık ve net söylemek gerekirse 2050'ye kadar eğer bu en korkulan senaryo geçerli olursa inanın Türkiye'nin içme suyu ihtiyacının buyuk bir kısmını karşılayabilmek adına Karadeniz'deki bugün tartışılan hidroelektrik santralleri ve barajları yapmamızın çok elzem olduğuna dair tabloyla karşılaşacağız. Dünya bütün bunları bu yönleriyle tartışıyor. Tabii konu bu noktaya gelince iklimlendirme çok çok önemli bir nokta haline geliyor.''

Alkin, iklimlendirmenin bir önemli avantajı daha bulunduğunu dile getirerek, ''Bugünün yüksek teknolojili iklimlendirme sistemlerini kullanmadan havayı değiştirmeye çalıştığınızda harcadığınız enerji maalesef çevrenin korunmasına yönelik tedbirlerini boşa çıkartacak asıl sıkıntıları da beraberinde getiriyor. O yüzden ne kadar yüksek teknolojili iklimlendirme sistemleri kullanırsak doğayı çok daha fazla koruyoruz. Bir nevi havaya karbon emisyonunu azaltmış oluyoruz. Bu nedenle 1999'dan beri G-20 ülkeleri konuları tartışmaktalar'' diye konuştu.

AB'nin her sene 78 milyar avroluk enerji tasarrufu gerçekleştirmeyi hedeflediğine işaret eden Alkin, ''Şöyle düşünün; Türkiye AB politikalarının aynı tasarruf paketini uygularsa Türkiye'nin elde edeceği tasarruf miktarı yüzde 16. Bu önümüzdeki dönemde 70 milyar dolar olacak enerji ithalat faturanızı yüzde 16 azaltacaksınız, bu şekilde olursa da Türkiye'nin cari açık sorunu biter'' dedi.