Kızkumu Kurtarılmayı Bekliyor



Marmaris'e 30 kilometre uzaklıkta yer alan Orhaniye Mahallesi'ndeki yeşili ve mavisiyle cennet harikası Kızkumu, eski günlerini aratır oldu. Yerli ve yabancı turistlerin gezi listesinin en başlarında yeralan ve özellikle yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrayan 600 metre uzunluğunda, 3 metre eninde deniz seviyesindeki kırmızı kumlardan oluşan ve sanki insanların denizin üzerinde yürüdüğü hissini veren Kızkumu, her geçen gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Gel-git olayı yaşandığında su yükselmesine rağmen rahatça görünebilen bu doğa harikası, her geçen gün kumlarının yayılması nedeniyle daha da suyun altında kalıyor.

33 yıldır Orhaniye'de yaşayan Yüksek Jeoloji Mühendisi Hakkı Çopuroğlu, Kızkumu'ndaki olumsuzluğun sorumlusunun yakındaki bir marina olduğunu ileri sürdü. Çopuroğlu, yaz aylarında yaşanan ziyaretçi seli, kumları tutan 'Poseidon çayırları'nın bilinçsizce yok edilmesi ve sürekli koyda kalan teknelerden de Kızkumu'nun olumsuz etkilendiğini söyledi.

Kızkumu'nun 7-8 yıl sonra daha da yayılacağını öne süren Çopuroğlu, "Hemen yakınımızdaki bir marinanın denize yaptığı dolgu nedeniyle dalga ve akıntı kesildi. Denizde oksijen kalmadı. Koydaki iskelelere bağlanan ve uzun süreli kalan teknelerin attığı demirler Akdeniz biyoçeşitliliğinin oluşmasında çok önemli rol olan ve denizlerin adeta akciğeri konumundaki Poseidon çayırlarına zarar verdi. Bunun üstüne işletmeciler de bilinçsizce deniz temizliği adı altında bu çayırları yoldu. 70-80 santimetre kadar derine inebilen Poseidon Çayırları'nın kökleri sökülünce kumların yayılması daha da hızlandı. Yaz aylarında yüzlerce ziyaretçinin aynı anda kum üzerinde yürümesi de kumların yayılmasını hızlandırıyor. Eskiden yürürken Kızkumu'nda topuklarımızda olan su yüksekliği şu an diz seviyesine kadar çıktı. Böyle giderse kısa sürede belimize kadar çıkacaktır. İşte o zaman da bu Kızkumu'nun sonu olur" dedi.

Kızkumu efsanesi

Efsaneye göre; Bybassos Kralı'nın kızı güzel prenses ile bir balıkçı birbirlerine aşık olurlar. Kız geceleri sahile çıkıp kandille balıkçıya işaret verir ve balıkçı da karşı kıyıdan sandalıyla gelerek buluşurlar. Kral bir gece kızını takip ettirerek, balıkçının denizden geldiğini, kızının kumsalda onu beklediğini, beklediği yeri de elindeki bir ışıkla balıkçıya haber verdiğini öğrenir. Kral askerlerine kızını kumsalda yakalayıp elindeki ışığı alarak balıkçıya işaret vermelerini ve balıkçıyı yakalamalarını emreder. Denilen yapılır. Balıkçı karşı kıyıdan ışığı gördüğü anda atlar kayığına, kürek çekmeye başlar. Kız askerlerin elinden kurtulup denizin ortasındaki delikanlıya doğru koşmaya başladığı anda bir mucize gerçekleşir ve kızın her adım attığı deniz anında kumsala dönüşür. Arkadan koşan askerlerin üzerlerindeki ağırlık onları suya batırdığı anda bir asker ok ve yayına sarılır. Amacı delikanlıyı vurmaktır ama ok kıza saplanır. Efsaneye göre de kumların rengi kızın kanıyla kırmızıya dönüşür. Delikanlı okla öldürülen prensesi alıp kayığıyla ortadan kaybolur ve bir daha ikisini de gören olmaz.