‘İstanbul Yenileniyor’ platformu ile birçok bölgede çalışmalar yürüten İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, Bakırköy ilçesinde bulunan 1968 yapım tarihli İş Bankası Mensupları Sitesi’nde hak sahipleri ile anlaşarak dönüşüm süreci başlattı. Uzlaşının ardından 55 yıllık depreme dayanıksız yapıların kontrollü yıkımı yapıldı. Hak sahiplerini yeni, depreme dayanaklı ve modern konutlarına kavuşturacak süreçte temel atma aşamasına gelindi.
Projenin temel atma töreni İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Törende Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ile hak sahipleri de hazır bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt törende birer konuşma yaptı. İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“İnsanını yaşatan, devletini yaşatır”
“İstanbul'da en önemli konumuz riskli konutları güvenli, depreme dayanıklı, çevreye dost yapılara dönüştürme yolunda hızlı hareket etmek. İş Bankası Mensupları Sitesi de bunlardan bir tanesi. Daha önce yine bir başka bölümünde ilgili temel atmış ve yola çıkmıştık. Bugün de burada 111 hak sahibinden oluşan İncirli parselinde temel atıyoruz. Baktığımızda 800 vatandaşımızın yaşadığı bir komplekste yeni bir yaşamın daha dayanıklı ve daha güçlü bir şekilde depremde korkulan değil, güvenli yuvalarında yaşama dönüştüren bir başlangıcı sağlıyoruz. İstanbul'u düşününce bu yaptığımız şey ölçek olarak küçük bir iş gözükebilir. Ama işte 800 canı bir tehditten kurtarmak diye baktığınızda Allah korusun yaşadığımız son depremde bir sitede bile kaç canı kaybettiğimizi, nasıl bizi acıya boğduğunu düşündüğümüzde bu tür atılan her adımın aslında ne kadar büyük bir iş olduğunu daha iyi kavrıyoruz. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bir cana hiçbir şey değişilmez. Bir canı korumak bile çok kıymetli. İnsanını yaşatan, devletini yaşatır. Biz insanını yaşatan canlarını hayatta güvenli, huzurlu ve umutlu bir şekilde yaşatabilen olma konusunda kararlı bir yolculuğa devam ediyoruz.”
“Kentsel dönüşümü çıkar meselesine dönüştürdüler”
“Unutmayalım ki her dönüşen 1 daire İstanbul ortalamasında 4 canı kurtarmak demektir. Bizim motivasyonumuz sadece bu. Maalesef 1999 yılından beri yaklaşık yirmi beş yıla doğru giden bir süreç içinde İstanbul hak ettiği prensiplerle doğru bir yolculuğu kentsel dönüşüm meselesinde ortaya koyamadı. 2019’a kadar özellikle bu kenti yöneten insanlar, bu meseleyi bir hayat memat meselesine değil ne yazık ki bir çıkar meselesine dönüştürmüşlerdir. Hazır bulunduğumuz coğrafyada Bakırköy'de kentsel dönüşüm meselesinin sadece ve sadece farklı bir fırsata bir avuç insanı mutlu eden bir dönüşümün en yakın örneği Bakırköy'ün, Ataköy'ün sahilinin dönüştüğü, yozlaşmış yapılaşma biçimidir.”
“Benzer bir durum ki bu özellikle 2000’li yıllarda kentsel dönüşüme dair bu ismi lekeleyen yerlere seren, insanların inançlarını kaybetmelerine sebep olan simge bir kompleks iştahı var. O da Fikirtepe. Bakın burası da kentsel dönüşümün kötü bir simgesidir. Bu iktidarın ne yazık ki kendi döneminde özellikle büyükşehir ve şehircilik bakanlığında yapılan yanlış adımlar, atılan yanlış adımlar, rant, insanını da, müteahhitini de, devletini de aldattı. Kazanan olmadı, şehir kaybetti. Orada oluşan yığından dolayı o şehre yaptığımız şu anda altyapı çalışmaları milyarlarca dolar. Yani bir şehri oraya yığmakla şehirde bir kentsel dönüşüm ya da bina yapmakla iş bitmiyor. Oraya girecek, çıkacak araçların üst geçitleri, alt geçitleri onun altyapısı ona göre o sürecin insanların ulaşım ihtiyaçları, okul vesaire… Okul yapacak arazi yeri kalmadı Fikirtepe'de. O yapıların hiçbirisi benim canım Fikirtepe insanımın yaşamına uygun yapılar değil ve olamayacak. Şehri dönüştürme adı altında kentsel dönüşüm adı altında rant ve haksız kazanç kaynağı gibi görerek şehrin rotasını başka bir yere evirdiler. İstikrar bir tek şeyde var onu söyleyeyim. Her seçim öncesi hesapsız kitapsız yeni vaatler vermek. Başka istikrarları yok.”
“TOKİ evleri bile servete dönüştü”
“Yine aynısını yapacaklar. Ama herkes şunu biliyor; ekonomiyi yönetemeyenler kentsel dönüşümü de yönetemezler. Çok net. Bugün hayatımızın en can alıcı meselelerinden birisi olan kentsel dönüşümün ilerleyemeyişindeki en önemli gerekçe ve sebep ülkemizdeki vahşi yüksek enflasyon, döviz artışı ve dolayısıyla maliyet artışları ve buradan kaynaklı insanlarımızın adım dahi atamayışı… Hatta fırsat diye Türkiye'nin TOKİ'si bile çağrı yapıp konut sahibi yapacağım dedikleri kişilere artık o evleri verecekleri rakamlar bir servete dönüşmüştür. Ve o insanlar Tuzla'dan Türkiye'nin her yerine kadar ‘vahlanıp ahlanıp’ ağlamakta ve insanlar çare aramaktadırlar. Bu tür ekonomi politikalarını yönetemeyenler kentsel dönüşümü de yönetemezler. Kira artışlarını düzenleyeceğim. diye ortaya çıkıp büyük bir hem de çok büyük bir kira enflasyonuna sebep olanlar bu ülkeyi yenileyemezler, dönüştüremezler. Bu şehirleri ihya edemezler, bu şehirleri güçlü, depreme dirençli hale getiremezler.”
“Vatandaşın önünde istanbul modeli var”
“Bilimle değil ortak akılla değil, vatandaşın çıkarını hiç gözetmedikleri için bir avucun çıkarlarını gözettikleri için ekonomi bu hale geldi. Hatta anlamsız kavramlar üreterek ekonomiyi yönetme konusunda akla hayale gelmeyecek uygulamalarla neredeyse bu milletin cebindeki varlığın yüzde 50-55’ini hortumlayan bir ekonomik sistem kurdular. Biz bilimin yolundan yürüyoruz. Bundan sonra vatandaşlarımız çok daha uyanık, çok daha akıllıca, çok daha bilinçli, çok daha detaylı bir şekilde irdeleyerek ki önlerinde çok güçlü örnekler var artık. İstanbul modeli var. İstanbul'un her alanda ortaya koyduğu karakterli iş üretme anlayışı var. Bu kıyası önlerine koyduklarında neden vazgeçeceklerini ve vazgeçtikleri için doğru yaptıklarını görerek doğru yolun ve doğru gidişin ‘Tam Yol İleri’ diyen anlayışa bakarak yol yürüyeceklerine yürekten inanıyorum. 31 Mart'ta bunun gerçek sonucunu inşallah hep birlikte İstanbul'da milletimizle, halkımızla görüyor olacağız.”