Türkiye’nin vergiyle ilgili sorunlarının çözümü için oluşturulan Vergi Konseyi’nce hazırlanan reform taslağında, belediyelere yeni kaynak yaratılması adı altında kentlerde yaşayanlara yeni yükler getiriliyor.
Konsey’in Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a sunduğu taslakta, mahalli idareler teşkilatının ve buna bağlı gelir yasalarının çok eski, hatta çağ dışı kaldığı görüşü savunuldu.
Mahalli idarelerde partizanlık yapıldığı, göreve gelen her siyasi kadronun kendi yandaşlarına görev verdiği, eskileri ise işten çıkaramadığı belirtilen taslakta, mahalli idarelerde yolsuzluk, rüşvet, keyfi idare ve kent rantlarının peşkeş çekilmesinin bilinen bir gerçek olduğu vurgulandı.
Bunun sonucunda oluşan çarpık ve kötü kentleşmenin ülke ekonomisine de zarar verdiği kaydedilen taslakta, yerel yönetimler reformunun vakit geçirilmeden hayata geçirilmesi gereğinin altı çizildi.
Yeni bir tasarı çalışması yerine İçişleri Bakanlığı tasarısı üzerinde çalışma yapılarak, bunun güçlendirilmesi yoluna gidilmesi istenen taslakta, yerel yönetimleri güçlendirecek çözüm önerileri sıralandı.
YENİ VERGİLER UYGULAMAYA KONULMALI
Büyükşehir vergisi: Kanuni ya da iş merkezleri büyük şehirlerde bulunan sınai ve ticari işletmeler ile büyük şehirlerde faaliyet gösteren serbest meslek erbabı ve büyük şehirlerde kira geliri elde edenlerin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu ile tespit edilen vergi tarifeleri yüzde 3-5 puan arası yükseltilerek vergilenmeli. Bu oranlar, şehirler itibariyle farklı bir şekilde uygulanabilir.
Konaklama vergisi: Büyük şehirlerin konaklama tesislerinde kalanlardan konaklama bedelinin yüzde 3-5’i oranında konaklama vergisi alınmalı. Söz konusu vergi, vergiyi kesen tesis işletmecileri tarafından her ay belediyelere ödenmeli. Turizm bölgelerinde bu tür bir verginin uygulanması düşünülürse 1 yıl sonra uygulamaya girecek şekilde düzenlenmeli. Aksi halde yapılmış olan yıllık satışlar nedeniyle bu vergi yansıtılamaz ve tesis işletmecilerinin karlarından alınan bir ciro vergisi durumuna dönüşebilir.
Değer artış vergisi: Hızlı, plansız ve çarpık kentleşme sonucu kent rantlarının doğduğu bir gerçektir. Burada vergilenecek şey değer artışıdır. Bunun için öncelikle arazilerin ve arsaların kayda alınması, tapu ve kadastro çalışmalarının sonuçlandırılması, yani değerlenecek kıymetlerin sağlıklı bir envanterinin çıkarılması zorunludur. Kentsel rantın vergilenmesinde belediyelere ciddi bir pay verilmelidir.