"Kentsel Dönüşüm Tasarısı Anlık Rant Odaklı"

Fotoğraf: Deniz AKBULUT

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası (ŞPO), İstanbul Kentsel Dönüşüm Kanunu Tasarısı'yla ilgili bir çalışma hazırladı. ŞPO Genel Başkanı Buğra Gökçe, bianet'e yaptığı değerlendirmede "Kentsel dönüşüm kanunu tasarısı bütüncül planlama anlayışı ile örtüşmüyor. O nedenle tasarı çözümden çok rant sağlamaya ve yönelik" diyor.

Gökçe'nin çözüm önerisiyse, ŞPO'nun da olumlu görüş bildirdiği Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yürütülmekte olan İmar ve Şehirleşme Yasa Tasarısı'nın gündeme alınması.

"Kente ve kamuoyuna yararı yok"
Gökçe, tasarıyla ilgili "İstanbul Kentsel Dönüşüm Kanunu Tasarısının kente ve kamuoyuna geri dönüşü yok" diyor ve bir çok etkenle yapıların yerleşime açıldığını, yeni alanların kalmadığını, orman, sit alanı, su havzası gibi alanların da yapılaştığını ve durumun aslında sadece İstanbul'a özgü olmadığını belirtiyor.

Yapı yasaklı alanların tahliyesinin de gündeme geldiğini söyleyen Gökçe, ŞPO olarak taslak hazırlayıp TBMM'ye gönderdiklerini ve böylece tahliyenin reddedildiğini ancak artık çıkan yasa tasarılarına yetişemediklerini aktardı. Yaşam alanlarında bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu ancak bu ihtiyacın bütünleşik bakılarak karşılanması gerektiğinden yana olan Gökçe, "İmar affı yasasıyla alanlar dönüştürüldü. Islah planları yapıldı. Bir katlı gecekondulardan dört katlı apartmanlara geçildi" diyor ve bu metodu eleştiriyor:

"Bir çok açıdan çok sakıncalı. Sosyal adaleti sarsıyor. Gecekondusu olanlar birden fazla konuta sahip oluyor. Kaçak yapılaşmayı teşvik ediyor. Esasında gecekonduların hiç olmazsa bahçesi varken beton yapılaşma öne çıkıyor. Otoparksız, alt yapısız, parksız, okul alansız çevresinden bağımsız yapılaşmalar oluşuyor."

Af, rant ve oy üçgeninden dönüşüm, oy ve ranta
Gökçe imar affını "Af, rant ve oy üçgeni" olarak değerlendiriyor. Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısının yine rantı odağa koyan ve yeni sorunları oluşturan bir rol oynadığını söyleyen Gökçe, bu durumun tehlikeye neden olacağı görüşünde: "Çünkü ayrı ayrı projelendirmeler var. Oysa bütünleşik bakılmalı. Kentin bütününü yerine A ve B noktalarında bağımsız projelendirme yapılırsa A ve B noktaları arasında çelişki doğar."

Gökçe'ye göre bu sefer "af olmadan rant ve oyla dönüşüm" odağa alınıyor. Gökçe, "Kentsel mekana sadece ekonomik olarak bakılması nedeniyle bütün bunlar oluyor. Bu durum telafisi imkansız sorunlar doğurur. 'Orman kıyı alanlarını nasıl paraya çevrilir' diye bakılıyor ve kentsel planlar da böyle yapılıyor" diyor.

"Kanun yatırımcıya yaptırımı da koymalı"
Sorunun sanıldığı kadar basit olmadığını söyleyen Gökçe, çıkarılan kanunların yatırımcıya yaptırım koymasından yana. Gökçe'ye göre örneğin 50 katlı bir binayı yapmayı üstlenen yatırımcı inşaat kat artışının karşılığında çevre semtlerde ev restore etmeli, otopark yapmalı ve kent sirkülasyonuna katacağı inşaatları çevresiyle birlikte değerlendirmeli.

Gökçe, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yürütülmekte olan İmar ve Şehirleşme Yasa Tasarısı'nın bütünleşik çözümler sunduğunu ve çok daha kapsamlı olduğunun hükümetçe göz önüne alınması gerektiğini ifade ediyor. "Esas kaygılarımız kentsel sorunu çözmek mi anlık rant çıkarmak mı? ŞPO olarak endişemiz 10 yıl sonra da aynı sorunların ortaya çıkması."