Dün (6 Şubat Perşembe) gerçekleştirilen 'Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi'nde kentsel dönüşümün hukuki boyutu, aksaklıklar ve çözümlerine dair açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ali Yüksel; kentsel dönüşümün esasında bir imar hareketi olduğunu söyledi. "Bu yapılaşmaya, Türkiye’deki 50 yıllık en büyük imar hareketi diyebiliriz" diyen Yüksel, yasanın afet tehdidine dayandırıldığına işaret etti ve "Mücbir sebep ve kamu yararı kavramlarını baz aldığı için de normalde dokunulmaz olan bazı hak ve hürriyetlere dokunur. Yasa bu özelliğiyle Anayasanın 119. Maddesindeki olağanüstü hal hükümlerine benzemektedir" şeklinde konuştu.
Bu olağanüstülüğün dört açıdan dikkat çektiğini vurgulayan Yüksel, sözlerine şöyle devam etti:
"Birincisi; kişi hak ve özgürlüklerine müdahale etmektedir ve kamu yararını öne çıkarmaktadır. Dolayısıyla bazı temel kanunların üstüne çıkmaktadır. İkinci olarak, ülkenin ve özelde kentin doğal olarak çarpık büyümesine ve plansızlığına kamusal bir müdahaledir. Yasa ülkenin tamamını 'afet bölgesi' olarak görmüş ve tamamında söz sahibi olmuş, tüm kamu kuruluşlarını da seferber etmiştir. Üçüncü özelliği de devlet, kamu hizmeti için harç ve resim almamaktadır. Dördüncüsü ve en önemlisi ise yasa, belediyelerin yetkilerini bakanlık bünyesine almak suretiyle imarda merkeziyetçilik getirmektedir. Bu sayede kaçak ve çarpık yapılaşmanın önüne geçilmiştir. Ayrıca 6306 sayılı kanun birçok ilave yeni kanun ve mevzuat çıkmasına yol açacak niteliktedir. Yani afet yasası nehir özellikli bir yasadır ve bu kapsamda yasanın değişkenliğini ve geçiciliğini de vurgulamak gerekmektedir. Son olarak belirtmeliyim ki, kentsel dönüşüm bu işleyişle ve yasal süreçle devam ederse 50 yıllık bir kaos ortamı oluşur. Sürecin hızlandırılması ve yasada gerekli düzenlemelerin acil olarak yapılması gerekir. Kentsel dönüşüm mevzuatının yorumlanması uzun bir zaman alacaktır. Sistem yeni ve yoruma muhtaçtır”.