"Kentsel Dönüşüm Belediyelere Bırakılmasın"



Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, riskli alanlarda kentsel tasarım yaptırma sorumluluğunun sadece belediyelere bırakılmaması gerektiğini belirterek, "Yoksa 10 yıl sonra yine çarpık kentleşme konuşuluyor olacak" dedi. 

Kentsel dönüşümün mimar ve şehir planlamacılara sunduğu fırsatları değerlendiren Öngören, Türkiye'nin kentsel dönüşümle 40-50 yıllık kötü belediyeciliğin biriktirdiği enkazı çöpe atıp, yeni ve çağdaş mahallelerle semtler kurabilme fırsatını yakaladığını söyledi.

Öngören, bu vesile ile hem yabancı hem de yerli mimar ve şehir plancılarının uzun yıllar sonra yeni anıtsal eserler, mahalleler ve semtler yaratma olanağına sahip olduğunu dile getirerek, Kentsel Dönüşüm Yasası ile  50-60 dönüm ya da 300-400 dönüm içinde veya daha büyük alandaki projelerde, yapılacak mahalle ve semtlerin okulu, spor salonu, parkı, hastanesi, içinden geçen su yollarıyla bir bütün olarak tasarlanacağını, bunun da yerli ve yabancı mimarlarla şehir plancılarına tarihi bir fırsat sunduğunu kaydetti. 

Kentsel dönüşüm kapsamında, daha önce dünyaca ünlü mimar ve tasarımcı Zaha Hadid'e tasarlatılan "Kartal Kentsel Dönüşüm Projesi" gibi projelerin, yeni yasada yer alan ihale mevzuatı dışında iş verebilme olanaklarıyla Türkiye'nin ve dünyanın ünlü mimarlarına çizdirilebildiğini ifade eden Öngören, şöyle konuştu:

"Bu yeni yaklaşım doğrultusunda İstanbul'da Gaziosmanpaşada Norman Foster'e yaklaşık 4 bin dönüm alanda kentsel tasarım yaptırılıyor. Bu çok doğru bir yaklaşım. Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün riskli alan olarak ilan edilen bölgeleri kentsel tasarım için yarışmaya çıkarması bekleniyor. Bu iş geçmişte olduğu gibi belediyelere bırakılamaz. Yoksa belediyeler riskli alanlarda yapılacak olan projeleri ya çevrelerindeki ihaleci şehir plancılarına ya da inşaat şirketlerine bırakacak."

Bu açıdan bakıldığında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün tarihi bir sorumluğu bulunduğunu anlatan Öngören, riskli alanlarda kentsel tasarım yaptırma sorumluluğununun sadece belediyelere bırakılmayıp, yetkililerin ellerini taşın altına koymaları gerektiğini söyledi.

"Yabancılara konut satma alanında üstünlük sağlayabilmek için cazibe merkezleri oluşturmak gerekir"  

Öngören, Bakanlık ile Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün bu sorumluluğu almayıp, riskli alanların imar planları ile kentsel tasarımını sıradan ellere bırakırsa ve gerekli denetimi yapmazsa 10 yıl sonra yine çarpık kentleşmenin konuşuluyor olacağını söyledi.

Kentsel dönüşümle amacın şehre marka değeri katan projeler oluşturmak ve Türkiye'nin şehirlerini dünyanın diğer şehirleriyle rekabet ettirmek ve çarpık kentleşmeyi önlemek olduğunu ve  Dubai gibi bölgesel çekim merkezleri karşısında yabancılara konut satma alanında üstünlük sağlayabilmek için cazibe merkezleri oluşturmak gerektiğine işaret ederek,  sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mütekabiliyeti özellikle Irak, İran, Suriye, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan gibi ülkelerin, İstanbul, Antalya ve Bursa'da konut almaları için çıkardık. Şimdi Türkiye'nin üçte birini yıkıp, yeniden yapacağımız bir fırsat varken gerçekten marka değeri olan projeler ve mahalleler oluşturabiliriz. Hem depreme dayanıklı konutlar oluşturup, hem de daha nitelikli sosyal donatı alanlarını barındıran, ünlü mimarlar, tasarımcılar ve şehir plancıları tarafından tasarlanmış projelerle çarpık kentleşmeyi marka şehirlere çevirebiliriz."

Öngören, kentsel dönüşümde yapılacak ilk işin riskli alanlarda imar planlarını yenilemek olduğunu ifade ederek, "İmar planlarımızı yeniden yapıp, içine yeni yollar, yeşil alanlar, oyun alanları spor sahaları, kapalı salonlar, kreşler, tiyatrolar, sinemalar, devlet binaları, kültür merkezleri, okullar ve ibadet alanları ilave etmeliyiz. İyi bir kentsel tasarım ancak iyi ve yeterli bir imar planının üzerine oturabilir. Fonksiyonları belirleyen imar planlarıdır, estetiği ve marka değerini sağlayan da nitelikli kentsel tasarımlardır" diye konuştu.