Kentleşmenin Yeni Aktörleri ve İstanbul 2010 Üzerine
İhsan Bilgin’in “Kentleşmenin Yeni Aktörleri” başlıklı söyleşisi, dün
akşam (17.12.2008) İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı’nın Atlas Pasajı’ndaki
ofisinde gerçekleştirildi. Mimarlık akademyası ve mimarlık yayıncılığı alanından
tanınmış isimlerin katıldığı söyleşide Bilgin, Korhan Gümüş ile sık sık
paslaşarak kapitalist sermaye ve gayrimenkul yatırım sistemlerinin küresel
değişiminden söz etti. Toplantıda Yenikapı, Haydarpaşa ve Sulukule gibi
İstanbul’un güncel yapılı çevre politikalarına bir bakış atıldı.
Söyleşinin başında söz alan 2010 Kentsel Uygulamalar Direktörü Korhan Gümüş,
2010 programı için yaptıkları çalışmaların amacı hakkında kısa bir bilgi
vererek, ajansın mimarlık ve kentleşme alanında iyi bir kamusallaşma örneği
oluşturduğu belirtti. Gümüş, İhsan Bilgin’in projenin başından beri danışmanlık
anlamında ajansa katkıda bulunduğunu da dile getirdi.
Gümüş’ten sonra söz alan İhsan Bilgin ise, kısa konuşmasına kentsel
politikaların ve sermaye dinamiklerinin tarihsel değişiminden bahsederek
başladı. Kentleşmede çeyrek yüzyıl önce adı geçmeyen ama bugün aktif bir biçimde
yer alan ‘görünmez’ bir aktör olarak sermayeye değinen Bilgin, sermaye
birikiminin devam edebilmesi ve kentte kapitalist sistemin reprodüksiyonu için
kamu yatırımlarının gerekli sistemler olduğunu belirtti. 80’lerden sonra gündeme
gelen ve yakın sanayi tarihinin tüm deneyimlerini alt üst eden kentleşme
hareketlerine değinen Bilgin, güncel sistemin işlediğini söylediği İngiltere,
Amerika, Kuzey – Güney Asya ve Ortadoğu ülkelerinde sürecin şehirlere etkilerini
dile getirdi ve bu kentlerin “fragmanterleştiği” tespitinde bulundu. Gayrimenkul
sistemine giren mali yatırımların temel özelliğini “kapalı olmaları” olarak
betimleyen Bilgin, sözünü ettiği sisteme dahil olmayan Kıta Avrupa’sı
ülkelerinin de dolaylı olarak mevcut dönüşümlere maruz kaldığını açıkladı.
Söyleşinin küresel kriz döneminde yapılmasının da konuyu ilginçleştirdiğini
belirten İhsan Bilgin, tek sebebi olmasa da değer artışları ve limitlendirmeye
bağlı olarak krizin patlak vermesine neden olan gayrimenkul yatırımlarının
bundan sonra neye dönüşeceğinin bilinmediğini söyleyerek, “her halükarda eskisi
gibi olmayacağını” dile getirdi ve kentsel kalkınmada yeni bir eşiğe işaret
etti. İstanbul’un bu devinimler içindeki ilginç konumunun, bir önceki dönemin
beraberinde getirdiği altyapı yatırımlarının henüz yapılmaması ile birlikte yeni
gayrimenkul yatırım dinamiklerinin de sisteme dahil edilmesinden ve krizin
etkilerinden kaynaklandığını dile getiren Bilgin, 2010 ajansının tam da bu
kırılma noktasında devreye girmesini önemsediğini belirtti.
Bilgin’den sonra söz alan Korhan Gümüş, Bilgin’in ortaya attığı
“fragmanterleşme” tespitini açarak, temel özelliğinin yatırımcı ile kamuoyunu
temsil edecek kurumları bir araya getirmesi olduğunu söyledi. Gümüş, Türkiye’de
çok aktörlü / çok katmanlı bir ilişkiler sisteminin mevcut olmadığına değindi.
Bilgin ise böylesi bir uygulama olarak Kartal’ı örnek gösterdi; karşı görüş
olarak da Tarlabaşı veya Talimhane gibi bölgelerdeki toplumsal grubun
İngiltere’deki benzerlerinde de mevcut sistemin fragmanterleşmeye izin
veremeyebileceğini belirtti. Bilgin, bunun üzerine Yenikapı projesinin
handikaplarını hatırlatan ve benzeri örneklerin Avrupa’da aktörler arası
yönetilebildiğini öne süren Gümüş’e, İngiltere örneğinden yola çıkıldığında
sonucun farklı olamayacağını söyledi.
Söyleşide katılımcılardan birinin Berlin Kreuzberg örneğini vermesi ile
birlikte Sulukule meselesine değinildi. Cihangir örneğinin de kısaca masaya
yatırıldığı toplantıda, ‘soylulaştırma’ eleştirisi alınan bu gibi projelerde
sosyal yapının sürdürülebilirliğinin nasıl sağlandığı veya sağlanamadığı
örnekler üzerinden irdelendi. Korhan Gümüş, “AKM, Yenikapı gibi krizler birer
fırsat olarak görülebilir” diyerek, AKM’den sonra 2 yıllık bir çalışmanın
sonucunda Yenikapı projesinin de 2010 Ajansı’na devredildiğini müjdeledi. Gümüş
bu projelerde kurtuluşun, ayrı çalışan ve sadece koordine olan birimlere
alternatif bir yapı ve yönetimde olduğunu söyleyerek, “Biz de bu tecrübeyi
üretmeyi hedefliyoruz” dedi. Gümüş ayrıca, 2010’un iş potansiyeli ile elinde
bulundurduğu insan gücü kaynakları ile sosyal ve mali kaynakları değerlendirdi
ve “2010 ile kamusal alan dönüştürülebilirse, amacımıza ulaşmış olacağız”
dedi.
İhsan Bilgin ise
“2010 Ajansı’nın elinin değmediği”ni belirttiği Tophane, Haydarpaşa ve Zorlu
Center gibi projelere değindi. Bilgin, bu projelerin kent ile ilişkisindeki bir
takım sorun ve detayları değerlendirdi. Söyleşi, katılımcıların çeşitli soru ve
görüşlerini aktarmaları ile son buldu.