Kentlerin Geleceği Karartılmak İsteniyor!



Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Tasarı ile Danıştay’da ivedi yargılama usulü, kararın düzeltilmesi istemlerinde yürütmenin durdurulmasının iptali gibi değişiklikler yapılması planlanıyor.

Peki tasarı TBMM’de kabul edilirse, bu yeni durum kent ve çevre ile ilgili açılan ya da açılacak davaları nasıl etkileyecek? Konuyu kent suçları ve doğa ile ilgili davalar açan Mimarlar Odası’na sorduk. TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu yeni tasarıyı yapı.com.tr’ye değerlendirdi. 

“Açtığımız davalar fiilen geçersiz hale gelecek”

Eyüp Muhcu, meslek odası olarak, ülkenin doğa ve kültür değerlerini yok edebilecek projeleri ya da uygulamaları durdurmak amacı ile dava açtıklarını belirterek, “Tasarı yasalaşırsa bizlerin kent, kültür ve çevre değerlerini korumak, sağlıklı bir kentleşme sürecine katkı sunmak amacı ile açtığımız davalar fiilen geçersiz hale gelebilecek” dedi.

Muhcu, tasarı ile yargıya son bir darbe vurulmak istendiğini ifade ederek, idarenin aldığı kararların yargı denetimi dışına çıkarılmak istendiğini belirtti. Muhcu, yargıya yapılan operasyonlarla yargının büyük ölçüde hükümetin aldığı kararları destekleyen bir konuma getirilmek istendiğinin altını çizdi. 

“Bütün kentlerin geleceğinin karartılması anlamına geliyor”

Muhcu, tasarıda Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının iptali ile ilgili şunları söyledi:

“Tasarıda, kent suçu niteliğindeki bir konu ile ilgili açacağımız davalarda yargının yürütmeyi durdurma kararı verme yetkisi elinden alınıyor. Yürütmeyi durdurma kararları, geri dönüşü olmayan zararların başlangıçta önlenmesi açısından son derece önemlidir. Eğer yargı yürütmeyi durdurma kararı veremeyecekse,  bu hatalı plan ve yatırım kararları fiilen gerçekleşmiş olacak. Daha sonra yargı iptal kararı verse de, bu olumsuzluklar fiilen giderilemeyecek. Yargının yürütmeyi durdurma yetkisi elinden alınmak sureti ile bütün bu kent suçları fiilen gerçekleşecek ve bu konuda idare tamamen yargı denetimi dışına çıkabilecek. Hukuk, demokrasi ve şehircilik açısından kabul edilebilir değil. Zira bütün hukuk devletlerinde, idarenin aldığı kararlar mutlaka bir hukuk normları çerçevesinde yargı denetiminden geçmek zorundadır. Aksi halde, bugün karşı karşıya olduğumuz kentsel ve kültürel tahribatlar, çok daha büyük ölçüde engelsiz bir şekilde gerçekleştirebilecek. Bütün kentlerin geleceğinin karartılması anlamına gelmektedir”

Tasarıya göre, dava açma süresi 30 gün ve ivedi yargılama usulünün uygulandığı davalarda 15 gün olması ile ilgili konuşan Muhcu, idarenin aldığı kararlar ile ilgili vatandaşların bilgi sahibi olmakta zorlandıkların belirtti. Saydam ve topluma açık bir karar sürecinin bulunmadığını vurgulayan Muhcu, “Alınan kararları genellikle geç duymaktayız. Fiili işlem başlamak üzereyken, kararların farkında olabiliyoruz. Bu yüzden süre önemli. Belli ki süre kısıtlılığı getirilmesi ile dava açmanın fiilen engellenmesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.

Muhcu, tasarının mecliste kabul edilmesi halinde , demokratik yollarla tepkilerini dile getirerek karara itiraz edeceklerini ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasını isteyeceklerini de bildirdi.

Tasarıda neler var?

Tasarıya göre, idari yargılamada, "grup dava ve ivedi yargılama usulü" adıyla, yeni usuller getirilecek.

Aynı maddi ve hukuki nedene bağlı ve birbirine emsal teşkil edebilecek nitelikte olan davalar, mahkemece grup dava olarak kabul edilebilecek. Grup davalarda işin esası hakkında 3 ay içinde kesin olarak karar verilecek.

Acele kamulaştırma işlemleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları, Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri gibi bazı düzenlemelere ilişkin davalar, "ivedi yargılama usulü" kapsamında görülecek.

İvedi yargılama usulü kapsamına giren davalar öncelikle görülecek ve bir ay içinde karara bağlanacak.

Kararın düzeltilmesi istemlerinde yürütmenin durdurulmasına ve duruşma yapılmasına karar verilemeyecek.

Ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler ile uygulama işlemlerine karşı aynı dilekçeyle dava açılamayacak.

Reklam Goruntulenme Bolumu