İMO Ankara Şubesi, başkentte kente karşı işlenen suçları
fotoğraflarını çekerek belgeledi. İMO Kent Yapısal Sorunları Komisyonu Başkanı
Erdoğan Balcıoğlu, kente karşı işlenen suçları, fotoğraflar
üzerinden Cumhuriyet Ankara için değerlendirdi:
Kızılay Meydanı
Ankara’da hizmet veren taksilerin sayısı kentin ihtiyacının iki katıdır. Tüm
cadde ve sokakların sağ şeritleri adeta taksilere ayrılmıştır. Kent trafiği
taksilere işgal ettirilmemeli, taksiler için gelişmiş ülkelerde hangi çözümler
uygulanıyorsa örnek alınmalıdır.
Demir kafes
Yapılarda uyulması gereken bir “çekme mesafesi” vardır. Ancak Demir Kafes’in
çekme mesafeleri ihlal edilerek imara aykırı bir durum oluştu. Aykırılık,
yayalar için risk oluşturuyor. METRO istasyonunun hemen yanına yapılan otel
nedeniyle, Eskişehir yoluna çıkışlar Demir Kafes’in arkasından dar bir yoldan
veriliyor. 100. Yıl, Konya yolu ve Dikmen-Çankaya geçiş trafiğinde büyük kaos
yaşanıyor.
‘Trafik insanlardan arındırılıyor’
İMO Ankara Şubesi Kent Yapısal Sorunları Komisyonu’nun “Kente karşı işlenen
suçlar” konusundaki bildirisinden dikkat çeken başlıklar da şöyle:
* Kent yaşamının her alanında yürütülen neoliberal politikalar ile kent
insana ait olmaktan çıkmıştır. * Ulaşım insanları değil araçları kent
merkezine taşımak üzere inşaat sektörüne rant amaçlı örülmüştür. * Ankara’nın
meydanları yok edilmiştir. Kızılay, Tandoğan, Zafer ve Ulus meydanlarından eser
kalmamıştır. Kent merkezi araç trafiğinin yoğun olarak aktığı, sokakların
otoparka dönüştüğü, kaldırımların yürünmez hale geldiği alanlar haline
gelmiştir. * İnsanlara ait olması gereken kent merkezine trafik getirilmiş,
suçlu insanlarmış gibi trafiği insanlardan arındırmak için işlevsiz üstgeçitler
yapılmıştır. * Yükselen binalar insan boyuna saygısızdır. Artık insan kentin
üstünde değil, kent insanın üstünde yaşamaktadır. * Reklam panoları
kaldırımları, binaları, duvarları hatta gökyüzünü kaplamıştır.
‘Tarihin yok edilmesi kenti öldürür’
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Hasan Pekmezci Ankara’ya karşı işlenen suçları
sanatçı gözüyle değerlendirdi. Sorumlu toplumların, mevcut kentleri yıkmaktan
çok onu korumayı ve yeni kentleri başka alanlara kurmayı amaçladıklarını anlatan
Pekmezci, “Hangi ülkeye giderseniz gidin, bir eski kent merkezi vardır, bir de
yeni merkez vardır. Ankara’da eski kent merkezinin en güzel unsurları yıkılıyor,
yerine ne olduğu belirsiz binalar yapılıyor” diye konuştu. Ankara’nın yeni
kısımlarının eski, tarihi kent dokusunun yıkılması ile açılan alana kurulduğunu
dile getiren Pekmezci, “Tarihi dokunun yok edilmesi kenti öldürmektir, en büyük
suçtur” dedi.
‘Ankara meydanlardan kopuk’
Pekmezci, Ankara’ya karşı işlenen en büyük suçlarından birinin “Ankara’nın
meydanlarından koparılması” olduğunu anlattı. Dünyanın milli geliri en zayıf
ülkelerinden bir olan Pakistan’da bile çok büyük bulvarlar, çok büyük meydanlar
ve en önemlisi meydanlarda heykeller görülebileceğini dile getiren Pekmezci,
“Biz de ekonomik olarak zayıfız, ama ekonomik olarak zayıf olmak sanatı, heykeli
ihmal edebilmek anlamına gelmez” dedi. “Ankara’da heykel var mı?” sorusunu soran
Pekmezci, “Zafer Meydanı ile heykel, sıkışmış kalmış. Etrafındaki açıklık 100
metre bile değil. Bu mu meydan?” değerlendirmesini yaptı.