Kent ve Sanat

AB ile Türkiye arasındaki “Sivil Toplum Diyaloğu’nun Geliştirilmesi Programı” çerçevesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ünversitesi’nde yapılan Kent ve Sanat Forumu’na Avrupa Birliği ülkelerinden ve Türkiye’deki sanat üniversitelerinden akademisyenler, öğrenciler, sanatçılar, küratörler, sanat yazarları katıldı. Forum kapsamındaki “Büyükşehir kültürü, sanat ve kamusal alan” konulu panelde Uluslararası İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer İstanbul Bienalleri’nden güncel sanatın herkese açık olduğunu gösteren örnekler verdi. “Sanat ve kamusal alan; sanatçının en umarsız kalabileceği bir alan” diyen Viyana Güzel Sanatlar Akademisi Rektörü Stephan Schmidt Wulffen ise “İstanbul Bienali” örneklerini eleştirdi ve kamusal alan söz konusu olduğunda eleştirel olmak gerektiğini, sanatçıların içinde yaşamadıkları yerel toplulukları gereç olarak kullanmamaları gerektiğini belirtti.

Panel sonrası söyleşide Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi Marcus Graf, Türkiye’de kamusal alanın bürokratik, zor ve tehlikeli bir alan olduğunu söyledi. Kent ve Sanat Proje Koordinatörü Melih Görgün; “Geçen yıl İstanbul’u lalelerle bezemek gibi bir çalışma yapıldı ve bunun adına da kamusal sanat dendi. Ardından da inekler karşımıza çıktı. Bu sadece bir gösteri. Kamusal sanat değil ama bunlar kamusal alanı işgal ediyorlar” diye konuştu. Avrupa Kültür Derneği Başkanı Mahir Namur ise düşüncelerini şöyle açıkladı: “Ben demokratik bir ülke mi istiyorum, yoksa erk tarafından güdülen bir sanat ve kültür dünyası mı istiyorum bu ülkede. Bence en büyük sorun bu.”