Kent Bir Yılda İnşa Edilebilir Mi?



TMMOB Şehir Plancıları Odası, deprem bölgesinde başlatılan yeniden inşa sürecini değerlendirdi. “Kent bir yılda inşa edilebilir mi?” sorusuna yanıt aranan değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:

“Kentler, yüzyıllarca süren sosyal, kültürel, siyasal etkileşimlerin ve toplumsal inşa süreçlerinin ürünleri olarak ortaya çıkarlar.

Kent kültürü, kent kimliği, kentlilik bilinci, kente karşı hissedilen aidiyet, kentsel bellek gibi kavramlar kenti kent yapan temel kavramlarken diğer taraftan toplumsal kimliğin oluşmasının da temel unsurlarıdır.

Kentler yalnızca barınma değil aynı zamanda sosyalleşme, çalışma, kendini yeniden üretme alanlarıdır.

Bu çerçevede kentlerin insanların istihdam, ulaşım, konaklama, rekreasyon, sağlık, eğitim gibi farklı ihtiyaçlarına cevap verebilmesi gerekir.

Sadece zemini sağlam olduğu için tarihsel bağlamından kopuk biçimde birbirine benzeyen yeni konutlar inşa ederek elde edilen ‘yapılı çevre’ kent olarak tarif edilemez.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Tüm bu süreç sonunda, bahsedilen rakamlara ulaşılsa dahi, kentlerin beton mikserleriyle inşa edileceğini düşünen anlayış başarısız olmaya mahkumdur.

Yıkım yaşayan yerleşimlerde yıkıma sebebiyet veren tüm sorunlar analiz edilmelidir. Deprem sonrası ortaya çıkan demografik değişimin boyutu ortaya çıkarılmalıdır.

Yaşadığımız yıkım kent ölçeğinde olduğu için, yeniden inşa da kent ölçeğinde düşünülmelidir.

Halihazır haritaların, yerbilimsel etütlerin güncellenmesi gereklidir.

Depremden zarar gören kamu yapıları, hastaneler, okullar, sosyo-kültürel tesisler ve fiziki altyapıya ilişkin analiz çalışmaları yapılmalıdır.

Sağlıklı fiziksel inşa süreçleri ancak tüm bu analizler yapıldıktan ve veriler güncellendikten sonra sakınım önlemlerini içeren bütüncül planların katılımcı bir şekilde hazırlanması, onaylanması ve kamuoyuyla paylaşılması sonrası mümkündür.

Bu nedenle, bir yılda belli sayıda bina inşa edilebilir ama bir yılda kent inşa edilemez.

Olması gereken; kısa ve orta vadede nitelikli geçici barınma alanları kurgulanarak depremzede yurttaşların temel ihtiyaçlarının giderilmesi; yüzyıllar boyunca yaşayacağımız kentlerin aceleye getirilmeden, kimliksizleştirilmeden, akılla, bilimle, planla ve toplumsal olarak yeniden ayağa kaldırılmasıdır.”