Fırat üzerindeki elektrik santrallarının ne durumda olduğunu görmek için,
Keban’da Fırat’ı yakaladım. Birecik’e kadar takip ettim. Birecik’te bıraktım.
Yol boyu Kömürhan, Karababa, Birecik’te Fırat üzerinden geçtim.
Bu “kriz muhabbeti” arasında ”Keban da nereden çıktı?” diyerek
sual eylemeyiniz. Bu kriz muhabbeti arasında elektrik sorunu unutuluyor.
Elektrik olmazsa hayat durur. Üretim durur.
Susuz kaldık
Dünyadaki kriz fırtınası, döviz kredisi bulmayı zorlaştırdı. Döviz
kredisi olmazsa biz ne nükleer santral ne termik santral ne de hidrolik santral
yapabiliriz. Onun için, öncelikle elimizdeki imkânlarla elektrik enerjisi
talebini nasıl karşılayabileceğimize bakalım.
Keban’da su seviyesi 24.5
metre aşağıdaydı. Benim Keban’da olduğun günler 8 jeneratörden (150 metre
yüksekten aşağıya düşen suyla elektrik üreten dönme dolaplardan) sadece 3’ü
çalışabiliyordu. Günde 20 milyon kwh elektrik üreten santralda 5 milyon kwh
üretim vardı.
Keban Baraj Gölü’nde su seviyesinin düşmesi çok önemli.
Çünkü (1) Keban Baraj Gölü 125 kmx4.5 km genişliğinde, 210 m derinliğinde,
Türkiye’nin en büyük hidroenerji kaynağı. (2) Bu gölden bırakılan Fırat suları,
Keban’dan sonra Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış santrallarını çeviriyor.
Fırat’ın iki kolu var (1) Erzurum dağlarından
doğan Karasu, Tercan, Erzincan ve Elazığ’dan Keban’a ulaşıyor. (2) Tendürek
dağlarından doğan Murat Çayı, Muş ve Elazığ’dan Keban’a geliyor. Murat ve de
Karasu birleşerek Fırat oluyor.
Fırat üzerindeki Keban (1.200 MW),
Karakaya (1.800 MW), Atatürk (2.400 MW), Birecik (600 MW), Kargamış (400 MW)
santralları yılda 20 milyar kwh elektrik üretiyor.
Yıllık elektrik
üretimi 200 milyar kwh olduğuna göre, toplam elektriğin yüzde 10’u Fırat
üzerindeki santrallardan geliyor. Türkiye’de hidrolik (sudan elektrik)
üretimi 36 milyar kwh. Fırat üzerindeki santralların hidrolik enerjideki payı
yüzde 50’nin üzerinde. Fırat’taki su seviyesinin neden düşük olduğunu
sordum. Bana verilen bilgiye göre, bu yıl kar yağmış ama, kardan sonra yağmur
yağmadığı için karın suyu derelere ulaşamamış. Kar suyunu toprak emmiş. Keban
Baraj Gölü’nde 2000 yılında su seviyesi bugünkü seviyenin altına, 25 metreye
düşmüş. 2004 yılında su o kadar bolmuş ki, fazlalığı kapakları açarak
boşaltmışlar.
Yürek sızlatıyor Keban’dan Birecik’e kadar yol
boyu santralları çevire çevire, çevreyi sulaya sulaya akan Fırat’ın su
seviyesinin düşüklüğü insanın yüreğini sızlatıyor. Biz bugüne kadar suyumuzun bol olduğuna inanır, elektriği
neden sudan üretmediğimize yanardık. Şimdi öğrendik ki, (1) Suyumuz sanıldığı
kadar bol değil. Düzenli akmıyor. Bu nedenle güvenilir bir kaynak olamıyor. (2)
Bizim su yolları üzerinde Anadolu’daki tarihi medeniyetlerin kalıntıları var.
Her baraj bu kalıntıların bir bölümünü sular altında bırakıyor. (3) Hidrolik
baraj inşa etmek hem pahalı hem zaman alıyor. Örneğin Ilısu Barajı
(yapılabilirse) 6 yıl sonra elektrik üretecek. Yıllık üretim gücü 5 milyar kwh
olacak. Toplam 7-8 milyar dolar harcama gerektirecek.