Yapı-Endüstri Merkezi (YEM), “Türk Yapı Sektörü Raporu”nu bu yıl uzman ekonomistlerin geleceğe yönelik değerlendirmesiyle birlikte açıkladı. YEM’de Fortune Türkiye Genel Yayın Direktörü Cüneyt Toros moderatörlüğünde düzenlenen “Ekonomistler Türk Yapı Sektörünü Değerlendiriyor / Türk Yapı Sektörü 2016 Analizleri ve 2017 Öngörüleri” konulu etkinlikte, Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Başaran ve Ekonomist Mahfi Eğilmez, raporu 2017 yılına dair öngörüleriyle birlikte değerlendirdi.
“2017 yılına kötü bir giriş yaptık”
2016’nın tahmin edilenden daha kötü bir yıl olduğunu söyleyen Ekonomist Mahfi Eğilmez, 2016’da hem dünyada hem de Türkiye’de yaşanabilecek ne kadar kötü olay varsa aşağı yukarı hepsinin yaşandığını belirtti. Türkiye’de askeri darbenin yaşanması, İngiltere’nin AB’den çıkması, Donalp Trump’ın ABD başkanı olması gibi gelişmelerden sonra 2017 yılına girildiğini ifade eden Eğilmez, dünyada beklentilerin altında kalan bir büyüme ortamının oluştuğunun altını çizdi. Buna paralel olarak bütün dünyada diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat ve yapı sektöründe bir daralma olduğuna dikkat çeken Eğilmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Finans piyasalarında da bir sürü kargaşa oldu. Bunların etkisiyle Türkiye’de de birçok sıkıntı yaşandı. Ekonomi sıkıntılı bir yıl geçirdi. Bu sıkıntılarımızda kendi elimizde olan ve olmayan birçok neden var. Hiçbir sıkıntı yok iken de sıkıntı yaratan bir ülkeyiz. 2017’e başladığımızda yine yurt dışı kaynaklı sıkıntılar vardı. Trump’la başlayan doların yükselişi gibi tuhaf gelişmeler de yaşandı. Seçim öncesi Trump’ın açıklamalarıyla ABD’de dolar endeksi yükseldi, seçimi kazanması ve söylediklerini yapmaya başlamasıyla da dolar endeksi düşmeye başladı. Tuhaflık da buradan geliyor. Bu durum Türkiye’yi de etkiledi. Dolar hızla değer kazanınca ve bizim kendi iç sorunlarımız da eklenince 2017’nin ilk döneminde TL ciddi şekilde değer kaybetti. Trump’ın seçimi kazandığı günden itibaren 5 kırılgan ekonomi diye adlandırılan Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika’nın para birimlerine bakıldığında hep değer kaybetti, en fazla da TL kaybetti. Bugün baktığımız zaman bunların hepsi Amerikan Doları’na karşı artıya geçmiş durumda; ama TL hala geçemedi. Trump seçimi kazandığı zaman TL 3.19’du, bugün 3.60’da yer alıyor. Kötü giriş yaptığımız bir 2017 yılı var.”
“Türkiye 2016 yılında dip noktaya geldi”
Sürekli iniş çıkışların yaşandığını; ama artık bunun sonuna gelindiğine dikkat çeken Eğilmez, çok uzun süren bir ekonomik kriz içinde olunduğunu söyledi. Elde edilen verilerin ABD’nin çıkışa geçtiğini, bunun da toparlanma olduğunu belirten Eğilmez, AB’nin de yavaş yavaş çıkışa doğru geçtiğini vurguladı. Bunun Türkiye için iyi bir gelişme olduğunu sözlerine ekleyen Eğilmez, “ Hem inşaat ve yapı malzemeleri sektörü hem de genel olarak da iyi bir gelişme; çünkü ihracatımızın yüzde 50’si Avrupa’ya yapılıyor. Avrupa’nın etkileri başka sektörleri de canlandıracak. Çin’in tahmin ettiğimizden biraz daha fazla iyi gidiyor olması olumlu bir gelişme; dolayısıyla dünya ortamında bir iyileşmenin olduğu görülüyor. Türkiye 2015 ve 2016 yıllarında çok dip noktalara geldi. Yavaş yavaş bir toparlanma süreci içine girmesini bekliyoruz. Üçüncü çeyrek büyüme oranı eksi 1,8 çıktı. Dördüncü çeyrek büyümesi çok parlak çıkmayabilir. 2016 yılı için yüzde 2,5’un altında bir büyüme bekliyorum. Ama artık buralardan dönüş noktalarına geldiğimizi düşünüyorum” dedi.
Soldan Sağa; Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Başaran, Ekonomist Mahfi Eğilmez, YEM’de Fortune Türkiye Genel Yayın Direktörü Cüneyt Toros
“İnşaat sektörü daha iyi noktaya gelecek”
İnşaat sektörünün son 10 yılda Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda olduğunu ifade eden Eğilmez, 2017’de alınan tüm önlemlerle inşaat sektörü üzerinden ekonomin canlandırılmaya çalışıldığını vurguladı. 2017’de inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe büyüme olacağının altını çizen Eğilmez, 2016 yılından daha iyi bir manzara olacağını dile getirdi. Türkiye ekonomisinin bir parça toparlanacağını da işaret eden Eğilmez, 2016 yılına göre büyüme oranının iyi olacağını, inşaat sektörünün ise daha iyiye gideceğini söyledi.
“Türkiye yapısal reformlar yapmıyor”
Türkiye’nin yapısal reformlar yapmadığını ve mevcut durumu nasıl kurtarırız anlayışı ile hareket ettiğini söyleyen Eğilmez, mevcut sistemin kullanıldığını; ama buradan kazanılan zamanın akıllıca kullanılmadığına dikkat çekti. Türkiye’nin yapısal reformları krize girmeden yapmadığına işaret eden Eğilmez, “ Mesela inşaat sektöründe yapılması gereken yapısal reformlar var. Faiz, ÖTV indirimi gibi düzenlemelerle durumu kurtarmaya çalışıyoruz. Faiz hiçbir zaman çözüm değil, sadece zaman kazandırır. Ama bu kazandığımız zamanda yapmanız gereken şeyler var. Türkiye maalesef bunları krize girmeden yapamıyor. Bu bizim geçmişimizden beri gelen sorunumuz. 2001 krizine girdik, bankacılık reformunu yaptık. Bankaların sağlam olmasının tek nedeni o reformun yapılmış olmasıdır. Kamu borçlanması sorununu çözerken; özel sektörü ve hane halkını borçlandırdık. Sorunlar sürekli yer değiştiriyor. Bunları çözecek bir adım atamıyoruz. Yapısal reformları bir türlü kendi başımıza yapamıyoruz. Vergi reformunun yapılması gerekiyor. Konu sadece ekonomik değil yapısal reformlara en iyi örnek Atatürk reformlarıdır. Atatürk, cumhuriyeti ilan ettiğinde yapılan reformlar neler ise yapısal reformlar da aşağı yukarı bunlardır” dedi.
“Mal ve hizmet endeksi son 30 yılın en büyük düşüşünü yaşıyor”
Finans sektöründe birçok önemli oyuncunun tahmin edebileceği yerlerden geçilmediğini kaydeden Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Başaran ise, dünyada yaşanan ekonomik gelişmelerin Türkiye’yi bir yere getirdiğini söyledi. Cüneyt Başaran, gelinen noktayı şu sözleriyle özetledi: “Varlık fiyatlarının şişmesi, dünyada çapında herkese bir miktar güven gelmesi ve hisse senetleri fiyatlarının toparlanması noktasına getirdi. ABD’de olduğu gibi bazı ülkeler işsizlik oranını bile düşürdü. Ama dünya mal ve hizmet endeksi geçen yıl sadece yüzde 1.6 büyüdü ve bu son 30 yıldan beri geçen seneki dünya büyümesinin altında yer alıyor. Son 30 yılda ilk defa böyle bir şey oluyor. Dünyada mal ve hizmet ticareti zaten azalıyordu; ama ilk defa geçen sene dünya büyümesinin altına düştü. 1990’dan 2016’ya kadar dünya büyümesi ortalama yüzde 3.7’di. 2016 dahil son 5 yıldan beri sürekli 3.7’nin altında bir büyüme gerçekleşiyor. Buna ek olarak dünya mal ve hizmet ticaretinin de hacmi azalmaya başladı.”
Trump’ın seçilmesiyle çok geniş boyutlu politikaların ortaya çıktığını belirten Başaran, bunun finans sektöründe oyun değiştirici olduğunu vurguladı. Trump’ın söylemlerinin finans piyasaların dağılmasına sebep olduğunu söyleyen Başaran, FED’in Mart ayında yüzde 50 ihtimal olmak şartıyla 3 defa faiz artırımı yapacağını tahmin ettiklerini; dolayısıyla 3 faiz artırımının sonunda FED faizinin 1,25’lerde olacağını düşündüklerini dile getirdi. 2 yıl daha bu şekilde 3’er 3’er faiz artırımını olacağını öngördüklerini sözlerine ekleyen Başaran, şimdiye kadar ekonomik gelişmelerin politikayla bu kadar bağlantılı olduğu bir dönem hatırlamadığını kaydetti.
“Kamu daha çok inşaat sektörünü öne çıkarıyor”
Türkiye’nin reel sektöründeki büyümenin büyük oranda bankaların daha sonra da şirketlerin yurt dışından borçlanması ile gerçekleştiğini kaydeden Başaran, yatırım yapılabilir ülke notunun kaybedildiği bir ortamda böyle bir esnekliğin eskisi kadar olmadığına dikkat çekti. Esnekliğin olduğunu; ama maliyetlerin fazla olduğunu sözlerine ekleyen Başaran, dünyada gelişmekte olan ülkelere eskisi kadar çok teveccühün olmadığına işaret etti. Dolayısıyla yurt dışının eskisi kadar rahat olmadığının altını çizen Başaran, bankaların kredi mevduat oranlarının yüzde 20’lere dayandığını vurguladı. Bunların hepsinin bir araya gelmesi ile ortaya bir durum çıktığını belirten Başaran, “Türkiye ekonomisi, tasarruf yetmediği için dışarıya borçlanıyor. Dışarıdan borçlanırken aracı olan aktörler de eskisi gibi söz konusu nedenlerden dolayı aynı kapasiteyi yerine getiremiyor. Bu durumda da kamu devreye giriyor. Şu anda 4 bir koldan gerek istihdam konusunda gerekse de kredinin Türkiye’ye inmesi için kamu net olarak işin içinde yer alıyor. İnşaat sektörü de diğer sektörlere göre öncelikli olarak öne çıkartılıyor” dedi.
İnşaat Sektörü 2017'de Yüzde 5 Büyüyecek
Türk Yapı Sektörü Raporu 2016'yı incelemek için tıklayın.