Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine 5 kilometre mesafede, Kazdağları’nın eteklerinde, ilçenin içme suyu ve tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan baraj havzası, zehirli madde içeren yüzlerce zirai ilaç kutusuyla doldu. Birgün Gazetesi'nden Neslihan Karataş'ın haberine göre, barajdaki zehirli atıklarla ilgili daha önceki durum kamuoyunda tepkiye yol açarken, aradan geçen zaman içinde yetkililer de hiçbir önlem almadı.
Zehirli maddelerinin belediye tarafından toplanma ve bertaraf işlemlerinin ciddiyetle yürütülmediğine dikkat çeken çeken Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), Genel Başkanı Baran Bozoğlu, “Düzenlemeler ve denetlemeler yapılmazsa, Kazdağları’na maden girmeden zehir girdi demektir’’ dedi.
Zehirli maddelerin Belediye tarafından toplanma ve bertaraf işlemlerinin ciddiyetle yürütülmediğine dikkat çeken Baran Bozoğlu: “Bu maddelerin belediyeler tarafından toplanması ve düzenli depolama alanlarında bertaraf edilmesi gerekiyor. Ancak görünen o ki toplama ve bertaraf işlemleri ciddiyetle yürütülmüyor. Öte yandan da çifçinin bilinçsiz olduğu ve atıkları da doğaya attıklarını görüyoruz. Ama burada lokomotif olması gereken, sorumlu kurum Belediye, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’dür. Onların bu konuda çiftçiden atıkların toplanmasını sağlamaları lazım. Bunun da uygulanmadıklarını görüyoruz’’ dedi.
"Artıma tesisleri yetersiz"
Bölgedeki içme suyu arıtma tesislerinin bu zehirli atıkları arıtması konusunda yetersiz olduğuna vurgu yapan Bozoğlu, zehirli maddelerin içme suyu havzasına yani insanların ve hayvanların yaşamı için temel olan su kaynaklarına bulaşmış olmasını büyük bir felaket olarak nitelendirdiğini söyledi. Bozoğlu, “Bölgede içme suyu arıtma tesisi dahi olsa bu maddelerin arıtımında sıkıntı yaşanabilir çünkü hiçbir arıtma tesisi zehirli atıkların bu bölgeye atılacağını ön görmez, göremez’’ dedi.
"Bitki türleri yok olur"
Bu zehirli atıkların endemik bitki türlerini yok edebilme durumu olduğunu dile getiren Bozoğlu şöyle konuştu: “Kazdağlarına bütün ilgililerin hassas yaklaşması lazım. Ülkemizde eşi benzeri olmayan bir ekolojik rezerv alanı burası. Bu zehirli atıkların etkisi de göz ardı edilmemeli. Belki endemik bir türün yok olmasına neden olabilir. Öte yandan, bu bölgede ekolojik, doğal tarım ve üretim teşvik edilmeli ve ilaçlı üretim engellenmeli. Hasas bir alan olduğu için bu düzenlemeler yapılarak sıkı bir şekilde de denetlenmeli. Aksi halde Kazdağlarına maden girmeden zehir girdi demektir.’’