“İsmim Kemal Arslan. Yurtdışında ikamet edip yılda birkaç ay Türkiye’nin oksijen kaynağı olarak, doğasının temizliği ile bilinen Altınoluk Kazdağları’na geliyorum. Bugün Kazdagları’nda yürüyüşüm sırasında beni dehsete düşüren ve bir o kadar üzen tabloyu sizinle paylaşmak istedim” diyor Kemal Arslan. Fotoğraflar insanı dehşete düşürüyor. İsviçre Alpleri’nden sonra dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip olduğu kabul edilen Kazdağları’nın içler acısı hali.
Sözcü Gazetesi'nden Turgut Erat'ın haberine göre, kışın kimselerin olmadığı anlarda Kazdağları, inşaatların hafriyat alanına dönmüş. Ancak Milli Park listesinde olan ve çivi bile çakmanın yasak olduğu bölgeye bu molozları kim döktü bilinmiyor.
İda Dağı olarak da bilinen Kazdağları, Edremit Körfezi’nin kuzeyinde Çanakkale ve Balıkesir illerinin arasında yer alan ve her yıl yerli yabancı turistlerin akınına uğrayan oksijen deposu olarak da biliniyor.
Türkiye’nin 34 milli parkından biri olan Kazdağları, iklimi sayesinde dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmeyen bitkilere ev sahipliği yapıyor. Moloz yığınları ile karşılaştığımız Kazdağları’nın toplam bitki türü sayısı 800 civarında.
Bu çeşitlilik sayesinde Kazdağları, İsviçre Alpleri’nden sonra dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip dağları arasında kabul ediliyor. Dağlarda bulunan kanyonlar da doğaseverlerin akınına uğruyor. Bölge doğa tutkunları için de tam bir spor merkezi. Ama gelin görün ki, dağda yürüyüşe çıkanlar moloz yığınları ile karşılaşıyor.
Doğal güzelliğinden dolayı Kazdağları pek çok eyleme de sebep oldu. En son Çanakkale’nin Bayramiç ilçesindeki Kazdağları’nın kuzey yamaçlarında, üstelik yaban hayatın ortasına kurulmak istenen Rüzgar Enerjisi Santrali için çevreciler dağa yürümüştü.