Necdet Bayhan, bölgede maden arama çalışmaları yapılan
yerlerde işletme ruhsatlarının verilmesi işletme faaliyetlerinin başlamasıyla 1
kilometre çapında, 400 metre derinlikte cehennem çukurları açılacağını
söyleyerek, “Bu çukurlardan çıkartılacak milyonlarca ton toprak, işletmenin
içerisinde ya da tayin edilen başka bir yerde geri dönüşümsüz olarak siyanürle
ayrıştırmaya tabi tutulacak ve bu topraklar yüzlerce yıl kullanılamayacak”
dedi.
1 ton cevherin işlenmesinde 1 ton su kullanıldığına, kullanılan suyunda
yer altı sularını çekeceğini dile getirerek, Midilli’den Bigadiç’e kadar olan
bölgenin su kaynaklarına da kullanılan suların karışacağını belirtti.
Bayhan, gürültü, duman gibi etmenlerle de yaban hayatının ve doğal bitki hayatının olumsuz etkileneceğine dikkat çekerek, Kaz Dağlarında dünyanın hiçbir yerinde olmayan 34 çeşit endemik bitki bulunduğuna işaret etti. Yürürlükteki Maden Yasası’nın ülke çıkarlarına son derece aykırı olduğunu vurgulayan Bayhan, başka altın olmak üzere bölgedeki madencilik faaliyetlerinin tabiat ve çevreye getirdiği yıkımın dışında, elmacılık, zeytincilik, eko turizmi, ve sağlık turizmine de olumsuz etki edeceğini ifade etti. Maden Yasasının her türlü uluslararası çevresel düzenlemeleri bertaraf edecek şekilde hazırlandığına vurgu yaparak, “Bu yasa hazırlanırken 800’e yakın uluslararası korumaya yönelik sözleşme bertaraf edilmiştir. Ancak bu arada Zeytincilik Yasası’nı unutmuşlar” diye konuştu.
Bölgenin tarım ve hayvancılıktan kazancı 8 milyar dolar, altından devlete kalacak para 5.5 milyar dolar
Maden arama ve işletme faaliyetleri durdurulamadığı taktirde ülkedeki çevresel yıkımın geri dönüşümü birkaç trilyon dolara mal olacak büyüklükte ve yüz yıllar alacak boyutta olduğuna işaret eden Bayhan, “Çıkan altından ekonomiye girecek para bu maliyetin çok altında kalmaktadır. Yani atılan taş kurbağayı ürkütmeyecektir. Bölgede 8 milyar dolarlık sadece tarım ve hayvancılık kaynaklı gelir potansiyeli bulunuyor. Altından ise devlete kalması beklenen gelirin 5.5 milyar dolar olduğu biliniyor” dedi.