TMMOB Mimarlar Odası'nın Kaz Dağları için yaptığı basın açıklaması şu şekilde;
"Ülkemizde “doğa ve kültür değerlerini ranta dönüştürmeyi hedefleyen” ekonomi politikaları acımasız ve kuralsız bir şekilde yürütülmektedir. Tarihi kent merkezleriyle birlikte yurttaşların bin yıldır yaşadığı mahalleler, eşsiz doğa güzellikleri ve bütün yaşam değerleri aynı anlayışla yok edilmektedir.
Kaz Dağları ve Cerattepe maden işletmelerinin sebep olduğu çevre katliamı, hidroelektrik santral (HES) projeleriyle kurutulan akarsular, Yeşil Yol Projesi ile yapılaşmaya açılarak betonlaştırılan yaylalar, Kuzey Ormanları'nda ve pek çok ormanda devam eden ağaç kesimleri ve yangınlar, Salda Gölü’nü yok edecek Millet Bahçesi Projesi, Hevsel Bahçeleri, Hasankeyf, Munzur Dağları, Ovacık, Gezi Parkı, Atatürk Orman Çiftliği ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi gibi pek çok alanda çevre karşıtı yatırımlar gündemdedir.
Kaz Dağları’nda yaşananlar bir çevre katliamı ve insanlik suçudur
Kaz Dağları’nın maden sahası ilan edilerek; doğanın, ormanlık alanların ve yaban hayatının katledilmesi en önemli çevre ve insanlık suçlarından birisidir.
Kaz Dağları'nda küresel yatırımcılar ve iktidar tarafından ortaklaşa yürütülen madencilik faaliyetlerinin yarattığı korkunç çevre ve orman tahribatı; 19 Temmuz 2019 tarihinde Kirazlı Altın Madeni İşletmesi'ne karşı başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti” ile yeniden kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştır.
Çanakkale ve Balıkesir il sınırları içinde, Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yükselen ve yaklaşık 70 km boyunca uzanan Kaz Dağları; batıda Dede Dağı, ortada Kazdağı, doğuda Eybek Dağı, kuzeydoğuda Gürgen, Kocakatran, Küçükkatran ve Susuz Dağları'ndan oluşur.
Kaz Dağları; jeolojik ve morfolojik özellikleri, yerüstü ve yeraltı su rezervleri, sıcak ve soğuk su kaynakları, orman alanları, endemik bitki türleri, hayvan türleri, gen kaynakları ve koruma alanları ile dünya üzerindeki en önemli dağ ekosistemlerinden birisidir. “Bin Pınarlı İda” olarak bilinen alanın sınırları içerisinde, sayısız dere ve pınar ile otuza yakın akarsu bulunmaktadır. Jeolojik yapısı, bitki örtüsü ve iklimi ile dünyada Alpler'den sonra en fazla oksijen üreten dağlardır.
Mitolojik adı İda olan Kaz Dağı ve yöresi, Troia başta olmak üzere; pek çok önemli antik yerleşimlerle çevrilidir ve doğal, tarihsel ve kültürel değerleri açısından bir insanlık mirasıdır.
Biga Yarımadası Kaz Dağları’nda günümüzde toplam yirmi dokuz adet altın ve gümüş maden işletmesi projesi bulunmaktadır. Bunlardan ikisinde işletme sürmekte, beşinde ruhsat devam etmektedir. Altı tanesinde ÇED olumlu kararı alınmış, beşinde ÇED başvurusu yapılmış, birinde rezerv sonlanmış ve on tanesinde ise arama çalışması yapılmaktadır.
Kaz Dağları’nda uygulanan ekolojik yıkım acilen durdurulmalıdır
2007 yılından itibaren Biga Yarımadası, Kaz Dağları çevresindeki altı bölgede; Halilağa, Kirazlı, Çamyurt, Ağı Dağı, Kocabaşlar ve Kuşçayır’da altın madeni çıkarmak için süreç başlatılmıştır.
2009 yılında Biga Yarımadasında bulunan altın madenlerinin işletilmesi işlerini alan Alamos Gold firması, Türkiye iştiraki olarak Doğu Biga Madencilik ve Kuzey Biga Madencilik şirketlerini kurmuş ve bölgede faaliyete başlamıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 03.07.2012 tarihinde; Kirazlı, Söğütalan ve Kızılelma Köylerindeki; Kirazlı Altın Ve Gümüş Madeni Ocağı, Ağı Dağı Altın Madeni Ocağı ile Çamyurt Altın Madeni Ocağı Projeleri için 2607, 2608 ve 2609 Sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararlarını vermiştir.
Cevher çıkarılması ve depolanması için sunulan maden işletme projelerinde; çıkarılan cevherin işlenmeyeceği ayrıca proje alanında zenginleştirme tesisi kurulması düşünülmediği belirtilmiştir. Buna karşın, bir yıl sonra 02.08.2013 tarihinde; “Kirazlı Altın Ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı Ve Zenginleştirme Projesi” için 3117 Sayılı; “Ağı Dağı Altın Ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı Ve Zenginleştirme Projesi” için 3582 Sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararları verilmiştir.
Doğu Biga ve Kuzey Biga firmalarının işleteceği üç projenin tamamı orman alanlarında, Kazdağı Milli Parkına çok yakın mesafelerde bulunmaktadır. Maden Ocaklarının işletme süreleri sınırlı olarak belirtilmişse de yeni rezervlerin bulunması halinde işletmeler devam edecektir.
Bölgede planlanan maden işletmelerinin her birinde milyonlarca tonluk toprak ve kaya çıkarılacak, öğütülecek ve siyanürle işlenerek altına dönüştürülecektir. Bu işlem sırasında milyarlarca metreküp su kullanılacak; çıkarılan yığınlardan ağır metalli tozlar ve asitli sular doğaya yayılacaktır. Kazı ve patlamalar sonucu coğrafya değiştirilecek, biyolojik çeşitlilik ve ormanlık alanlar yok edilecek, insan sağlığı olumsuz etkilenecek ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır.
Kaz Dağları ve çevresi aynı zamanda; dünyanın en aktif faylarından birisi olan Kuzey Anadolu Fayı Hattının ve irili ufaklı pek çok fayın aktif olduğu bölgede bulunmaktadır. Maden işletmelerinin bulunduğu bu alanlarda meydana gelecek depremler, yırtılmalara ve yüzey kırıklarına neden olacak; yırtıklardan gerçekleşecek siyanürlü çamur sızıntıları olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Kaz Dağları bütün değerleri ile birlikte korunmalıdır
Belli başlılarını sıraladığımız bu gerçekler ışığında yaşanan tahribatın bir an önce durdurulması ve gerekli adımların atılması zorunluluğu vardır.
Devletin öncelikli görevinin; Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler gereği “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek” olduğunu bir kez daha anımsatıyoruz.
Bu bağlamda; çevre karşıtı yatırım ve plan kararlarının ivedilikle durdurulması; tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunması için bölgedeki koruma alanlarının genişletilmesi gerekmektedir.
İnsanlığın ortak mirası olan Kaz Dağları ve çevresinin taşıdığı bütün değerlerle birlikte korunması için; ilgili uzmanlar, bilim insanları ve meslek örgütlerinin hazırladığı rapor, görüş ve öneriler dikkate alınmalı; maden işletmeleri için verilen ÇED Olumlu kararları iptal edilerek proje ve uygulamalar derhal durdurulmalıdır.
Mimarlar Odası olarak; çağdaş, bilimsel bir planlamaya dayanmayan politikalar ve yatırım kararları ile; doğal çevrenin sistemli bir şekilde rant alanı haline getirilerek yok edilmesine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi; bu eşsiz doğa güzelliğinin korunması için her türlü hukuki ve demokratik girişimlerde bulunacağımızı önemle vurguluyoruz.
Kaz Dağları, büyük insanlığı yardıma çağırıyor. Kaz Dağları ve çevresinin korunması için duyarlı tüm kesimleri ve sorumluları harekete geçmeye ve bu çığlığa kulak vermeye çağırıyoruz…"