Kaz Dağı'nda Şirketlerden Yana Verilen Mahkeme Kararına İtiraz

(Fotoğraf: Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği)

Kaz Dağı çevresindeki çeşitli kurumlar ve bölgede yaşayan yurttaşlar, Kaz Dağı'nın farklı noktalarında yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı açılan davalarda şirketler lehine çıkan iki mahkeme kararının iptali talebiyle Danıştay'a başvurdu.

Evrensel’den Özer Akdemir’in haberine göre; geçtiğimiz haftalarda Kaz Dağı'nın farklı noktalarında yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı açılan davalarda şirketler lehine çıkan iki mahkeme kararı temyiz edildi.

Cengiz Holding (Truva Bakır Maden İşletmeleri AŞ) tarafından Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Hacıbekirler köyü mevkiinde açılması planlanan Halilağa bakır-altın madenine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 2009/7 Genelgesi kapsamında verilen “ÇEDOlumlu” kararının iptali davasında Çanakkale 1’inci İdare Mahkemesi şirketten yana karar vererek davayı ikiye karşı bir oyla reddetmişti.

Yerel mahkemenin bu kararının iptali için Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği, Ayvalık Tabiat Derneği ve yörede yaşayan 90 bireysel davacı Danıştay'a temyiz başvurusunda bulundu.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Nurol Holding (TÜMAD Madencilik AŞ) tarafından Çanakkale'nen Lapseki İlçesi, Şahinli köyü mevkiinde açılmak istenen Altın Gümüş Madeni Ocağı Kapasite Artışı Projesi' ile ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali için açılan davanın da yine Çanakkale 1’inci İdare Mahkemesi tarafından aynı şekilde ikiye karşı bir oyla reddedilmesi de Danıştay da temyiz edildi.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Lapseki Çevre Koruma Üretim Ve Dayanışma Derneği, Yenice Meyve Ticaret Limited Şirketi ve 32 bireysel davacı Çanakkale 1’inci İdare Mahkemesi’nin şirket lehine verdiği kararın iptali için Danıştay’a başvurdu.

Her iki mahkeme kararın Danıştay'daki temyizi ile ilgili kurumlar ve yurttaşlar tarafından yapılan ortak açıklamada da bu duruma dikkat çekildi: "Mahkeme tarafından, bilirkişi raporu lehimize geldiğinde rapora itibar edilmemekte, rapor aleyhimize geldiğinde de rapora itirazlarımız dikkate alınmayarak, bilirkişi raporuna itibar edilmektedir.”

"Bu ne yaman çelişkidir" denilen açıklamada şu değerlendirmelerde bulunuldu; "Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay kararlarını dinlemediği, İktidarın Yargıtay kararlarını yok saydığı, yerel mahkeme kararlarının uygulanmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Hak aramanın bu denli pahalı ve neredeyse olanaksız kılındığı bu ülkede, demokrasiden ve hak ve hukuktan umudumuzu kesmek istemiyoruz.”

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.