Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından düzenlenen Kayıt Dışı İstihdam Çalıştayı'nda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Vekili Mehmet Selim Bağlı, kayıt dışı istihdamın 'yok kanun, yap kanun' mantığıyla çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kayıt dışı istihdam oranın yüzde 54'ten yüzde 34 seviyesine inmesinde çok iyi yasal düzenlemelerin yanında bu konudaki sosyal diyalog ve kültürün yerleştirilmesinin de payının olduğunu belirten Bağlı, şöyle konuştu:
"Kayıt dışı istihdam sorunu sadece yasa çıkartarak çözülemez. Sosyal taraflarla birlikte çözüm yolu arayacağız. Kayıt dışılık her şeyden önce 'devlet kapasitesinin yetersizliği' demek. Yüzde 35 kayıt dışılık söz konusuysa devlet kapasitesi yüzde 35 eksik demektir. Kayıt dışılık aynı zamanda aslında demokrasinin eksikliği demektir. Kayıt dışılık endeksi ile demokrasi endeksi beraberdir. Kayıt dışılık ne kadar azsa o kadar yüksek demokrasi demektir. Ortak akıl, ortak iyiyi ortaya çıkartıyor. Kayıt dışı istihdam ile mücadeleyi "ortak iyi" olarak düşünüyoruz. Modern devlet kayıt dışılığı azaltan devlettir. Bu anlamda kayıtlı devlettir. Bunu, demokrasiyi ve meşruiyetini derinleştirerek yapar. Bu da bugün düzenlediğimiz çalıştaylarla olur. Taraflarla oturup konuşarak olur".
Cevdet Ceylan: Hedef kayıt dışı istihdamı yüzde 15'lere düşürmek
SGK Başkan Vekili Cevdet Ceylan da kayıt dışı istihdamın iş gücü piyasasının en önemli sorunlarından biri olduğunu belirterek, bu sorunun bir an önce çözülecek bir sorun niteliğinde olmadığını söyledi. Yürütülen çalışmalar ve başlatılan projeler sayesinde 2007'de yüzde 45 olan kayıt dışı istihdam oranının bugün yüzde 34'lere kadar düştüğünü vurgulayan Ceylan, bu oranın gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 15'ler seviyesine düşürülmesinin hedeflediğini bildirdi.
Tarım, inşaat ve turizm sektörlerinin kayıt dışı istihdamın en yoğun görüldüğü sektörler olduğunu belirten Ceylan, "SGK'nın 2015 bütçe açığının yaklaşık 18 milyar lira olduğu görülüyor. Kayıt dışı istihdamda yüzde 1'lik bir düşüş sosyal güvenlik açığının yaklaşık 1 milyar lira azalması anlamına geliyor. Bu rakam, kayıt dışı istihdamın ülkemiz açısında ne kadar önemli bir sorun olduğunu gösteriyor" dedi.
Ceylan, kayıt dışı istihdamla mücadelede cezanın yerini teşvikin, denetimin yerini rehberliğin aldığı bir anlayışı getirdiklerini ifade ederek, Etkin Rehberlik ve Denetim Yoluyla Kayıtlı İstihdamın Teşviki Projesi (KİTUP 1) ile kayıt dışı istihdam konusunda önemli mesafe aldıklarını, KİTUP 2'de de aynı faydaları elde etmek istediklerini söyledi.
François Begeot: Modern ekonominin yolu sosyal güvenlik sisteminden geçer
AB Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölüm Başkanı Müsteşarı François Begeot ise kayıt dışı istihdamın yoksul kesimlerin istismar edildiği bir alan olduğunu dile getirdi. Kayıt dışı istihdam sorununun, tüm tarafların işbirliği ile çözüme kavuşturulabileceğini belirten Begeot, Türkiye'de son yıllarda kayıt dışı istihdamla mücadelede oldukça önemli mesafe alındığını kaydetti. "Modern bir ekonomiye sahip olmanın yolu sağlam bir sosyal güvenlik sisteminden geçer" diyen Begeot, toplumda başta yoksullar ve işsizler olmak üzere her kesime sahip çıkılmasının, kayıt dışı istihdamı önleyici bir anlayış olduğunu söyledi. AB'nin kayıt dışı istihdamla mücadelede her zaman Türkiye'nin yanında olduğunu bildiren Begeot, Suriyeli mültecilere sağladığı imkanlardan dolayı Türkiye'ye teşekkür etti.
Bülent Pirler: Ceza ile ödül arasında çok büyük fark var
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Bülent Pirler de Türkiye ekonomisindeki liberalleşmeye rağmen çalışma hayatının liberalleşmemesinin, bunun bir parçası olduğunu söyledi. Kayıt dışı istihdamla mücadelede sürekli denetimin sürdürülebilir olmadığına işaret eden Pirler, kayıt dışı istihdam konusunda SGK'nın işverenleri rakip olarak görmemesi gerektiğini vurguladı.
SGK'nın katı ve sert tutumunun kayıt dışı istihdamı artırdığını savunan Pirler, "SGK, müşteri odaklı bakmalı. Kayıt dışılık nasıl cezalandırılıyorsa kayıtlı olmak da o derece ödüllendirilmeliama bakıyorsunuz ceza ile ödül ya da teşvik arasında çok büyük fark var" dedi.
Osman Yıldız: Gelir dilimlerindeki artış sorunu çözülmeli
Hak-İş Genel Sekreteri Osman Yıldız ise kayıt dışılıkla mücadelede yasal yaptırımların yanında insanların vicdanına da seslenilmesi gerektiğini söyledi. Modern sistemlerin en belirgin özelliğinin, çalışanların kayıt altına alınması olduğunu belirten Yıldız, bu nedenle kayıt dışılığı, modernliğin karşıtı olarak niteledi. Kayıt dışılıkla mücadelenin Maliye Bakanlığının stratejisinden topluma ait bir stratejiye dönüştürülmesi gerektiğini savunan Yıldız, bugünün imkanlar dünyasında "merdiven altı" tabirinin hala karşılığının olmasına anlam veremediğini dile getirdi.
Yıldız, sendikaların örgütlü olduğu iş yerlerinde kayıt dışı istihdamın söz konusu olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Siyasi partiler asgari ücret başta olmak üzere birçok vaatte bulunuyor ama gelir dilimlerinde vergi artışına hiç değinmiyorlar. Bu, sendikacılığı ve toplu sözleşmeyi baltalayan bir uygulama. Bunun belli seviyeye düşürülüp sabitlenmesi gerekiyor. Gelir dilimlerindeki artış toplu sözleşme düzenini felç ediyor. Ücret artışı yapılırken çalışan bir üst dilime giriyor. Yapılan iyilik adeta kötülüğe dönüşüyor. Can yakıcı bir düzeyde olan bu uygulamanın düzeltilmesi gerekiyor".
Celal Tozan: Taşeron işçilik kayıt dışı istihdamı artırıyor
Türk-İş Genel Başkan Danışmanı Celal Tozan da kayıt dışı istihdamın başlıca kaynağının yüksek işsizlik ve yoksulluk olduğuna dikkat çekti. Kayıt dışı istihdam oranının resmi olmayan rakamlara göre yüzde 40'lar seviyesinde bulunduğunu ileri süren Tozan, kayıt dışılığın Suriyeli mültecilerle daha da arttığını dile getirdi. Taşeron uygulamasının kayıt dışı istihdamı artırıcı bir niteliğe sahip olduğunu vurgulayan Tozan, başta kamudakiler olmak üzere tüm taşeron işçilerin kadroya alınması gerektiğini söyledi. Tozan, kayıt dışı istihdamla mücadelenin bütüncül olarak ele alınması gerektiğini ifade ederek, yanlış sosyal yardım uygulamalarının da kayıt dışı istihdamı artırdığına vurgu yaptı.