Kavaklıdere’ye Tramvay İstiyorum



İlk yazımda anlatmıştım çocukluğumun bir bölümü Esat’ta geçti diye. Esat Caddesi’nde Nergis Apartmanı’nda anneannemin evinde oturduk. İlkokula orada başladım. Teyzem Karınca Sineması’nın karşısında oturuyordu. Halam ise Yalım Sokak’ta. Kuzenlerimle bu güzergâh üzerindeki tüm sinemalara, Moka, Flamingo gibi pastanelere, başta Birtat olmak üzere kuruyemişçilere gider, ufak tefek alışverişimizi yapardık. Ankara’nın en medeni mahallelerinden biriydi. Herkes tanıdık ve güleryüzlü, selamlaşılır, banklarda sohbetler edilir, keyifli bir mahalleydi. Ama yaşlılarımız için yürüyerek Tunalı’ya “inmek” o zaman da zordu, şimdi de zor.

Üniversiteden sonra ilk tuttuğum bekar evim de Esat Caddesi’ndeydi. Tunalı’nın köşesi iki adım, ben gençliğimin en keyifli yıllarını Tunalı’da yaşadım. Kızılay’a yürüyerek işe gider, Kuğulu Park’a yürüyerek çay içerdik. Dönerken mutlaka Kavaklıdere Sineması’nda iyi bir film olurdu ve girerdik. Yine herkes tanıdık, yine o bildiğim bizim mahalle. Tunalı biraz daha merkezi olmaya başlamış, markalar, büyük mağazalar gelmiş, ortalık daha da şenlenmişti.

Park yeri yok, yürümek zor

Kilis Sokak’ta oturdum bir süre de. Hamileydim ve çok sert bir kış geçiyordu. Çok kar yağmıştı o kış ve karnım burnumdayken yürüyüş yapabileceğim tek yer Karum’un koridorlarıydı! O kadar kısa mesafe içinse taksiciler epey söyleniyordu. İşte o zaman ilk olarak bir tramvay hayal etmiştim. 16 yıl olmuş...

Derken Eskişehir yolu üzerinde yerleşimler arttı. Orta yaşlarını süren ve çalışan kişiler yoğun bir şekilde o civara taşınmaya başladı. Kavaklıdere’nin keyfini daha çok gençlerle yaşlılar çıkartmaya başladılar. Hepimizin bir teyzesi, halası, anneannesi oturmaz mı Kavaklıdere civarında? Ama civardaki yokuşlar yüzünden zordur Kavaklıdere’de yürümek.

Caz Derneği’nin ilk ofisini İran Caddesi’nin başında şimdi Vakko olan binanın yanında açmıştık. İlk işyerimi de Güniz Sokak’ta açtım. Yine Tunalı iki adım. Öğle yemekleri Tunalı’da, alışveriş, yine Kuğulu Park, yine tanıdık simalar ve sıcak, keyifli bir ortam. Ancak yine ulaşım zor, trafik de büsbütün arttı. Şimdi Caz Derneği ve işyerim Filistin ile Nenehatun arasında. Orası da artık bir çekim merkezi oldu. Hele şimdi hem Tunalı’ya hem de Filistin sokağa gitmek istiyor insan.

Kavaklıdere Ring Seferi, olamaz mı?

Dünyanın bilinen-tanınan ve sevilen kentlerinin hemen hepsinde bir “ring seferi” vardır. Çeşitli rotalarda seyreden bu seferler kentte minik bir tur atmak isteyen yabancılardan tutun da çocuklara, kent hakkında şöyle keyifli bir gezinti yapmak isteyen herkese neşeli anlar yaşatır. Herkes severek kullanır bu araçları. Geçmişimizden geleceğimize taşır bizi tramvaylar, faytonlar, çekçek arabaları, süslenmiş traktörler, iki katlı kırmızı otobüsler... Hem hiç unutmaz insan o gezi araçlarını, en güzel fotoğraflar onlarda çekilir, şehir en güzel onlarla gezilir...

Bir kimlik verir, kişilik katar mahalleye, çok işe de yarar doğrusu her yaştaki kentliler için. Çocukluğumda Yenimahalle-Ulus arasında çalışan troleybüs ne kadar keyifliydi... Ankara’ya dair hatırladığım ilk resimler o hatta gezerken hafızama kaydettiklerim. İstanbul’a severim gitmesini, Beyoğlu’nda tramvaya binerim belki diye. Antalya’da bile var ne şirin bir tramvaycık! Eskişehir, Konya, İzmir...

Gençliğimden beri içinde nefes aldığım Kavaklıdere’ye, böyle bir ring seferinin yarar da sağlayacağını düşünürüm hep. Düşünsenize Karum’un önünden biniyorum, “çın çınnn” hareket ediyor, Tunalı boyunca ilerliyorum, istediğim durakta iniyor, biraz sokak çalgıcılarını dinliyorum. Sonra bir sonraki sefere atlıyorum.. Esat’tan dolaşıp alışverişimi tamamlıyorum. Büyükanneme uğrayıp Nenehatun Göksu’da bir yemek yiyorum. Tekrar biniyorum, Filistin Sokak’ın köşesinde inip kahvemi içiyorum. Hop yine atlıyorum, ver elini Arjantin!

Çok mu zor bir parkur bu? Hemen kısaltalım, Karum’dan sonra Abay-Kunanbay Sokak’tan çıkalım, Bilir Sokak, oradan Nenehatun- Filistin-Arjantin yapalım. O bile olur.

Neden olmasın?

Yeter ki hayal edelim. İnsanoğlu aya gitmiş, neredeyse aya ring seferleri yapılacak! Mars’ta bile hayat arıyoruz.. Kavaklıdere’de de aradığımız hayatı bulmak istiyoruz. Haydi Kavaklıderem Derneği, haydi Çankaya Belediyesi, haydi Ankara’nın güçlü inşaat şirketleri, mimarları, mühendisleri.. Elbirliği ile yapalım, keyifle turlayalım mahallemizi.. Hani olur da birisi “proje nerede” diye sorarsa diye minik bir anlatım da hazırladık eğlenin biraz: www.leo.com.tr/ring

Özlem OKTAR VAROĞLU / Ankara Caz Derneği