Karar Bekleniyor: Tarih mi, Rüzgar Santrali mi?



Silivri’nin Fener köyü yakınında Abdullah Tivnikli’nin sahibi olduğu Silivri Enerji A.Ş tarafından Rüzgâr Enerji Santrali (RES), türbin inşası sırasında tarihi eserlere rastlandı. Geçtiğimiz şubat ayında başlanan kazılarda Helenistik ve Roma dönemlerine ait çok sayıda eski mezar ve genişliği 1 metreyi bulan mimari yapı duvarları çıktı. Koruma Kurulu’nca 1. Derece arkeolojik sit ilan edilmesi gerekirken kurul aylardır kararını vermedi. Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, şirketin ‘araziyi definecilere karşı koruyamayız üzerine beton döküp rüzgar güllerini dikelim’ şeklinde kurula teklifte bulunduğu iddia ediliyor.

İmar plan değişikliği yapıldı

Silivri’nin Fener, Kurfallı, Akören köyleri yakınlarındaki Rüzgâr Enerji Santrali kurulması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 15 Haziran 2011’de aldığı kararla 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzen Planı’na aykırı bir biçimde, arazi “tarımsal niteliği korunacak alan” olmaktan çıkartıldı. Plan tadilatına aykırı işlemin ardan 440 dönümlük alana santralin kurulmasına izin verildi.  “Silivri Gazitepe Mahallesi, Fener, Kurfallı, Akören köylerinde ‘Silivri RES Projesi’ ne ilişkin toplam kurulu gücü 52,50 MW olan 21 adet Türbin ve Şalt Sahası’na İmar Planı değişikliği teklifi, gerekli düzenlemeler yapılarak ve plan notları eklenmek suretiyle, tadilen re’sen onaylanmıştır” denildi.  Teklif, 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne geldi. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, kendisinin kabul ettiği İstanbul Çevre Düzeni Planı’nı bir anlamda delerek söz konusu RES’e oy çokluğu ile geçti. Söz konusu planlar, 28.08.2014-26.09.2014 (30 gün) tarihleri arasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ilan panosu ile web sitesinde askıya çıkarıldı. Silivri Belediyesi ve çevre halkının itirazları da dikkate alınmadı. Eksim Yatırım Holding’e bağlı Silivri Enerji A.Ş. tarafından hazırlanan proje kapsamında, tarım arazilerine 21 adet türbin dikilmesi planlandı.

1.derece arkeolojik sit olmalı

Şirket geçen yıl tribünlerin inşasına başladı. Bu yılın başında Fener köyü yakınında 2 tirbün inşa edilecek alanda arkeolojik kalıntılara rastlandı. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne haber verildi. Müze arkeologlarınca yapılan kazılarda inanılmaz mimari buluntulara rastlandı.  Mimari kalıntıların 11.-12. yüzyıla tarihlenen geç Bizans dönemine ait olduğu düşünülürken, Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntulara da rastlandı. Yakın çevresinde ortaya çıkarılan çok sayıda Bizans dönemine tarihlenen mezarların bulunması da bir manastırın varlığını akıllara getirdi. Uzmanlar konu hakkında şöyle konuxştu:  “Karadeniz’den Marmara Denizine kadar uzanan yaklaşık 52 km. uzunluğundaki Anastasius surları Bizans Devletinin batısını koruyan en önemli savunma yapısıydı ve bu çevrede antik Silivri ( Selymbria) ve Çatalca (Metrai) gibi iki büyük yerleşimin yanı sıra çok sayıda köy ve birçok manastırın olduğu biliniyordu. Trakya ve İstanbul arkeolojisi için çok önemli gelişme. Derhal 1. Derece Arkeolojik sit alanı ilan edilmeli.”

Rapor sit alanına işaret ediyor

İstanbul Arkeoloji Müzesi raporunda da şu ifadelere yer verildi:  “Duvar kalıntılarında kullanılan harçta tuğla parçalarına rastlanmamış olması ve kaba yontu taş kullanılması sebebiyle erken Roma dönemine ait bir yerleşim yeri olabileceği, Bizans döneminde ise mezarlık olarak kullanıldığı, 1512 parselde yer alan işlevi henüz anlaşılamayan doğudan batıya doğru basamak halinde devam eden büyük blok taşlardan oluşan yapı kalıntısının ise Helenistik döneme ait bir duvar olabileceği, alanda yoğun olarak bulunan seramik parçalarının Helenistik ve Roma seramiği özelliği göstermesi bakımından alanın bütününün Helenistik, Roma yerleşim yeri olduğu, Bizans döneminde de mezarlık olarak kullanıldığı düşünülmektedir.’’

Kurulda hararetli tartışmalar

İstanbul 1 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu çıkan buluntulara rağmen aylardır araziyle ilgili kararını veremedi. 1. Derece arkeolojik sit alanı özelliklerindeki arazi için Silivri Enerji A.Ş şirtetinin kurul üzerinde baskı yaptığı, definecilere karşı araziyi koruyamayacağını belirterek arkeolojik buluntuların üzerine beton dökmeyi teklif ettiği iddia ediliyor. Bu teklif üzerinden kurulda büyük tartışmalar yaşanırken, sadece arkeolog üye Yrd.Doç.Dr. Aslıhan Yurtsever Beyazıt bu teklife karşı çıktı.  Kalıntıların belgelenip üstünün kapatılmasını ve şirkete devredilmesi istenirken, Aslıhan Yurtsever yerinde inceleme istedi. Kurul üyeleri henüz yerinde inceleme yapmadı. Bugünlerde kararın verilmesi bekleniyor.

Belediye Başkanı: Yerel yönetimlerin görüşü alınmıyor

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, konu hakkında şu açıklamayı yaptı: “Rüzgâr Enerji Santralleri yapımı sırasında maalesef yerel yönetimlerin görüşleri alınmıyor. Resmi gazetede çıkıyor ve “kamu yararı” ibaresi konularak tarım arazilerimiz itirazsız kamulaştırılıyor. Kamulaştırılarak firmalara kiralanıyor. Rüzgâr tribünü inşaatı sırasında tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarıldığı ve Bizans mezarları bulunduğunu öğrendik. Bölgenin sit alanı ilan edilmesi konusunda kamuoyu oluşturarak, tarihi eserlerin korunması konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Binlerce yıllık geçmişe ve eşsiz bir kültürel mirasa sahip Silivri’mizin tarihi geçmişte yaşadığı evreler, gün ışığına çıkmayı sürdürüyor. Belediyemizin bünyesinde hizmet veren Tarihi Yapılar Birimimizle bu eserlerin korunması ve tanıtılmasına yönelik çabamızı sürdürüyoruz. Geçmiş dönemlerde talan edilmiş tarihi eserler korunabilseydi Silivri’miz de; bir Efes, Milas, Bergama gibi yüzbinlerce turisti çeken bir bölge olacaktı. Çalışmalarımız ve tarihe sahip çıkma projelerimiz gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli değerlerimizdir.”