Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) yaşam alanlarını şirketlere peşkeş çekmek için düzenlediği ihaleler her gün yeni bir alanın yok olmasına neden oluyor. Son ihalelere tepki gösteren yaşam savunucuları Trabzon’da açıklama yaptı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan açıklamada, “Bu yıkıma izin vermeyeceğiz” denildi.
BirGün’de yer alan habere göre; MAPEG; Gümüşhane, Rize, Bayburt, Artvin, Giresun, Ordu ve Trabzon’da birçok alanı maden arama sahası ilan ederek ihaleye açtı. Trabzon hariç tüm bölgelerin ihaleleri tamamlanarak maden şirketlerine yeni alanlar teslim edilmiş oldu. Trabzon’un yaylalarını, yaşam alanlarını yok edecek ihale ise 9 Ağustos’ta düzenlenecek. İhale öncesi Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde bir araya gelen demokratik kitle örgütleri açıklama yaptı
İlk olarak sözü alan Karadere Vadisi ve Yaylaları Koruma Derneği Başkanı Şener Şengün, “Yaylalarımız, dağlarımız ve evlerimizin çatısıdır. Çatılarımızı yıktırmayacağız. Dağlar bizim su depolarımızdır. Su depolarımıza zehir doldurtmayacağız. Yaylalarımızdan endemik bitki türlerine ve yaban hayatına ev sahipliğini yapan eşsiz coğrafyalardır. Yaylarımızdan sızan sular, aşağıda şırıl şırıl akan derelerimizi oluşturmaktadır. Bu derelerde yöreye has kırmızı benekli alabalıklarımız yaşamaktadır. Sadece insanların değil, tüm canlıların yaşam alanlarını yok ettirmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Metalurji Mühendisi Cemalettin Küçük ise ihalelerin iptalini ve şirketlerin ihalelere girmemesini talep etti. Küçük, “Yaylarımız, vadilerimiz, bahçelerimiz kimseye ticari olarak satılık alanlar değildir. Şirketlere de seslenmek istiyoruz. Halkımız sizi buraya sokmayacak. Yıkımın farkındalar. Yarın ‘biz buraya geldik, masrafımız var, ihaleye girdik, resmi olarak burası bizimdir’ hikayeleriyle halkımızın karşına çıkmasınlar. Bu ihalelere girmesinler. Bu yıkıma izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.
Açıklamada son sözü alan Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Muhammet İkinci şu ifadeleri kullandı: “Siyasi iktidar ülkeyi içine soktuğu siyasi ve ekonomik krizden çıkarmak için memleketin dağını, toprağını, yaylasını satmaya hunharca devam ediyor. Onlar için rant, para olarak görünen kara parçası dedikleri arazi, bizim için kültürdür, tarihtir, geçmiştir, bugündür, gelecektir. Dolayısıyla memleketimizi, yaylalarımızı; ne uluslararası tekellere ne onun yerli işbirlikçilerine bırakma gibi bir lüksümüz yok. Karadeniz Bölgesi doğa katliamının en yoğun yaşandığı yerlerden birisi. Ancak herkes biliyor ki aynı zamanda burası mücadele, direniş coğrafyasıdır.”