Geçtiğimiz haftalarda Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından yürütmesi durdurulan, yine bir süre sonra Ankara 8. İdare Mahkemesince üretim lisansları iptal edilen Yayla köyü yakınlarındaki 47 RES’in pervanelerinin durması adeta köylüleri bayram ettirmişti. Yıllar sonra ilk kez sessiz bir gecede uyuyabildiklerini belirten köylülerin sevinci fazla uzun sürmedi.
Müdür mahkeme tanımıyor
Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, mahkemenin iptal kararı verdiği RES’lerin 13 Haziran’da yeniden üretime başlaması üzerine RES’lere karşı dava açan Karaburun Kent Konseyi ve vatandaşlar harekete geçti. İlçe kaymakamı ve jandarma komutanının bilgilendirilmesinin ardından jandarmalar eşliğinde RES’lerin bulunduğu alana gidilerek tribünlerin çalıştığına dair tutanak tutuldu. Firma yetkilileri türbinlerin TEİAŞ’tan aldıkları talimat doğrultusunda çalıştırılmaya başlandığını ifade etti.
Önceki Günü Karaburun’da Kent Konseyi tarafından yapılan basın açıklamasında bu hukuksuzluğa dikkat çekilerek yargı kararlarının açıkça ihlal edildiğine dikkat çekildi. Basın açıklamasını okuyan Kent Konseyinden Çiğdem Akçura, Karaburundaki RES’leri ve hukuki süreci özetleyerek “Mahkeme kararları uygulanıp, haksız ve hukuksuz olarak çalıştırılan türbinler durdurulana kadar tüm yasal demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi.
Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli de RES’ler için kullanılan “Temiz enerji” kelimesine karşı çıkarak, “Karaburun Yarımadası bir RES talanı yaşamakta. Akdağ kitlesi dışında tüm yarımada RES alanı olarak belirlendi. Bizler bu değerli bölgede bugünümüzü ve geleceğimizi koruma kararlılığındayız” dedi.
Hukukçular Karaburun Kaymakamlığına giderek konuyla ilgili taleplerini ilettiler. Basın açıklaması sırasında Karaburunlular, “Bunun adı temiz enerji değil talan”, “Yargı kararı uygulansın” içerikli pankart ve dövizler taşıdılar.
Yargı kararı bakkal defterinden kıymetli değil
RES’lere karşı açılan davanın gönüllü hukuk sürecini yürüten ÇEHAV üyesi avukatlar adına konuşan Cem Altıparmak, Karaburun’da bir kutlama için bulunulması gerekirken ülkeyi yönetenlerin bu sevinci halkın kursağında bıraktığını söyledi. Altıparmak, “TEİAŞ’ın bir yetkilisinin emri ile tekrar tribünlerin çalıştırılması herhangi bir memurun mahkeme kararı karşısında kendisini güçlü ve cesaretli hissettiği gerçeğini ortaya çıkarıyor. Bir mahkeme kararı ne yazık ki bir bakkalın hesap defterinden daha kıymetli değil” diye konuştu. EGEÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Berrin Esin Kaya da idarenin mahkeme kararlarını uygulamak zorunda olduğunu belirtti.