Karaburun Can Çekişiyor!



Balık çiftlikleri, rüzgar santralleri ve taş ocaklarının gölgesinde yaşam savaşı veren Karaburun yine bir doğa katliamıyla sarsıldı. Adres bu kez Yarımada’nın Çeşme’ye bakan yakası, Karareis’in Gerence Körfezi…

Hava sıcaklığının 27 dereceye kadar çıktığı Pazar günü, yaza ‘erken bir merhaba’ için Gerence Körfezi’ne giden yazlıkçılar ve körfezin daimi sakinleri bir katliama tanıklık etti.

Bölge sakinlerinden alınan bilgilere göre ‘cinayetin’ sorumlusu balık çiftlikleri… Çiftliklerde balıklara verilen yemler denize açılınca koku aç yunusları cezp ediyor, yunuslar karınlarını doyurmak için balık çiftliklerine yanaşınca kurşunlara maruz kalıyor. Katliamın tanıkları sahilden birçok gece silah sesleri geldiğini, Pazar günü karaya vuran yunus gibi çok sayıda yunusun çiftlik çalışanları tarafından katledildiğini söylüyor.

Vahim olayın ardından bölge sakinleri ve site yöneticileri durumu Jandarma ve Sahil Güvenliğe şikayet ederek suç duyurusunda bulundu. Sahil Güvenlik radarlı minibüsle saatlerce bölgede araştırma yaptı. Ancak bu araştırmalardan henüz bir sonuç alınmış değil…

 

Resim Galerisi Burada Görünecek

Pislikleri de doğayı kurşunluyor!

Balık çiftliklerinin doğaya zulmü bununla da kalmıyor. Denize atılmış aşı tüpleri, tonlarca halat ve kafes malzemeleri de Karareis’in doğa harikası sahillerini katlediyor. Çiftliklerin kıyıya vuran atıkları çevrede otlatılan koyun ve keçilerin yanı sıra sahile oynamaya gelen çocuklar için de ölümcül bir tehlike sarf ediyor.

Koruma bu bölgeyi kapsamıyor!

Karareis sakinleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilerini göreve çağırırken akıllara Karaburun’un ‘kurtarmak’ için hazırlanan rapor geldi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Karaburun Yarımadası’nın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesi hazırladığı ön rapor Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne gönderilmişti. Ancak bu raporda Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesi istenen alan Urla sınırından Karaburun Limanı’na kadar bir çizgiyle sınırlı kaldı. Yarımada’da yaşamın ve yerleşimin yoğun olduğu bölümlerin tamamını kapsayan alan, ‘sırtta’ bakir dokusu ve narenciye bahçeleriyle ünlü Parlak, Küçükbahçe ve Yaylaköy gibi köyleri içine almaması, Karareis gibi bir ‘mini cenneti’ kapsamaması sevincin yanında sıkıntı yarattı. Çevreciler ve Yarımada sakinleri kurtuluş adına atılan bu önemli adımı sevinçle karşılarken, ‘özel koruma’ talebinde bulunulan alanın tüm yarımadanın tek yüzünü kapsaması ‘yetmez ama evet’ tepkisi doğurmuştu.