3. Boğaz Köprüsü ve bağlantı yollarının yapımı, 9. Ulusal Kalkınma Planı/Yerleşme-Şehirleşme İlkeleri’ne, İmar kanunu ve mevzuatlarına, Boğaziçi Kanunu’na, ÇED Yönetmeliği’ne (tabi tutulmasa bile), İSKİ Kanunu’na, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na (KTVK) aykırılığı ile ulusal hukuk bakımından sorunlu olduğu görülüyor.
Evrensel hukuk çerçevesinde bakıldığındaysa; Bern Sözleşmesi’ne, Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) Kriterleri’ne, Avrupa Kentsel Şartı İlkeleri’ne aykırılığı ile hukuksal açıdan sorunlu olduğu görülüyor.
• Ulusal Kalkınma Planı Kapsamında; 3. köprü ve bağlantı yollarının gerektirdiği büyük kaynak kullanımı, yaratacağı yeni nüfus ve yerleşim alanlarıyla diğer bölgeler ve kentlerle olan sosyoekonomik dengesizliği arttırıcı bir etki gösteriyor. Bu nedenle ulusal kalkınma planı ve kentleşme komisyonu ilkeleri ile bağdaşmıyor.
• İmar Hukuku Kapsamında; 3. Köprü Projesi imar hukuku ve mevzuatı bakımından incelendiğinde, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda tanımlanan “her planın üst ölçekli plan ilke ve kararlarına uyma zorunluluğu vardır” ilkesine aykırı bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, 3. köprü geçiş projesinin 1/100.000 ölçekli ÇDP’ ye işlenmeden alt ölçekli planlara (1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarına) konulabilmesini sağlayan kararı 17 Haziran 2010’da onayladı. Köprü güzergahının işleneceği alt ölçekli planların, içerdikleri ana plan kararları ve ilkesel yaklaşımları bakımından ÇDP’ye uymaları zorunluyken, 3. köprüye yer vermeyip alternatif çözümler öneren ÇDP, alt ölçekli planlara uydurulmaya çalışılıyor. Bu nedenle köprü geçişinin alt ölçekli planlara işleniş biçimi ve üst ölçek planlara uygunluğu, imar hukukuna aykırı bir durum oluşturuyor.
• Boğaziçi Kanunu Kapsamında; Sadece İstanbul’a özgü olan ve Boğaziçi’ndeki tarihi, kültürel ve doğal dokunun korunmasına ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamaya yönelik temel ilkeleri ortaya koyan 2960 Sayılı Boğaziçi Kanunu, 3. Boğaz Köprüsü ve bağlantı yollarının yapımıyla özellikle Poyrazköy ve Garipçe köyleri ile yakın çevrelerindeki köprü yapım çalışmalarından birinci derece etkilenecek alanlar için önemli kısıtlar getiriyor.
• Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Kapsamında; 1993 yılında resmiyet kazanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliğinden önce yatırım kararı alındığı için ÇED Yönetmeliği’ne tabi tutulamayacağı savunulan 3. Köprü Projesinin, yatırım programına alınması idari bir tasarruf ve bir hükümet eylemiyken, kesin güzergahı belirlenmiş ve ilgili planlara işlenmeye başlayan bir ulaşım kararı niteliğinde olması nedeni ile kamusal bir plan olduğu için hükümetlerden bağımsız ve öngördüğü hedef yılına kadar uygulama süreci işleyecek sürekli bir eylemdir. 3. Köprü Projesi’nin bu yönüyle ele alındığında ÇED yönetmeliğine tabi tutulması hem kamu yararı, hem de çevre hukuku bakımından daha doğru sonuçlar doğuracak.
Büyükçekmece havza mutlak koruma alanından geçen 3. köprü güzergahı
• İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği Kapsamında; İstanbul’un su havzaları ve dere yataklarındaki fiziksel yapılanmaları düzenleyici maddeler içeren İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği ise “dere ve su havzalarındaki mutlak koruma alanlarında (0 ila 300 metre) idare tarafından yapılacak veya yaptırılacak arıtma tesisleri hariç hangi maksatla olursa olsun hiçbir şekilde yapı yapılamaz” ifadesi ile 3. köprü projesi güzergahının Büyükçekmece Havzası Mutlak Koruma Alanı’ndan geçiyor olması bir arada düşünüldüğünde, projenin su kaynakları üzerindeki olası tahribatını ve yönetmeliğe aykırılığını ortaya koyuyor.
3. köprü güzergahının 5 km. etki alanında kalan doğal sit alanı
• Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Kapsamında; Proje, güzergahı boyunca 29.000 ha’lık doğal sit alanını, iki Tabiat Parkı ve bünyesinde çok sayıda tabiat varlığını barındıran 77.000 ha’lık orman alanını etkileyeceğinden, bu kanunun “doğal ve kültürel tahribat” ilkelerine aykırı düşüyor. Bu durumun en açık ifadesi İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 numaralı “İstanbul Kuzey Kesimi–Karadeniz Kuşağı Doğal SİT Alanı” ilanındaki gerekçelerden “Bu bölgedeki doğal varlıkların ve ekolojinin korunabilmesi için söz konusu alanlarda yerleşimi özendirebilecek yol, köprü (3. Boğaziçi Köprüsü) turizm tesisleri gibi kararlara yer verilmemesi ilkesi, temel ilke olarak belirlenmiştir.” şeklindeki kurul kararı ile de ortaya koyulmuştur.
• Evrensel Hukuk Kapsamında; İstanbul Boğazı Önemli Doğa Alanı sınırları içerisinde; Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) kriterlerine göre nesli küresel ölçekte tehlike altında olan 13 bitki ve 1 sürüngen türü ile nesli ulusal ölçekte tehlike altında olan 30 canlı türü bulunuyor. Köprü ve bağlantı yollarının yapımıyla bu canlıların doğal yaşama alanı ve ekosistemi tahrip olacağından, bu evrensel kriterler de ihlal edilmiş olacak.
• Evrensel Hukuk Kapsamında; 1979’da Bern’de imzalanan ve ülkemizin taraf olduğu Avrupa’nın Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’nde korumayı taahhüt ettiğimiz 50 kuş türü ile Avrupa Birliği Kuş Direktifi’nde yer alan 23 kuş türü, 3. köprü ve bağlantı yollarının etkileyeceği alanda bulunuyor. Sözleşmede korumayı üstlendiğimiz canlı türlerinin yaşam alanlarının sürdürülebilirliği ile 3. Köprü Projesi yapımı birbiriyle bağdaşmıyor.
• Evrensel Hukuk Kapsamında; Strasbourg’da 1992’de kabul edilen Avrupa Kentsel Şartı, kentler ve otomobiller arasındaki etkileşim ve dengenin kentler lehine şekillenmesini gerekli bularak, kent yönetimlerinin otomobil kullanımını özendirerek kentleri geliştiremeyeceklerini ortaya koydu. Bu ilke kararı, yapımı düşünülen 3. köprü ve bağlantı yollarının kısa süre sonra kendi trafiğini yaratması durumu ile bağdaşmadığından, yerel yönetimlerin kentten yana koruyucu bir tavır alması gerekiyor.