Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çılgın projesi ‘Kanal İstanbul’, detayları bilinmemesine rağmen pek çok uzmanı tedirgin etti. Projeden tedirgin olanlar arasında Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cemal Saydam da yer aldı. Karadeniz’i büyük bir havuza, Kanal İstanbul’u da bu havuzun dibine açılacak ikinci bir musluğa benzeten Prof. Dr. Saydam uyardı: “Mevcut musluk (Boğaz) hem dolduruyor hem boşaltıyor, ancak ikinci musluk, havuzu sadece boşaltacak.” Prof. Dr. Saydam kaygılarını şöyle dillendirdi:
Bir rüya görmak yetmez
“Eğer Kanal İstanbul projesini Süveyş, Panama, Korint kanallarıyla kıyaslarsanız, Marmara boğazlar sisteminin dinamiğinden haberiniz yok demektir. Süveyş Kanalı veya Panama Kanalı’nda sadece iki deniz birleşiyor. Denizlerin birbirine akıntısı söz konusu değil. Karadeniz’in boğazlar yoluyla Marmara ve Ege denizlerine akmasını sağlayan dinamikler ise tamamen farklıdır. Bir rüya gördümle olmaz bu işler.”
Nasıl bir felaket olur?
“Marmara tam anlamıyla bir havuzdur. Karadeniz, üç büyük kaynak tarafından dolduruluyor; Tuna, Dinyeper ve Dinyester. Türk nehirleri olmasa da olur, ancak Tuna olmazsa olmaz. İstanbul Boğazı bu havuzu bir yandan boşaltıyor. Ancak aynı şekilde de dolduruyor. Bir sistem mevcut. Planlanan kanal ise ikinci musluk. Sadece boşaltacak, doldurmayacak. Kanalın derinliği 25 metre olursa tersine bir akıntı olmaz. 50 metre derinlikte yapılırsa o zaman bir şey söyleyemem. Tabii bu derinlik için maliyet 10 milyarsa 100 milyara çıkar.Tabiatla oynamaya başladığınız zaman ne olacağını kimse bilemez. Mutlaka ekosistemi değiştirir. Karadeniz ile Marmara arasındaki mevcut 30 santimetrelik yükseklik farkı 28 santimetreye inse bile felaket olur. Marmara’nın iç dengeleri bozulur. Çanakkale de etkilenir. Bugün var olan denge 3 bin 500 yılda oluşmuş bir dengedir.”
Havuz boşalacak
“Marmara Denizi’nin 25 metrelik üst tarafı Karadeniz suyu, alt tarafı Akdeniz suyu. Ancak Boğaz’da bu oran tamamen değişik. Tamamen değişik rejimi var. Karadeniz’den gelen su, Marmara’nın yüzeyini 3 ayda bir yeniliyor. Bir musluk daha açıldığında 3 ayda değil, ayda 1 yenilendiğini görürseniz, ‘Marmara temizlenir’ diye düşünebilirsiniz ancak havuz boşalacak.”
Boğaz'ın altı İstanbul'un kalbi
“Dünyada bu kanalın (İstanbul Boğazı) örneği yok. Çünkü Türkiye gibi özelliklere sahip bir ülke yok. Akdeniz’den Karadeniz’e giden bir araştırma gemisi dünyada oluşacak en zor koşullardan geçer. En zorlu koşullar İstanbul Boğazı’ndadır. Boğazın altındaki su rejimi, İstanbul için hayat. Çünkü İstanbul’un atık suları Marmara’da derinlere basılıyor, bu basılan sular da Boğaz’ın altından Karadeniz’e çıkıyor. Marmara’yı temizleyen, İstanbul’u kurtaran sistem budur. Pendik, Kadıköy, Yenikapı’da yapılan atıksu arıtma tesislerindeki su 25 metrenin altına verilir.”
Kim akıl verdi?
“Ben her şeye karşı biri değilim. İşim doğayı dillendirmek. Başbakan’ın önüne bunları koyanlarla hesaplaşmamız gerekiyor. Bilimsellik nerede, kim akıl verdi, görmek, tartışmak lazım.”
Deniztemiz Turmepa Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı ise ‘Kanal İstanbul’u gerekli değerlendirmelerden geçtiği takdirde İstanbul’a değer katabilecek bir proje olarak nitelendirdi. Ancak ekledi: “Boğaz’da insanların yüzmesini arzu ediyoruz ancak Boğaz’da kirliliğin gemi geçişleriyle fazla bir ilgisi yok. İnsanların Boğaz’da yüzebilmesi için arıtma gerekiyor. Bu da 3 milyar dolarlık bir yatırımla halledilebiliyor.”
Haber: Radikal Gazetesi / 01 Mayıs