Kanal İstanbul'dan Devletin Kasasına 50 Milyar Dolar Girer
İnşaatın önde gelen ismi Ali Ağaoğlu'na
göre İstanbul'a ikinci Boğaz projesi ayağı yere basan,
ekonomisi ve getirisi olan bir proje. Ülkeye ve İstanbul'a değer katacağını
belirttiği yeni kanal için Ağaoğlu'nun hesabı şöyle: "50 milyar dolar olur
devlete katkısı. Bu maliyet değil devletin kasasına girecek para. Emlak Konut'un
oluşturacağı katma değerle devletin kasasına onlarca milyar dolar girer. Bu
bölgenin yüzde 90'ı Hazine arazisi. Burada rant olacaksa bunu devlet yiyecek.
Devletin cebinden 25 kuruş para çıkmayacak. Bunu yap?işlet?devret ile yapacak.
Körfez geçişi yapılıyor sessiz sedasız şimdi. 6-7 milyar dolarlık bir proje
orası da."
İstanbul Mimarlar Odası'nın 'orada birilerine rant
sağlanacak' iddiaları ve kendisinin o bölgede arsa bakıp bakmadığıyla
ilgili soruya ise Ağaoğlu esprili bir dille şu cevabı verdi: "Valla ben oradan
yer almamıştım, şimdi açıklandı, gidip alacağım. Daha gitmedim ama yakında
gideceğim. Özellikle alçaktan da uçacağım, helikopterin kapısında da Ağaoğlu
yazıyor görsünler diye, biraz daha yerler değerlensin diye. Bundan daha güzel
bir şey var mı? Bir memlekette vatandaşın malı para yapıyorsa o memleketten
korkma. Vatandaşın malı para yapmıyorsa o memleket batmış demektir. Şimdi o
bölgedeki arsa fiyatları artacak. Bundan daha iyi bir şey yok ki."
Sıfırdan yapıldığı için İstanbul gibi plansız, keşmekeş olma riski yeni
bölgede yok. O bölgenin konut, otel, marina bölgesi olmasını öneriyor Ağaoğlu:
"İstanbul'un turizm potansiyeli senede 25-30 milyar dolardır. Bugün tüm
Türkiye'de 20 milyar doların üzerinde turizm gelirimiz var diye seviniyoruz,
tabii ki iyi para. Ama tek başına İstanbul bunu kazanır, fazlasını karşılar.
Bunun için bu projenin ekonomisi var. Ben bu projenin arkasındayım."
İstanbul'un uçlarında iki yeni şehir kurma fikrini sorduğumuzda ise Ali
Ağaoğlu, önceliğin kentsel dönüşümle şehir içindeki eski yapıların yenilenmesine
verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ona göre kentsel dönüşümün ve Türk inşaat
sektörünün önündeki en büyük engel kat mülkiyeti kanunu. Ağaoğlu, "100 daireli
bir sitede 99 kişi çıkıyor tamam burayı yenileyelim diyor, bir kişi çıkıyor
diyor ki benim burada kocamla hatıralarım var yıkılmasını istemiyorum. 99
kişinin lafı çöpe gidiyor. Şimdi uyanık insanlar gidiyor eski binalardan bir
tane daire alıyor. Ondan sonra orada herkes bir daire istiyor. O diyor ki ben
iki daire isterim. Bunu meslek edinen, bunu istismar eden insanlar var. Ona iki
daire verseniz bu kez diğerleri ayaklanır... Kadir Topbaş inanılmaz çaba sarf
ediyor ama başarılı proje yok. Ve bu işin sadece yerel yönetimlere bırakılmayıp
devlet politikası olması lazım. Bu konuda bir koordinatör bakanlık mı,
müsteşarlık mı kurulacak, bir şey kurulması lazım bu işi yapması için."
dedi.
Türkiye, kalkınması için ya kredi alıp borçlanmaya ya da yabancı yatırıma
ihtiyaç duyuyor. Bu iki yol dışında bir çıkış noktası daha var Ağaoğlu'na göre.
O da yabancıya konut satışı. Yabancıya daire satışı konusunda Ağaoğlu'nun
iddiası şöyle: "Büyümek için faizle borç almak ya da yabancı yatırımcı dışında
üçüncü alternatif ne? Yabancıya konut satacaksın. O adam gelip buradan 1 milyon
dolara bir daire aldığı zaman, daireyi sırtına alıp gitmeyecek ki. Gidemez.
Yabancıya ev satışını serbest bırakmamız lazım. İşte o zaman en az yüzlerce
milyar dolar gelir, yüzlerce milyar dolarlık kalıcı bir kaynağa sahip olur
Türkiye. Türkiye'nin tüm borcunu çözersin. Yani yabancıya bir konut sattığın
zaman o adam gelip burada kalıyor. Burada yemek yiyor, geziyor, ediyor, para
harcıyor."
12 haziran seçimlerini nasıl görüyor?
12 Haziran günü yapılacak genel seçimlerde Ağaoğlu, bir sürpriz sonuç
beklemiyor. Ona göre, yerli ve yabancı kamuoyu araştırmalarının da gösterdiği
gibi mevcut iktidar yine çoğunlukla hükümet olacak. "Türkiye için bence en büyük
risk siyasi istikrarsızlıktır, koalisyonlardır." diyen Ağaoğlu, şunları söyledi:
"Yakın zamanda dünyada dengelerin değiştiği 2 dönem var. Birincisi Rusya'nın
yıkıldığı 1990'ların başıydı. Türkiye'de koalisyonlarla bu fırsatı
değerlendiremedi. Bir de şimdi dünya dengeleri değişiyor. Gelişmiş ülkelerden
gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor ekonominin ve siyasetin dengesi. Şu anda
Türkiye'de beğen ya da beğenme güçlü bir iktidar var, başında da güçlü bir lider
var. Dolayısıyla Türkiye bu kriz dönemini iyi yönetti. Aynı dönemde bu küresel
kriz döneminde bir siyasi istikrarsızlık da olsaydı Türkiye belini
doğrultamazdı. Türkiye için en büyük risk siyasi istikrarsızlık. O da şu anda
öyle bir şey Türkiye'nin önünde görünmüyor. Mevcut hükümet en az bir dönem daha
rahatlıkla işi götürecek görünüyor. Bu da Türkiye için fırsattır diye
düşünüyorum. Şu anda beğen ya da beğenme (Başbakan Tayyip Erdoğan) liderlik
vasfı olan, toplumları etkileyebilen bir insan. Dünyanın en etkili on ismi
arasında gösteriliyor. Bu da gerçekten onun başarısını gösteriyor."
Zorlu Center'dan daire aldı mı?
Ahmet Zorlu'nun Boğaz'a nazır inşa ettiği Zorlu Center'dan henüz daire
almamış, ama alacağını ifade ediyor Ali Ağaoğlu: "Ayırdık ama daha gidip
işlemlerini tamamlamadım, almayı düşünüyorum."
"Bir internet sitesi 'Ağaoğlu işini Zaman'a, özel hayatını Şamdan'a
anlatıyor.' diye yazmış, ne dersiniz?" sorusuna şu cevabı verdi: "Anlatırım,
Zaman çok iyi bir gazete, 1 milyonun üzerinde okuyucu kitlesi olan. Hayatımda
benim önceliğim iş olmuştur, önce işim sonra aşkım. Ben hayatım boyunca,
cumartesi pazar dahil bir gün bile saat 7'yi bir geçe kalkmadım. Saat 8'de
çaycıdan önce işimin başındayım."
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde öğrenci kulübünün daveti üzerine gidip 700
öğrenciye 2,5 saat konuştuğunu belirten Ağaoğlu, rektör yardımcısının, 'bir grup
protesto edecek, istersen salona girme' uyarısını önemsemediğini söyledi: "8-10
kişilik bir gruptu, salondaki öğrenciler onları apar topar dışarı attı. Yoksa
yanlarına gidip ikna edecektim. Attıkları yumurtaların hiçbiri bana isabet
etmedi, 2,5 saat konuştum. Benden önceki hafta Cem Yılmaz varmış, onun
seyircisini ikiye katlamışım."
Garajında 20 otomobili olan Ağaoğlu'nun hobisi, araba kullanmak. En sevdiği
Bentley'in özel yapım Cabrio'su. Ağaoğlu, araba sevdasını şöyle anlattı: "Günde
15-18 saat çalışırım. Araba hobim, kendim kullanırım. Park sorunu varsa şoförümü
alırım ama o arkada oturur. Gittiğim yerlerde beni önde fark etmiyor, gidiyor
arka kapıyı açıyorlar. Başka işadamları gibi böyle yat kat hobim yok."
Ağaoğlu, bugünkü Acarkent arazisiyle ilgili bir sırrını da Zaman'a şöyle
açıkladı: "Özal döneminde toplu konut patlamıştı, inşaatlara tuğla yetişmiyordu,
tuğla karaborsaydı. Ben tuğlacılara kızdım, gittim, Tekirdağ'da tuğla fabrikası
aldım. O parayla Acarkent'in olduğu arsayı sahibi Fuat Mısırlıoğlu'ndan 200
milyon liraya alıyordum, 3 bin dönüm yerdir. Aynı parayla gittim 180 milyona
Tekirdağ tuğla fabrikasını aldım. Yoksa Acarkent benimdi."