Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı eski günlerine geri dönecek

''Boğazı İstanbul'a, Türkiye'ye yeniden kazandırıyoruz. Artık İstanbul Boğazı, tarihin ve geleceğin iç içe yaşayacağı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat harikası olarak eski günlerine geri dönüyor''. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 27 Nisan'da İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen tanıtım toplantısında kamuoyunda 'çılgın proje' olarak adlandırılan 'Kanal İstanbul' projesinin İstanbul Boğaz'ına etkilerini bu sözcüklerle anlattı. İstanbul'da söz konusu projeyle 2 yarımada, 1 ada oluşacağını ve İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasında yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal olacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, 'Kanal İstanbul' olarak adlandırdığı 'çılgın proje'yle ilgili olarak ''Panama Kanalı ile Süveyş'te, Yunanistan'da Corinth Kanalı ile kıyas dahi kabul etmeyecek, yüzyılın en büyük projelerinden biri için bugün kolları sıvıyoruz'' diye konuştu. Kanalın su derinliğinin yaklaşık 25 metre, su yüzeyinde genişliğin yaklaşık 145-150 metre civarında, tabanda ise yaklaşık 120 metre olacağını belirten Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi:

''Dünyadaki mevcut kanallardan bugün dünyanın en büyük gemileri, 250-260 bin DW ton gemiler geçebiliyor ama bizim kanaldan 300 bin DW tonluk gemi geçebiliyor. Kanal üzerine inşa edeceğimiz köprülerle kara ve deniz yolu ulaşımı hiçbir kesintiye uğramayacak. Tam aksine bu köprüler de kanala ayrı bir güzellik ve cazibe katacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek, üçüncü köprünün bağlantısı olan yollar geçecek. Kanalın inşası sırasında, milyonlarca metreküp hafriyat çıkarılacak. Kazıdan çıkarılacak topraklar, uygun yere taşınacak. Kazı malzemesini, büyük bir liman ve havalimanının yapımında, sönmüş maden ocaklarının bir kısmının çevre düzenlemesinde, göl olarak kullanılan bazı alanların kapatılma noktasında değerlendireceğiz''.

Bu projenin, sadece İstanbul'u ve Türkiye'yi değil, başta içinde bulunulan bölge ile dünyayı çok yakından ilgilendirdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Projenin önemli gerekçelerinden birisi, Boğaz trafiğini azaltmak ve Boğaz'daki tehlikeyi artık ortadan kaldıracak derecede minimize etmeye yöneliktir. Şu anda İstanbul Boğazı'ndan yılda 358 milyon 590 bin ton yük taşınıyor. Yılda yaklaşık 4 milyon ton LPG, 3 milyon ton kimyasal madde ve 139 milyon ton petrol taşınıyor. 147 milyon ton tehlikeli madde her gün her saat İstanbul'umuzu, İstanbul'umuzun güzelliğini, İstanbulluları ciddi manada tehdit ediyor. Bir medeniyet şehri olan İstanbul'da kültürel eserler, ata yadigarları ciddi tehdit altında. Boğaz ve çevresinde yaşayan, çalışan 2 milyona yakın nüfus aynı şekilde tehdit altında. Boğaz'da ve Marmara'da gemi trafiği nedeniyle doğal yaşam tehdit altında. Geçmişte bu noktada çok büyük tehlikeler atlattık. Zaman zaman meydana gelen kazalar, Boğaz'ı adeta bir cehenneme çevirdi. Yanan tankerler, suyu, havayı kirlettiği kadar karada yaşamı olumsuz etkiledi. Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 40'ını sağlayan İstanbul'u, böyle büyük bir tehlikeden kurtarıyor, İstanbul'un, İstanbulluların, Türkiye'nin can güvenliğini sağlamak, denizlerimizi korumak, kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu büyük adımı atıyoruz.  Kanal İstanbul ile Boğaz yük trafiğini tamamen sona erdiriyoruz. Böylece Boğaz'ı İstanbul'a, Türkiye'ye yeniden kazandırıyoruz. Artık İstanbul Boğazı, tarihin ve geleceğin iç içe yaşayacağı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat harikası olarak eski günlerine geri dönüyor''.

Başbakan Erdoğan, projeyle Marmara'da demirleyen gemilerden artık büyük oranda kurtulanacağını ve Boğaz'ın hemen ağzında oluşan kirliliğin önüne geçileceğini ve biyoçeşitliliğin de muhafaza altına alınacağını söyledi. Kanal İstanbul'dan, günde 130 ile 160 arasında geminin geçmesinin hedeflendiğini bildiren Başbakan Erdoğan, İstanbul Boğazı'ndan günde ortalama 149 gemi geçtiği düşünüldüğünde kanalın gemi trafiğini yavaşlatmayacağını, tam tersine hızlandıracağını belirtti. Başbakan Erdoğan, Boğaz'dan geçen gemilerin bekleme maliyetinin yıllık ortalama 1.4 milyar dolar olduğunu bildirerek, kanalın tamamlanmasıyla bekleme maliyetinde de önemli ölçüde azalma olacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Kanal sadece bir ulaşım projesi, enerji ve çevre projesi olarak görev yapmayacak, kanal çevresinde modern bir yaşam alanını da oluşturacağız. Bunlar düzenlemede çok daha farklı ölçütlerde olacak. Kongre, festival, fuar merkezleriyle, otelleri, spor tesisleriyle Kanal İstanbul, yeni bir yaşam merkezinin de ortaya çıkmasını sağlayacak. İstanbul'un kentsel dönüşümü, kanal çevresinde gerçekleştireceğimiz projelerle devam edecek ve İstanbul'un en büyük havalimanını bu bölgede gerçekleştireceğiz. Hedefimiz yaklaşık 60 milyon/yıl kapasiteye sahip bir havalimanı. Artık Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ihtiyaca cevap vermiyor'' dedi.