“Kamusal Mekana Müdahale, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı” Kentsel Tasarım Toplantısında Tartışıldı
Geleneksel olarak her yıl düzenlenen "Kentsel Tasarım Toplantısı" bu
sene 22. defa 13 Ekim 2011 tarihinde birçok farklı disiplinden akademisyenin
katılımı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Oditoryumunda
gerçekleşti.
Her sene farklı bir temanın ele alındığı Kentsel Tasarım Toplantısı’nda bu
senenin konusu son dönemlerde sıklıkla gündeme gelen "Kamusal Mekana Müdahale,
Taksim Meydanı ve Gezi Parkı" oldu. Yrd. Doç. Dr. Müge Özkan Özbek’in sunumu ile
başlayan Panel, MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzin Konuk ve Kentsel
Tasarım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülşen Özaydın’ın açılış konuşmaları ile
devam etti. Konuk, konuşmasında eğitimin ve eğitimde alternatif platformlar
oluşturmanın önemini vurguladı ve söz konusu toplantının gerçekleşmesinde emeği
bulunan başta Özaydın olmak üzere herkese teşekkür etti.
"Hayati olan söz konusu müdahalenin nasıl olması ve nasıl olmaması
gerektiğine dair kamuoyunda bir farkındalık yaratmaktır"
Konuk’un konuşmasından sonra söz alan Özaydın, geçtiğimiz aylarda mecliste
oybirliği ile kabul edilen "Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi"ne ilişkin
1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Plan Tadilatı ile 1/1000 ölçekli Koruma
Amaçlı Uygulama İmar Planı Tadilatı gereğince, Taksim meydanındaki trafiğin yer
altına alınacağını, meydanın tamamen yayalaştırılacağını ve eski topçu
kışlasının izlerinin korunacağını belirtti. Taksim meydanının her zaman göz
önünde bulunan bir mekan olduğunu ve "başa geçen her iktidarın muhakkak el
atmak" istediği bir alan olduğunu belirten Özaydın, aslında önemli ve hayati
olanın söz konusu müdahalenin nasıl olması ve nasıl olmaması gerektiğine dair
kamuoyunda bir farkındalık yaratmak olduğunu aktardı. Özaydın, bu amaç
doğrultusunda panel sonrasında bir basın bülteni yayınlamayı düşündüklerini de
sözlerine ekledi.
"AKM döneminin önemli bir simgesi ancak bugünün şartlarında
yetersiz"
Mimar ve Yazar Aydın Boysan ise kendi öğrencilik yıllarından anılar aktararak
genç katılımcıların eski Taksim’i gözlerinde canlandırmalarına yardımcı oldu.
Boysan, bugün artık orada bulunmayan eski Talimhane, Taksim Gazinosu, Taksim
Stadı, Topçular Kışlası, Taksim Meydanı kenarında bulunan Kristal Gazinosu gibi
yapıları hasretle anarak eskiden Beyoğlu’na gitmenin yüksek bir mevkiiye ulaşmak
anlamına geldiğini, insanların "Beyoğlu’na gidiyorum" değil "Beyoğlu’na
çıkıyorum" dediklerine değindi. Boysan konuşmasında AKM’nin ilk inşa edildiği
dönemden de bahsetti. Söz konusu yapının döneminin simgesi olduğunu ancak
bugünün şartlarında yetersiz kaldığını, uluslararası bir yarışma aracılığı ile
yenilenmesinin gerekliliğini ifade eden Boysan’ın sunumunun akabinde, ODTÜ
Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cana Bilsel eski hava fotoğrafları ile
Prost planı döneminde Taksim’in nasıl tasarlandığı üzerine görsel bir sunum
gerçekleştirdi. Hava fotoğraflarının, 1936-1951 yılları arasında İstanbul’un
planlanmasında bir altlık oluşturması amacıyla, Prost’un isteği üzerine
çekildiğini belirten Birsel, özellikle Taksim ve çevresinin fotoğraflarını
izleyicilerle paylaştı. 1922 tarihli fotoğraflar bağlamında Taksim’de henüz
meydansal bir düzenlemenin mevcut olmadığını, Topçu Kışlası ve Talimhane’nin
yanı sıra yoğun bir yapılaşmanın da söz konusu olduğunu aktardı. Yıkım
sürecinin, öncelikle meydanla kışla arasındaki binaların yıkılması ile
başladığını, daha sonra kışlanın tamamen yıkılmasıyla devam ettiğini anlatan
Bilsel, "Prost planlamasında eski merkez Sultanahmet Bölgesi ile yeni merkez
Taksim arasında bağlantıyı sağlamak en önemli adım olarak kabul edilmekteydi, bu
görüş doğrultusunda bugün halen en önemli akslardan biri olan Kuzey-Güney
bağlantısı gerçekleştirildi” dedi. Birsel’in sunumu kapsamında izleyicilerle
paylaşılan Taksim’in dönemsel fotoğrafları, panelin vurgulamak istediği konuya
uygun olarak, üst ölçekte alınan en ufak müdahale kararlarının mekan algısında
ne denli büyük değişimlere sebep olduğunu gözler önüne serdi.
"Beyoğlu'nun gelecekteki kimliği ne olacak?"
Bir sonraki oturum moderatörlüğünü Prof. Dr. Gülşen Özaydın’ın üstlendiği bir
panel olarak düzenlendi. Panele; 2 No'lu Bölge Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Mete Tapan, Mimar ve Yazar Tan Oral, Sosyolog Begüm Fırat, uzun yıllar koruma ve
yenileme kurulunda çalışan Şehir Plancısı Prof. Dr. İclal Dinçer, ODTÜ Mimarlık
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cana Bilsel ve Şehir Plancıları Odası İstanbul
Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman katılım gösterdi. Panelin ilk konuşmacısı olan
Tapan, Avrupa’daki meydanlarla kıyaslandığında Taksim Meydanı’nın tam olarak bir
meydan algısı yaratmadığına değinerek Koruma Kurulu tarafından onaylanan söz
konusu plan tadilatı aracılığıyla Taksim’deki trafiğin yer altına alınmasını
olumsuz bulmadığını iletti. Bununla birlikte kararın detaylandırılması
gerektiğini, bir projeye dönüşmesi için ulusal bir yarışmanın şart olduğunu
vurgulayan Tapan, Topçu Kışlası’nın ihya edilmesi ile ilgili olarak; söz konusu
müdahalenin gerçekleştirilebilmesi için kanunen, yeniden inşa edilecek olan
kışlanın inşasının ve işlevinin eskisi ile tıpa tıp aynı olması gerektiğini,
bunun ise pratikte mümkün olmadığını düşündüğünü belirtti.
Mimar ve Yazar
Tan Oral tarafından "Kamusal Mekana Müdahale, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı"
etkinliği için hazırlanmış bir çizim...
Tapan’dan sonra söz alan Oral, çözümün yarışmalar değil
tartışmalar olması gerektiğini söyledi. Totaliter zihniyetteki otoritelerin
imara çok hevesli olduğunu, böylece mekanda güç gösterisi yaptıklarını belirten
Oral, "bir mekan üzerine sadece başta bulunan insanlar karar verdiğinde, o
mekanın orayı kullanan insanlarından koparıldığını" belirtti. Taksim’i
İstanbul’un en sorunsuz alanlarından biri olarak gördüğünü belirten Oral,
Taksim’de gerçekleştirilmesi düşünülen söz konusu planlardan ötürü çok büyük
üzüntü duyduğunu söyledi. Panel’de ortak olan görüşlerden biri artık yaya ve
arabanın birbirine düşmanlaştırılmaması gerektiği üzerine oldu. Oral ve Bilsel
bu noktayı konuşmalarında ortak olarak vurguladılar. Oral’dan sonra söz alan
Begüm Fırat projenin tek başına düşünülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Bir
süredir Taksim’de başlamış olan değişim halkalarına eklenecek bir halka daha
olarak bunun bir zincir olduğunu belirtti. Sonrasında söz alan Dinçer de Fırat’a
katıldığını belirterek düşünülmesi gereken "Acaba tüm bu projeler birbirini
tamamlıyor mu, AVM'ler, marka mağazalar gelecek için ne anlama geliyor,
Beyoğlu'nun gelecekteki kimliği ne olacak, kimler itiraz ediyor, bu
müdahalelerin kamu yararına uygunluğu nedir?" gibi soruları dinleyicilere
yöneltti. Panelin son konuşmacısı olarak söz alan Tayfun Kahraman tekrardan
inşası düşünülen kışlanın bir perde olduğunu asıl amacın oraya da AVM açılması
olduğunu aktardı.