Kamunun Hakkını Korumak 'Terör' Olarak Nitelendirilemez
Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) 9 Ağustos 2010 tarihinde
gerçekleştirilen elektrik dağıtım ihaleleri hakkında dava açmaya hazırlandığını
açıklamasının ardından Sabah ve Takvim gazetelerinin bu haberi “Elektrikte oda
terörü” ve “odadan tehdit” başlıklarıyla vermesi üzerine EMO, genel merkezinde
bir basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını yapan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz
Göltaş, söz konusu gazetelerin Çalık Grubu’na ait
olduğunu söyledi ve bu grubun EMO’nun hakkında dava açmış olduğu Yeşilırmak
Elektrik Dağıtım AŞ’nin alıcısı konumunda olduğunu açıkladı. Gerektiğinde
çalışma alanına ilişkin olarak kanuni yollara başvurmanın odalarının amaçları
kapsamında olduğunu ifade eden Göltaş, usulsüzlük gördükleri yerde hukuki süreç
başlatmalarının “terör” ve “tehdit” olarak nitelendirilmesinin kabul edilemez
olduğunu söyledi. Göltaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın “aklına estikçe
mahkemeye gidenlerle uğraşmamız lazım” sözlerinin, Başbakanın miting meydanında
Danıştay hakkında sarf ettiği olumsuz açıklamaların ve bir sanayicinin “10 yıl
STK’lar kapatılırsa ülke düze çıkar” şeklindeki ifadelerinin zihniyeti ortaya
koyduğunu belirtti.
‘YARGIYA TAŞINMASI DOĞAL’
İdarenin her türlü işlem ve eyleminin yargı denetimine açık olduğunu
hatırlatan Göltaş, “Bu kapsamda, özelleştirme işlemlerinin de yargıya taşınması
doğal, yasal bir süreçtir. Böyle bir sürecin ‘tehdit’, ‘terör’ gibi
nitelendirmelerle tanımlanması en hafif deyimiyle hukuk devletine karşı bir
tavır olarak açıklanabilir” diye konuştu. Sabah ve Takvim gazetelerinde yer alan
haberlerin doğru okunması gerektiğinin altını çizen Göltaş, bu iki gazetenin ait
olduğu Çalık Grubu’nun aynı zamanda EMO’nun dava açmış olduğu Yeşilırmak
Elektrik Dağıtım AŞ’nin alıcısı konumunda olduğunu belirtti.
Göltaş, “Dolayısıyla kamunun haber alma özgürlüğünü temsil etmesi gereken ve
bu anlamda kamu yararı doğrultusunda haber yapması beklenen bir basın
kuruluşunun dar bir çıkar grubu olan şirket tarafını temsil ettiği açıktır”
dedi.
ÖZELLEŞTİRMELER VE ANAYASA PAKETİ
Daha önce gerçekleştirilen ve yargıya taşınan ihalelerin, tartışma yaratan
son özelleştirme girişimlerinin ve 12 Eylül’de referanduma sunulacak olan
Anayasa paketinin birlikte düşünülmesi gerektiğini dile getiren Göltaş, EMO
olarak Anayasa değişiklik paketinin yargı yetkisini kısıtlamaya dönük bir
mücadele içerdiğini söyledi. Göltaş, tüm meslektaşlarını 12 Eylül rejimini
pekiştirecek, kontrolsüz güç oluşumunu hedefleyen değişiklik paketine “hayır”
demeye davet etti.
‘Kamu yararı için mücadele’ bitmeyecek
SABAH ve Takvim gazetelerinin EMO’nun açacağı elektrik dağıtım ihaleleri ile
ilgili davaları için “Elektrikte oda terörü” ve “Odadan tehdit” başlıklarını
kullanması TMMOB’un da sert eleştirisine neden oldu.
Konuyla ilgili açıklama yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Soğancı, “Birliğimizin ve Elektrik Mühendisleri Odamızın kamu yararına
olan mücadelesini hiçbir güç durduramaz” dedi. Söz konusu haberlerin yargı
denetimin sindirilememesinin kanıtı olduğunu söyleyen Soğancı, “idarenin her
türlü eylem ve fiiline karşı hukuk yoluna başvurulması anayasal bir haktır.
Özelleştirme kararlarına karşı dava açılması da anayasal bir haktır; ‘terörist
bir eylem’ değildir” diye konuştu.
‘Hasan Balıkçı niye öldü?’
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, ayrıca aynı gazetelerin dünkü
sayılarında “Hasan Balıkçı niye öldü”, “Oda terörüne büyük tepki”,
“Özelleştirmelere yargı engeli yetki alanı tartışması başlattı” başlıkları
altında sunulan haberlerde EMO’yu ve özelleştirme karşıtı mücadele yürütenlerin
karalandığını söyledi.
Göltaş açıklamasında şunları kaydetti:
“Hasan Balıkçı, kayıp-kaçak elektrik kullanımına karşı verdiği mücadelede
hain bir saldırı sonucu yaşamını yitirmiş bir üyemiz ve EMO
yöneticilerimizdendir. Gazete, ‘Balıkçı’nın yaşarken üyesi olduğu EMO ise şimdi
elektrik özelleştirmelerinde kamu yararı yok diye iptal davası açıyor. Merak
ediyoruz EMO hangi kamunun yararının peşinde?’ diye soruyor. Gazetenin
bilmediği, bilse de kendi çıkarları doğrultusunda yok saydığı gerçek şudur ki,
Hasan Balıkçı özelleştirmelere karşı da mücadele etmiş, ÇEAŞ özelleştirmesine
karşı bizzat kişisel olarak kendisi dava açmıştır. EMO yıllarca Balıkçı ile
birlikte mücadele etmiş, Balıkçı’nın katledilmesinin ardından da dava sürecinin
her aşamasında takipçisi olmuş, bugün de Balıkçı’nın mücadelesinin aydınlattığı
yolda EMO görevini yapmaya devam etmektedir.”