Star Gazetesi'nden Okan Caklı, "Kamondo Merdiveni'nin İlginç Hikâyesi" başlıklı yazısında Karaköy’deki merdivenin, hikayesini bir dedenin torunlarına olan sevgisinden aldığını anlatıyor.
İşte Okan Caklı'nın o yazısı
"Kamondo Merdiveni'nin İlginç Hikâyesi"
Buram buram tarih kokan İstanbul’un siluetine yokuşları kolaylaştıran merdivenlerin de ayrı bir katkısı bulunuyor. Bazılarının 7/24 manzara seyretme imkânı sunduğu, şehrin çeşitli yerlerinde bulunan merdivenler farklı anıların yaşandığı bir mâbet niteliğinde. Merdivenlerde kimileri arkadaşlarıyla muhabbetin belini kırmış, kimileri düğün fotoğrafı çektirmiş, kimileri ise yalnızlığını paylaşmış. Yosun kokusuyla bezenmiş ve ‘benim üstümden tarih geçti ama ben hala ayaktayım’ dercesine varlığını koruyan merdivenlerin hikâyeleri de ayrı bir tarih kokuyor.
Karaköy’de, Voyvoda Caddesi’yle Banker Sokağı’nı birleştiren ve 1850’li yıllarda bölgenin en önemli banker ailelerinden biri olan Kamondo Ailesinden Abraham Salomon Kamondo adına yaptırılan merdiven, hikâyesi ile dikkat çekiyor.
2012 yılında James Bond’un Skyfall filminin çekimleri için geldiği İstanbul’da Bond’un dublörü Robbie Madison’un ilgisini çeken ve üzerinde motoruyla birkaç akrobatik hareket yaptığı Kamondo Merdivenleri, aslında bir dedenin torunlarına olan sevgisinden dolayı yaptırılmış.
Bazılarının ‘Aşıklar merdiveni’ olarak adlandırdığı ve Helezonik biçimiyle dikkat çeken merdivenlerin geçmişi hakkında görüşlerine başvurduğumuz araştırmacı, yazar ve tarihçi Talha Uğurluel, bazı kaynaklarda düşen birinin aşağıya kadar yuvarlanmasını engellenmek için bu merdivenlerde helezonik yapının tercih edildiği iddialarına açıklık getirdi. Uğurluel, bu merdiveni yaptıran kişinin özel biri olduğunu, böyle bir kaygıyla mimarinin oluşturulmadığını, zikzaklı yapının Barok döneminin özelliği olduğunu ve hiçbir kaynakta böyle geçmediğini belirtti.
“Sırf torunları için o merdivenleri yaptırmıştır”
Tarihçi Yazar Talha Uğurluel’in verdiği bilgiye göre; Avusturya Lisesi’nde okuyan torunlarının yokuşu rahat çıkmaları için Abram Kamondo tarafından inşa ettirilen bu merdivenlerin aynı zamanda o dönemde yaşayan Levantenlerin, Galata’daki iş yerlerinden, Pera tarafında olan evlerine gitmelerinin kolaylaştırılması amacı da güdülmüş. Sultan Abdülaziz döneminde zorlu yokuşu çıkan insanları rahatlatmak için Tünel açılsa da bu, merdivenlerin icra ettiği fonksiyondan çok uzak kalmış.
Merdiven eklektik sistemde oluşturulmuş
Kamondo merdivenlerini Barok, Ampir, Rokoko gibi sadece tek bir mimari sanatla tarif edemeyeceğimizi vurgulayan Uğurluel, şöyle devam etti: “Barok, yani zıtlıkların intizamı dediğimiz taşkınlıklar; “s” ler, “c” ler var. 20. yüzyıla doğru Osmanlı bünyesine kabul edilen birtakım Neoklasik, Ampir gibi tarzlar bir araya gelmiş ve farklı bir ‘eklektik’ sistemi oluşturmuş. Bu merdiven, “eklektik” sanatıyla oluşturulmuş diyebiliriz”.
Abraham Salomon Kamondo, 1873’te öldüğünde, kaynaklara göre, mezarı isteği üzerine Paris’ten İstanbul’a getirilmiş ve Hasköy’deki Yahudi mezarlığına kendi adına yapılan anıt mezara defnedilmiş. Talha Uğurluel bina şeklinde olan Abraham’ın mezarının define avcıları tarafından bir zamanlar tahrip edildiğini ve şuan ise restore edildiğini söyledi.