'Kalkınma Planı'nda Taksim Önerisi



Akşam'ın haberine göre, hükümetin hafta başında Meclis’e sunduğu 10.Kalkınma Planı’nda bugüne kadar hazırlanan planlarda yer almayan yapılaşma ve çevre konusunda izlenecek politikalar  ‘yaşanabilir  mekanlar ve sürdürülebilir çevre’  başlığı altında ilk defa yer aldı.

Yapılaşma eleştirisi

Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Hükümet’in önümüzdeki  5 yıl boyunca izleyeceği politikalara yer verilen Kalkınma Planı’nda, ‘yaşam mekanlarının ekonomik gelişmeyi ve rekabetçiliği desteklemek yanında afetlere dayanıklı, çevreye duyarlı, sosyal dayanışmayı ve kaynaşmayı teşvik edecek şekilde tasarlanması ve inşa edilmesine ihtiyaç vardır” deniyor. Ekonomik gelişmenin hızına bağlı olarak yapılaşmanın da çok hızlı geliştiği belirtilerek, insanı ve yaşam kalitesini daha çok merkeze alan bir yapılaşma politikası yaklaşımına ihtiyaç olduğu vurgulandı.  

Hükümet Taksim Dayanışması Önerdi

Yaşanabilir mekanın en önemli boyutlarından birisinin ‘çevrenin korunması’ olduğu vurgulanan planda,  ekonomik  büyümenin çevresel unsurlara uyum sağlaması gerektiği belirtildi. Planda, sürdürülebilir kalkınma için Taksim Dayanışması gibi çeşitli meslek grubu ve paydaşları içeren örgütlerle işbirliği yapılması  önerildi:

"Yaşanabilir mekan olgusunun en önemli boyutlarından birisi de çevresel kalitenin korunması, gelecek nesillerin refah ve mutluluğunu azaltmayacak bir kalkınma ve mekansal gelişme yaklaşımının benimsenmesidir.  Ekonomik büyümenin sosyla ve çevresel unsurlarla uyumunun sağlanması, büyümenin getirilerinin sosyal yapının güçlendirilmesi ve çevre üzerindeki baskıların azaltılması için kullanılması gerekir. Bu alandaki politikaların uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesinde ilgili kuruluşlar arasında işbirliği, koordinasyon ve veri paylaşımının geliştirilmesi ve özel sektör, yerel yönetimler ve STK’ların rolünün artırılması gerekir."

Belediyelere eleştiri

Hükümetin politika metninde de şehirleşme politikaları eleştirilerek şu vurgular yapıldı: “Yerleşmelerin dağılımı ve düzeni; çalışma ve yaşam alanlarının kalitesi, işlevselliği, arazi kullanımların uyumu ve çevresel etkileri bakımından mevcut gelir ve kalkınma düzeyimize daha uygun hale getirilmelidir. Şehir ve mekan kalitesinin birincil sorumluları olan mahalli idarelerin yönetişim ilkesi etrafında yeninde yapılandırılması önemini korumaktadır. Büyükşehirlerin planlama, örgütlenme ve hizmet sunum modelini geliştirmesi gerekmektedir. Ayrıca kamu kuruluşları, üniversiteler, kalkınma ajansları , meslek örgütleri, odalar STK’lar ve özel sektör örgütlerinin hizmet kapasitelerinin geliştirmeli ve kendi aralarındaki ağ yapılarını güçlendirmelidir.”