Kalker Ocağı Raporu: Kızılırmak’ı Kırklareli’ye Bağladılar



Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, Kırklareli’de kalker ocağı işletmek Çimeno firmasının hazrıladığı raporda skandala imza atıldı: Sivas’tan doğup, Samsun’a dökülen Kızılırmak nehri Trakya’ya bağlandı.

TBMM’de görüşülen torba yasada en çok tartışılan maddelerden birisi de ÇED raporları için yapılan başvuruların üç ay içinde sonuçlandırılmaması durumunda firmaya ÇED izni verilmiş sayılması maddesi. Bir anlamda “ÇED raporundan vazgeçmek” olarak yorumlanan bu madde, aslında Hükümetin çok uzun zamandır formaliteden öte bir denetim getirmediği yönünde eleştiriler getirilen ÇED raporlarına bile tahammülü olmadığını gösteriyor.

Bu kadar çok tartışılsa bile en azından faaliyetle ilgili belli başlı bilgilerin öğrenilmesi, alanda güdük de olsa bazı incelemelerin yapılması, yöre halkının en azından görüşlerinin ortaya konması açısından her şeye rağmen önemsenen ÇED raporlarının nasıl da baştan savma hazırlandığının son örneği Kırklareli’nden geldi.

Kızılırmak Trakya’da ne geziyor?!

Kırklareli Bulgaristan sınırında kalker ocağı işletmek isteyen Çimento Şirketinin hazırladığı ÇED Başvuru Dosyası bu kadarı da olmaz dedirtti. ÇED başvuru dosyasına göre Kırıkkale Bulgaristan sınırı arasında yer alan kalker ocağı alanının 15 kilometre kuzeyinden Kızılırmak nehri geçiyor! Evet, bildiğiniz Sivas İmranlı’dan doğup, Samsun Bafra’dan Karadeniz’e dökülen Kızılırmak! Acaba isim benzerliği olabilir mi diye ÇED raporunun “Doğal afet durumu” başlıklı 24. sayfasını okumaya devam ettiğinizde şu bilgileri görerek komedinin bir yanlışlıktan kaynaklanmadığını anlıyorsunuz; “Proje alanının yaklaşık 15 km kuzey doğusunda Sarımsaklı barajı, Kızılırmak nehri üzerinde Kayseri’nin 25 km kuzeybatısında, 43 km kuş uçumu mesafede bulunan Yamula barajı bulunmaktadır. Ayrıca proje alanının güneybatısında yaklaşık 65 km Yay Gölü ve Sultansazlığı bulunmaktadır”.

Kırklareli Bulgaristan sınırındaki bir faaliyetin yaklaşık 1000 km ötedeki Kayseri ili içerisinde yer alan akarsu ve barajlarla ne ilgilisi var? ÇED raporları böyle kopyala yapıştır olarak hazırlanıp, hiç okunmadan onaylanırsa buna benzer daha pek çok “yanlışlıklar” da haliyle ortaya çıkıyor.

Bulgaristan yolu nasıl bu kadar uzaklaştı!

Çimentaş’ın ÇED raporundaki yanlışlıkları sadece bununla da sınırlı değil. Raporun 7. sayfasında kalker ocağı ve işletmesi alanına en yakın yerleşim alanları sayılırken kalker ocağının “Kırklareli-Bulgaristan karayoluna en yakın noktası yaklaşık olarak 20 m. mesafededir” deniliyor. Raporun 13. sayfasında ise aynı cümlede ocağın yola mesafesi biraz daha artmış! “Ocak alanı Kırklareli- Bulgaristan karayoluna yaklaşık olarak 1 km. mesafededir”.

Çed kurnazlığı bu kez sökmemiş

Ocağı, Kırklareli’de merkeze bağlı  Kapaklı köyüne 850 metre, Koru köyüne 2 bin 600 metre uzaklıkta işletmek isteyen Çimento firması, kalker ocağı için “ÇED raporu külfetinden” sıyrılmak için faaliyet alanını 25 ha’nın altında, üretim kapasitesini de eşik değer olan 400.000 ton/yılın altında göstermiş. Şirketin başvurularını inceleyen Kırklareli Çevre İl Müdürlüğü’nün özeni bu kurnazlığa geçit vermemiş. Proje tanıtım dosyasında ruhsat alanını 90.49 ha, faaliyet alanını 24.76 ha göstererek ÇED gerekli değildir kararı almak isteyen şirketin bilgilerini inceleyen İl Çevre Müdürlüğü, proje ile ilgili değerlendirmesinde; “Tesisin çalışma alanının eşik değer olan 25 ha (24,76 ha) ve kapasite eşit değeri olan 400.000 ton/yıl’a (399,360 ton/yıl)’a çok yakın olduğu...”nu belirterek aynı işletmenin 2,27 km mesafede aynı yönde bir ocak açmak için eş zamanlı yaptığı başvuruya dikkat çekiyor. Bu ikinci alanda 24,74 ha’lık alanda kalker ocağı işletme istediğiyle şirketin toplam faaliyet alanının 49,23 ha’ya çıkacağını, toplam üretim miktarının da 2.124.200 ton/yıl olacağını belirten Çevre İl Müdürlüğü, alanın orman vasfı ve yapılacak dinamit patlatmaları gibi konulara da dikkat çekerek ÇED gerekli kararı verildiğini dile getirdi.

İzmir’in ortasında zehir kusmaya devam ediyor

İzmir’in artık göbeğinde kalan, Türkiye’nin 3. büyük ilinin şehirlerarası otogarının tam karşısında yer alan, kirliliği, kokusu, dumanı ile Bornova, Işıkkent, Yeşilova, Altındağ gibi mahallelerde yaşayanları adeta canından bezdiren Çimento firması, komşusu Batıçim ile birlikte bölgedeki tepeleri de kemirmiş durumda. Fabrika İzmir’in çeperinde bulunan orman alanlarını da ham madde üretimi için yok etmeye devam ediyor.