Kahraman Yatırımcıya İhtiyaç Var



Hükümet, yeni sanayi strateji belgesi ile 'orta ve yüksek teknoloji ürünlerde Türikiye'yi Avrasya'nın üretim üssü yapma' vizyonunu açıkladı. Türkiye'de yüksek teknoloji üretimine 'cesaret' eden çok az şirket var. Bu şirketlerin önde gelenlerinden biri de Türkiye'de neredeyse pazarı bile olmayan bir ürünü, uçak, uydu, füze ve geleceğin malzemesi kompozit yapımında kullanılan karbon elyafı üreten Akkök Holding. Türkiye'de ilk akrilik elyafı üreten, dünyada tek çatı altında en çok üretimi yapan Akkök Holding'in İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman, "Türkiye'nin yüksek teknoloji üretecek kahramanlara ihtiyacı var" dedi.

ABD ve Almanya'da orta-üst teknoloji grubu mallarının imalat sanayinin toplam katma değerinin yaklaşık yarısını oluşturduğunu belirten Berkman, Türkiye'de ise yüksek teknoloji grubu malların imalat sektörü katma değeri içindeki payının yüzde 3'ün altında olduğunu vurguladı. Kriz sonrasında oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye'nin önündeki fırsatları Dünya Gazetesi ile paylaşan Mehmet Ali Berkman, "Türkiye'nin eşik atlayabilmesi için sanayi sektörünü geliştirmesi gerekiyor. Türkiye'de hala sanayinin payı az" dedi.

Karbon elyaf üretim tesisine 1700 tonluk yeni hat

"Türkiye'de yüksek teknoloji üretimi neredeyse yok. Oysa nano teknoloji giderek önem kazanacak. Biz karbon elyaf üretimin başladık son olarak ama Türkiye'de satacak yer bulamıyoruz. Üretimde kümeleşme karı katlayarak artırıyor. Ama bunu yapamıyoruz" diyen Berkman, katma değeri yükseltmenin şart olduğunu, bunun ise ancak yüksek teknoloji ürünlerle sağlanabileceğini söyledi. Karbon elyaf üretiminde yeni hat yatırımı kararı aldıklarını açıklayan Berkman, 1700 tonluk yeni bir hat kurulacağını söyledi. Berkman, 1500 tonluk karbon elyaf üretiminin tamamını ihraç ettiklerini belirtti.

Yüksek teknoloji ürünlerin Türkiye'nin cari açığına da ilaç olacağını belirten Berkman, "Bizim bu karbon işine girmemiz büyük bir cesaret işi. Bir know-how verilmiyor, son 25-30 yıldır bu işe kalkıp da sıfırdan hiç kimse girmemiş. Karbon elyaf entegrasyonu yüksek teknoloji ürünlere imkan sağlıyor, uçak sanayii gibi. Yüksek teknolojiye yatırım yapacak kahramanlara ihtiyaç var. Ama onlara çok kolaylıklar sağlamalılar, üzerlerine titremeliler. Teşvik mekanizmaları buna göre organize edilmeli."

Kendilerinin karbon elyaf üretiminde mevcut teşviklerden yararlandıklarını ve yararlanmaya devam edeceklerini açıklayan Berkman, "Ama tam olarak üzerimize titrendiğini hissetmedik. Maliyeti düşürmek için bir santral yapmaya kalktık. Gaz ve ithal kömürle çalışacak, kül oranı çok düşük, açıkta kül olmayacak bir santral. Kıyamet kopuyor aleyhimizde. Berlin'de şehrin içinde 3 santral var böyle. Bacadan çıkan gazı, dumanı görmüyorsun. Her türlü engeli koymaya çalışıyor yerel yönetim. Hükümet ÇED'ini de teşviğini de verdi. Ancak ciddi engellemelerle karşılaştık."

Düşük ve orta teknolojinin artan nüfus da dikkate alındığında Türkiye'yi cari açık sarmalından kurtaramayacağını söyleyen Mehmet Ali Berkman, "Cari açık, katma değeri yüksek direkt yatırım istiyor. İlacı bu. 1970 ile 1980 arasında düşük teknolojiden orta teknolojiye geçti Türkiye ancak 1980 ile 1990 arasında tekrar düşük teknolojilere döndük. Şimdi orta teknolojideyiz ancak yavaş bir seyir var. Halbuki bizim o eşiği kırmamız gerekiyor" dedi.

"Tasarruf artarsa, bu tasarruf sermaye piyasasına yönelir, sermayedar kıskanç davranmaz, sermayesini açarsa Türkiye için büyük fırsatlar var" diyen Akkök İcra Kurulu Başkanı Berkman, şöyle konuştu: "Türk sanayii için dönüm noktasındayız. Çünkü artık devalüasyon sarmalından Türkiye çıkmıştır. Bu sarmaldan çıktı ama bir risk var, o da direkt sermaye gelmiyor, finansal sermaye geliyor Türkiye'ye. Faiz amacıyla geliyor tabi, gelmesi gitmesi çok kolay ama bu bir cari açık yaratıyor. Belirli önlemler alınıyor ama yeterli olmuyor. Sermaye çıkacağı zaman kuru oynatabilecek büyüklükte. Böyle bir ortamda sermaye piyasasında bir türlü derinleşme olmuyor. Bizim kültürümüzde sermaye ile kontrol aynı anlama geliyor. Şirketi ya borçla ya sermayeyi paylaşarak büyütebilirsiniz. Ama patronlar yüzde 51'den hatta iki bölü üçten vazgeçemiyor, borçlanarak büyümeyi tercih ediyor."

Bu hastalığın teşhis edilmesi gerekiyor

Türkiye ekonomisinin kilidini sermaye piyasalarının açabileceğini vurgulayan Berkman, şöyle devam etti: "Sermaye piyasası kurulu, sistem kurumsallaşmadığı için küçük sermayeyi koruma amacıyla aşırı kısıtlamalar getiriyor. Bu da fasit bir daire haline geliyor çünkü halka açılma daha zorlaşıyor. Bence Türkiye'nin faizlerin düştüğü bu ortamda sermaye piyasasını baştan aşağı bir daha değerlendirmesi gerek. Bu hastalığı teşhis etmesi lazım. Spekülasyon neden oluyor? Çünkü temettünün sürdürülebilirliği konusunda bir güvence yok. Türkiye düşük ve orta teknolojili işlerde yoğunlaşıyor. Bu işlerin getirisi de düşük. Güney Kore'de sanayi yüksek teknolojiye kaydığı için sermaye piyasası bu kadar gelişti, çünkü orda temettünün sürdürülebilirliği garanti gibi."

Dolar değer kaybedecek, Euro tehdit altında

Akkök İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman'a göre kriz sonrasında değişen dünya düzeninin resmi:

AVRUPA BİRLİĞİ:

- Yunanistan, İrlanda, İspanya, İtalya, İngiltere ve Fransa'da borçları azaltmaya yönelik politikalar benimsendi,

- Bu politikalar başarılı olmazsa euronun ortadan kalkma riski var.

- AB'nin tahvil ihracı ile finansman kaynağı yaratma potansiyeli bulunuyor. Ancak merkezi finansman politikalarını uygulayacak bir otorite yok.

ABD:

- ABD'nin küresel ekonominin tek başına lokomotifi olmayacağı anlaşıldı.

- Doların daha çok değer kaybetmesi bekleniyor.

- ABD, kamu borcu finansmanın bir kısmını para basarak yapıyor.

- Mortgage sisteminde evlerin mevcut değeri ipotek değerinin hala altında. ABD'nin toplam borcu 13 trilyon dolar civarında.

ASYA/ÇİN:

- ABD'nin finansman için Çin'e, Çin'in ise sürdürülebilir büyüme için ABD'ye mal satmaya ihtiyacı var. Bağ›ml›l›k sürecek

- Çin'in yeni düzende ağırlığı artacak.

TÜRKİYE:

- En önemli sorunumuz Kürt sorunu. Onu çözebilirsek çok rahatlayacağız. Dış siyasetle ilgili konular bizi yorar.

- Ekonomi daha iyiye gider.

Akkök yüzde 7 büyüyecek enerjide 'atılım' kararı bu yıl

Akkök Holding'in 2011 büyüme hedefi dolar bazında yüzde 7. Geçen yıl hedeflerini tutturduklarını söyleyen Mehmet Ali Berkman, "Bu tedbirli bir öngörü. Bazı sektörler çok daha iyi tabii, kimyada yüzde 15.5, enerjide büyüme olmayacak" diye konuştu. Berkman enerji yatırımları ile ilgili şu bilgileri verdi: "Gaz santralimiz 33 ay sonra devreye girecek. Hidrolik santralimiz 48 ay sonra devreye girecek. Enerji yatırımları uzun bir süreç. 2014 gibi 2 bin megawatt civarında olmayı planlıyoruz. Sonrası için bu yıl karar vereceğiz. Enerjiye çok yatırım oluyor ama dikkat etmek lazım. Enerji maliyetini düşürmek için mixi iyi kurmak, Türkiye kaynaklarını doğru kullanarak enerji bağımlılığımızı minimize etmek, yüzde 55'lik gaz bağımlılığını azaltmak gerekiyor. Birim maliyeti düşürmek gerekiyor. Özelleştirilecek olan santralleri rehabilite etmek gerekiyor. Enerji kayıp, kaçağını azaltmak gerekiyor ki yeni yatırımlarla boşa maliyet unsuru ortaya çıkmasın."

ÜRETİM ÖZELLEŞTİRMELERİ İLE İLGİLENİRİZ

Berkman, üretim özelleştirmeleri ile ilgilenip ilgilenmeyecekleri sorumuza ise "İlgileniriz tabii, yeter ki dağıtım özelleştirmelerindeki gibi garip fiyatlar ortaya çıkmasın. Dağıtım özelleştirmelerinde çıkan rakamlar bizim düşüncemizin çok ötesinde, fizibilitesini nasıl yapıyorlar bilemiyorum ama sanıyorum geleceğe çok risk alınarak prim veriliyor. Biz o konuda biraz muhafazakarız" yanıtını verdi.

Akmerkez'de hatalarımızı düzelttik, bir ay içinde onay bekliyoruz

Akmerkez'de yaşanılan tadilat sorununun sona yaklaştığını söyleyen Mehmet Ali Berkman, süreçle ilgili son gelişmeleri anlattı:

"Akmerkez'le ilgili doğru projeyi şimdi yaptığımızı zannediyoruz. Bu projemizin onaylanacağını, bir ay içinde bunu öğreneceğimizi sanıyorum. Orada bizim yanlışlıklarımız da var. Süreci yanlış yönlendirmişiz, hepimiz her zaman aynı işlerin içinde olamıyoruz, bütünüyle düşünemiyoruz bazen. Şimdi düzelteceğiz. Biraz zor düzeliyor, bozuk bir şeyi düzeltmek daha zor. İlk seferde doğru yapmak lazım."

'AKBATI'YI KEŞKE DAHA BÜYÜK YAPSAYDIK'

Bahçeşehir'de inşası süren ikinci alışveriş merkezi projelerinin tamamlanmak üzere olduğunu belirten Berkman, "Akbatı isimli projemize yaklaşık 220 milyon dolarlık yatırım yaptık. İnternetten inşaatı birebir izleyebiliyorsunuz" dedi.

Bölgede tek alışveriş merkezi olacaklarını belirten Berkman, "Akbat› 65 bin metrekare. Akmerkez'in iki katı ama keşke daha büyük yapsaydık diyoruz. Belki 15-20 bin metrekareyi daha kaldırırdı, gelen talep bize onu gösteriyor" bilgisini verdi.

Cari açığı önlemek için sermaye hareketlerinin kısıtlanmasını doğru buluyorum

Cari azaltmayı hedeflediği için faizin 2010'dan daha yüksek olmaması gerektiğini düşünen Mehmet Ali Berkman, cari açıkla ilgili frene basma politikasını doğru bulduğunu söyledi. TÜSİAD'dan gelen ankette de bu sorunun geldiğini belirten Berkman, "Sermaye hareketlerinin belirli araçlarla kısıtlanmasının doğru olduğunu düşünüyor musunuz diye sormuşlardı, evet demiştim. Anket sonucunda 'hayır' çıktı. Serbest piyasa, liberalizm deniyor ama bence Keynezyana döndü dünya. Bunun çaresi yok, öyle bir dönem yaşıyoruz ki hala geçmedi kriz. Ben bu kısıtlamaları yanlış bulmuyorum. Bir takım kontrollere ihtiyaç var" diye konuştu.

"Ar-Ge harcamalarının GSYİH'daki payı Türkiye'de 2005'te binde 67 iken 2009'da binde 85 oldu. OECD ülkelerinde bu oran yüzde 2.25. Güney Kore'de Ar-Ge/GSYİH oranı 1970'lerde binde 5 seviyesindyken 2008'de yüzde 3.8'e yaklaştı" diyen Berkman, konuya farkl› bir pencereden de bak›yor:

KAYNAK DEĞİL AKIL SORUNUMUZ VAR

"Türkiye'de şehirlere yıllık 2.4 milyar TL Ar-Ge desteği veriliyor. Bizde kaynak değil akıl sorunu var. Yeterince proje üretilmiyor Türkiye'de. Güney Kore temel bilgiden ziyade uygulamaya destek vermiş. Bizde ise temel bilgiler, araştırmalar ürüne ve hizmete dönmüyor. Zincir tamam değil. Türkiye'de de bunu yapmaya çalışan, üniversitelerle işbirliği yapıp, patent ofisi kuran şirketler var. Bu şirketlerin sayısının artması gerekiyor."