Sahil yerleşkesi olarak bilinen, Antik Çağ'daki ismi de "Anaia" olan Kadıkalesi'ndeki kazılar, Aydın Arkeoloji Müzesi başkanlığınca yürütülüyor.
Kuşadası Körfezi'nin büyüleyici manzarasına sahip Kadıkalesi, yan yana bulunan mescit ve kilise yapısıyla da dikkati çekiyor.
Geçmişi 5 bin yıl öncesine uzanan Kadıkalesi'ndeki kazılarda bugüne kadar Prehistorik döneme ait pişmiş topraktan yapılmış kaplar, ağırşaklar, taş baltaların yanı sıra Hitit dönemine ait heykeller, milattan sonra 12. ve 13. yüzyıllara ait sırlı seramikler, takılar, azize ikonası, kurşun mühür baskıları ve o döneme ait hayvan ayak izlerinin bulunduğu 8 asırlık kiremit parçaları bulundu.
Kadıkalesi'ndeki kilisede devam eden kazılarda son olarak 5. yüzyıldan kalma kutsal su bölümü ortaya çıkarıldı.
Kadıkalesi Kazıları Onursal Başkanı Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, kilisede ortaya çıkarılan yapıyla ilgili araştırmaların sürdüğünü belirtti.
Buldukları kutsal su bölümünü benzerlerinden ayıran özellikler olduğuna işaret eden Mercangöz, "Burası kutsal bir su kaynağı, ayazma. Ancak bizim için henüz net olmayan ayrıntıları var. Söz gelimi o kadar büyük su kanalları oradaki ritüelin çok daha farklı olabileceğini söylüyor bize. Bunu da herhalde zamanla çözebileceğiz." dedi.
"Adeta hamam yapısı gibi"
Ayazmaların kiliselerde görülebildiğini dile getiren Mercangöz, genelde Hristiyan mabetlerinde şifa bulmak ya da ayinler için bu tür "kutsal su" kaynaklarına ihtiyaç duyulduğunu ancak bu yapının çok daha farklı olduğunu kaydetti.
"Burası kutsal bir su kaynağı. Yapı içinde dolanan su kanalları suyun sadece bir çeşme ya da bir kuyudan temin edilmediğini bize gösteriyor. Paralel örneğini şimdilik bilmiyoruz. Dolayısıyla bu anlamda da belki Türkiye'de ilk ve gelecekte de çok daha farklı bilgiler sunacak. Kutsal şifa veren su kaynakları... Bir çeşme ya da bir kuyu ama böylesine su kanallarıyla adeta hamam yapısı gibi yapının varlığı bilinen bir özellik değil." ifadelerini kullanan Mercangöz, ayazmaların bugün hala İstanbul'daki Rum kiliselerinde bulunduğunu belirtti.
"Erken Hristiyanlıktaki bilinmeyen ritüelle ilişkili olmalı"
Anadolu'da Orta Çağ'dan günümüze kadar çok sayıda ayazma olduğunu anlatan Mercangöz, bulunan su kaynağının ise mimari yapısıyla diğerlerinden ayrıldığına işaret etti.
Mercangöz, "Hristiyan inananlar için bu kutsal su kaynakları veya kuyuları şifa sunmakta. Ancak Kadıkalesi'ndeki anıtsal kilisenin altındaki ayazma şimdilik başka örneğini bilmediğimiz 5. yüzyıldan mimarisiyle oldukça önemli bir yapı. Su kanalları, apsisler içindeki su sistemi... Erken Hristiyanlıktaki bugün bilinmeyen bir ritüelle yani ibadet ile ilişkili olmalı. Bu ayrıntıda araştırmalar halen devam etmekte." diye konuştu.
"Kültür turizminin cazibe noktası olacak"
İl Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer, Kadıkalesi'nin, Helenistik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar uzanan çeşitli sırları bir arada barındıran bir yer olduğunu söyledi.
Kadıkalesi'nin ziyarete henüz açılmadığını belirten Tuncer, şunları kaydetti:
"Burayı Kuşadası'nın geleceği için önemli bir yapı, önemli bir parça olarak turizme kazandırma anlamında çalışmalarımızı hızla yürütüyoruz. Yapının üzerini kapladık. Türkiye'de üzeri kaplanmış arkeolojik yapı olarak en büyük alan burası. Yürüyüş parkurunu hazırlama noktasında projelendirme çalışmalarımıza da başladık. Bence Kadıkalesi'nin o gizli seyir keyfi kültür turizminin cazibe noktası olacak."