Kabil'de Üst Kata Merdivenle Çıkılır



Buradaki uzun savaşta birçok iniş çıkış yaşandı, ama ülkenin asansörleri için aynı şey söylenemez. Daha doğrusu, yakın zamana kadar öyleydi. Dünyada asansör bakımından bu kadar zayıf bir başkent herhalde zor bulunur. İki-üç katlı yapılarda zaten hiç olmayan bu kolaylığa beş katlı ve daha yüksek binalarda bile seyrek rastlanıyor. Rastladığınızda da genelde bozuk oluyor. Bu, Bakanlar Kurulu'nun toplandığı beş katlı binada bile geçerli. Kâbil'in çoğunun insan boyu kerpiç gecekondulardan ibaret olduğu dönemde asansörlerin eksikliği duyulmuyordu elbet. Fakat artık milyarlarca dolarla desteklenen yoğun bir imar faaliyetiyle şehrin ufuk çizgisi yükselmeye başlıyor. Dolayısıyla asansör kapıları da nihayet açılıyor ve katlar arası yolculuklardan tanıdığımız zil sesleri duyulabiliyor.

Bu fırsattan yararlananlar arasında Ahmed Veli de var. Veli'nin şirketi Ariana Güvenlik faaliyete başladığı ilk yıl Kâbil'de 37 binaya asansör kurdu. Gerçi şirketin asıl alanı güvenlik sistemleri, ama Veli, çevresindeki asansör azlığından ve olanların da bozuk oluşundan ilham almış. "İyi bir iş olacağını düşündüm" diyen Veli yine de epeyce mücadele etmek zorunda kalmış. Fakat o (çamurlu bile olsa) Toyota'larla dolu bir ülkede (çamurlu bile olsa) Mercedes'li bir adam. Dünyada modernleşen son ülkelerden biri olan Afganistan'da asansörün düşüncesi bile tuhaf kaçıyor. O kadar ki, ülkede en yaygın olarak konuşulan Peştun dilinde asansör için bir kelime yok. Çoğunluk İngilizce asansör anlamına gelen "lift" sözcüğünü kullanıyor. İkinci dil olan Dari'deyse bu ihtiyaç "insan kaldıran şey" anlamındaki upuzun sözcük "bala barenda" ile karşılanıyor. Fakat Veli'ye göre asansörlerin önündeki en büyük engel müzmin elektrik kesintileri değil, genel olarak halkın tutumu. "Asansörün olduğu yerde bile insanlar korktukları için onları kullanmıyor" diyor. Veli ayrıca, "İnsanlar düşeceklerini sanıyor. Asansörün acil durum freni ve paraşütü olduğu için çok güvende olduklarını anlamıyorlar" diye de ekliyor. "Paraşüt", asansör fazla hızlandığında (yani "düştüğünde" demenin nazik yolu) devreye giren otomatik durdurucu için sektörde kullanılan bir terim. Afgan asansörlerinin göze çarpan bir tuhaflığı var, o da içlerinde denetleyiciye ait bir belgenin olmaması. Bunun nedeni, Afgan hükümetinin asansörler için (ve başka şeyler için de) bir denetim sisteminin olmaması. Veli'ye göre bir denetim sisteminin olmaması, katlar arasında sıkışıp kalan asansörlerin çokluğunu da açıklıyor. Bina sahipleri asansörlerin bakımıyla pek ilgilenmiyor, çünkü bunu yapmak için bir nedenleri yok. Kâbilliler merdivenleri çıkmayı kaçınılmaz bir kader olarak zaten kabullenmiş.

Buradaki ABD Büyükelçiliği genel olarak sadece iki katlı olmakla beraber tam bir asansör bolluğuna (toplamda sekiz adet) sahip. Başmüfettişliğin yeni bir raporuna göre, Dışişleri Bakanlığı onların bakımı için Amerikalı bir şirket olan PAE'ye yılda 182 bin 136 dolar gibi yürek hoplatan bir ücret ödüyor. Otuz yılı aşkın bir süre önce, Afgan ekonomisine Rusların para akıttığı dönemde asansör yapmak nedense pek mantıklı görünmemiş. Ve bunun sonucu olarak Sovyet döneminden kalma sıra sıra apartmanlarda, örneğin başkentin Mikrorayan semtindeki beş katlı veya daha yüksek binalarda bir asansör boşluğuna bile yer olmadığını görüyoruz. Asansörler ancak parti yöneticilerine yakışan bir lüksmüş. Ruslar vitrine çıkarmak istedikleri bazı büyük projelerine, örneğin Kâbil şehir merkezindeki 18 katlı Haberleşme Bakanlığı binasına (sık sık bozulsa bile) yine de asansör koymuş. Fakat kapitalist Batı'dakinin aksine, burada yukarı çıktıkça yöneticilerin kıdemi düşüyor. Yeni sayılabilecek yapıların bile asansörlerle olan ilişkisi sorunlu. Örneğin, kapalı bir alışveriş merkezi olan Gülbahar Center'da alımlı yarısilindirik cam asansörlere sahip bir orta avlu var. Gelgelelim, geçtiğimiz günlerden bir öğle vakti asansörler hareketsiz duruyordu. Dükkân sahiplerinden biri, "Çalışıyorlar. Sadece öğle yemeği için kapattılar" diye üsteliyordu. Veli'nin şirketi geçen yıl Sovyet döneminden kalma Cinema Pamir binasındaki asansörleri tamir etmiş. Cinema Pamir zemin katında sineması, üstte de işyerleri olan, mermi izleriyle dolu 14 katlı bir bina. Ona rağmen bürokratlarla işadamları bu yıl harap merdivenleri tekrar çıkmak zorundalar. Yan binada çalışan Hacı Moy Veli Han, "Asansörleri daha geçen yıl onarmışlardı" diyor. "Ama birkaç hafta önce en üst kata kadar merdivenle çıkmak zorunda kaldım. Bizim ülkeye hiçbir şey dayanmıyor" diye ekliyor.