Juliopolis Gün Yüzüne Çıkarılıyor



Nallıhan ilçesine bağlı Çayırhan beldesinde izlerine rastlanan Juliopolis Antik Kenti’ni gün yüzüne çıkarmak için kazı çalışmaları başladı. Juliopolis’in ilk buluntularına geçen yıl ulaşılmıştı. Kalıntıların bulunmasının ardından Gülşehri mevkisinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürü Melih Arslan başkanlığında bir ekip kazı çalışmalarına başladı. Çayırhan Belediye Başkanı Ömer Bayrak, “Juliopolis’in 2 bin yıl önce önemli bir yaşam merkezi olduğu bilgisine ulaştık, kazı çalışmalarıyla burada yaşanan tarihi bire bir görmüş olacağız” dedi.

Juliopolis’in eski Skopas (Aladağ Çayı) üzerindeki Sarılar Köprüsü civarında olduğu ve Sarıyar baraj gölü suları altında kaldığı biliniyor. Kentin nekropolu (mezarlık) baraj gölünün kuzey kıyısındaki kalker kayalık üzerinde yer alıyor. Kaynaklara göre Juliopolis, antik çağlarda Bithynia bölgesi ile Galatia bölgesi sınırında bulunuyor.

Çalışmalarda ortaya çıkarılan nekropolde geçen sene itibarıyla 90 dolayında mezar odasına ulaşıldı. Ulaşılan mezar odaları arasında tamamen taşlardan yapılmış bir lahitin de (duvarları taş ya da kiremit, üstü taş bir kapakla örtülü mezar) bulunduğu aktarıldı. Bölgede açığa çıkarılan tarihi eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan özel bir bölümde sergileniyor.

Konuyla ilgili Cumhuriyet Ankara’ya bir açıklama yapan Çayırhan Belediye Başkanı Ömer Bayrak, “Geçen yıl yürütülen çalışmalar oldukça verimli geçti ve birçok kalıntıya ulaşıldı. Daha sonra kazı çalışmalarına ara verildi. Şimdi bölgede kazılar yeniden başladı” dedi. Kazı çalışmalarının kış gelinceye dek devam edeceğini belirten Bayrak, “Müze arkeologları ve biz sürekli burada el ele çalışıyoruz. Tarihin ayak seslerini artık çok daha yakından duymaya başladık” diye konuştu.

Bayrak, bölgenin 1988 yılında sit alanı olarak belirlendiğini, 2009’a kadar hiçbir çalışma yapılmadığını vurguladı. Alana kazı çalışmaları için gidildiğinde yağmalama yaşandığının gözlendiğini kaydeden Bayrak, “Gülşehri alanı içinde Juliopolis’in izine rastladık, kazı çalışmaları öncesindeki incelemelerde alanda yağmalama olduğunu gördük. Bölgede kurtarma çalışmalarına başladık. Çalışmalar gayet düzenli ve rahat ilerliyor. İlgili birimlerden yardım sağlanırsa çalışmalar daha hızlı yürüyecek” dedi.

‘Defineciler önce gelmiş’

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müze Müdürü Arkeolog-Nümizmat Melih Arslan, alanın göze uzak bir yerde olduğu için defineciler tarafından talan edildiğini kaydederek “Geçen sene çalışmalarımıza başladık, alanın bazı bölümlerinde talan yapıldığını fark edip buraya müdahale ettik. Şu anda hem mobese kameralarıyla izleniyor, hem de bakanlığın ayırdığı bütçeyle daha kapsamlı sistemlerle burayı koruma altına aldık” dedi. Arslan, kentin antik tarih içindeki yerini şöyle anlattı:

“Frig döneminden beri iskân görmüş bir köy olan Juliopolis’in ismi, Friglerin kurucu kralı Gordios’tan dolayı Gordioukome (Gordios’un köyü) olarak biliniyor. Kente Helenistik dönemde küçük bir kasaba olarak rastlanır. Juliopolis’in kent statüsüne kavuşturulması Roma İmparatoru Augustus döneminde olur. Kentin önemli yerleşim merkezi olması, Erken Bizans çağında Konstantinopolis’ten Nikaia’ya ve oradan da Ankyra’ya uzanan yol üzerinde yer almasından dolayıdır. Kentin ismi daha sonra Kleon adlı bir çete reisi tarafından Julius Ceasar’a atfen Juliopolis olarak değiştirilir.”

Arslan, asıl yerleşim bölgesinin 1956’da yapılan Sarıyar Barajı‘nın suları altında kaldığını dile getirerek, çalışmalarını bölgenin yüksekte kalan kısımlarında sürdürdüklerini vurguladı. Arslan, aldıkları desteklerle iyi bir ilerleme sağladıklarını belirterek önemli kalıntılara ulaştıklarını anlattı. Arslan, “Nekropollerde bulduğumuz sikkelerin çoğunun Juliopolis’e ait olduğunu görünce buranın Juliopolis kenti olduğunu gördük. Çok sayıda altın, gümüş, cam eşyalar ile kandiller, bronz ve kemikten tıp aletlerine ulaştık. Kayıp kentin gizemini çözeceğiz. Burada farklı kültürler barınmış. Hem bilim tarihine, hem dünya literatürüne girecek müthiş buluntularla karşı karşıyayız” diye konuştu.

Acar: Yoksulluk artması define avcılığını artırıyor

Gazetemiz yazarı Özgen Acar da, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin alanda düzenli kurtarma çalışmaları yaptığını kaydederek, “Kentin adı bilinmiyordu, kalıntılardan adının Juliopolis olduğu saptandı. Buluntulara ulaşılması Ankara’nın kültürel, tarihi zenginliğine zenginlik katmaktadır.” dedi. Kurtarma çalışmalarının daha kapsamlı ve düzenli yürütülmesiyle daha iyi işler yapılabileceğini aktaran Acar, alanı talan eden tarihi eser kaçakçılarıyla ilgili şöyle konuştu:

“Yoksulluğun artmasıyla eline metal dedektörünü alan dağa bayıra çıkıyor. Define avcılığı yaygınlaşıyor. Bu süreç de insanlık mirasının kaybolmasına, yok olmasına yol açıyor. Zaten bu alanın yağmalandığı fark edildiği için müze, çalışmalarına hız verdi, şimdi kalanları kurtarmak gerekiyor.”