Julien De Smedt YEM'deydi



Dünyanın önde gelen tasarımcı ve mimarlarını ilgilileri ile bir araya getirerek sektördeki mesleki iletişim ortamı kalitesinin yükseltilmesini ve dünya tasarım pratiği bileşenlerinin Türkiye’de de eş zamanlı olarak tartışılabileceği ortamlar yaratmayı amaçlayan Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile işbirliğinde düzenlediği konferanslar dizisinin son konuğu, Belçikalı genç mimar Julien De Smedt oldu.

Mesleki pratiğini 2006 yılından beri Julien De Smedt Architects (JDS) üzerinden yürüten ve bu aralıkta uluslararası alanda pek çok önemli ödülü kucaklayan De Smedt, Yapı-Endüstri Merkezi’nde verdiği konferansta Türk mimar ve yapı sektörü temsilcilerine seslenerek projeleri ve tasarımlarının altında yatan motivasyonlar hakkında ipuçları verdi.

 

Julien De Smedt konferansının açılışında söz alan Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol, Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’ne teşekkür ederek çok ilgi çeken konferanslar dizisindeki işbirliklerinin devam edeceğini dile getirdi. Hasol aynı zamanda, önümüzdeki sene düzenlenecek Archiprix-Türkiye 2009 Mimarlık Öğrencileri Bitirme Projeleri Ulusal Yarışması’nda De Smedt’in de jüri üyesi olarak iştirak edeceğini müjdeledi.

Hasol’un ardından açılışı yapmak üzere söz alan Mimarlar Odası İkinci Başkanı Deniz İncedayı ise, “genç bir meslektaş” olarak tanımladığı De Smedt’in yenilikçi duruşuna ve eğitimci karakterine değindi. İncedayı YEM’e ve duyuru ve hizmet sponsorlarına da teşekkürlerini iletti.

 

Açılış konuşmalarının ardından sözü alan Julien De Smedt, sunduğu ilk görsel ile yapacağı esprili sunumun ilk ipuçlarını verdi. De Smedt, “Mountain Dwellings” projesine ait bir görsel üzerinde Barack Obama’yı “Değişim iyidir adamım!” (Change is good, man!) derken resmeden fotomontajı ile izleyenleri güldürmeyi başardı.

Belçikalı mimar “Mountain Dwellings” projesinin balkon tasarımlarını “Titanic” filminden bir sahne ile, “Holmenkollen Pisti”nin karakteristiklerini ise Zaha Hadid’in kayakla atladığı bir fotomontaj ile anlatarak izleyicileri kahkahalara boğdu.

De Smedt, “neredeyse her iki kişiden birinin farklı bir milliyetten” olduğunu belirttiği ofisinden görünümler paylaşarak, kültürel çeşitliliği ilham kaynağı olarak belleyen bir ofisin en temel özelliğinin demografik çeşitlilik olması gerektiğini vurguladı.



Öncelikle son dönem projelerinden hızlıca birer görsel sunan De Smedt, ardından “Mimari İyimserlik”, “Mimari ‘Ghetto’lar” ve “Sosyal Dürtü” gibi başlıklar üzerinden çalışmalarını detaylandırdı. De Smedt, projelerinin altında yatan motivasyonları, planlama kararlarının nedenlerini ve süreçlerini ve ilham kaynaklarını izleyicilerle paylaştı.

Projelerini tasarım aşamasından uygulamaya ve hatta kullanım sonrası durumlarına kadar aşamalar halinde aktaran De Smedt, yoğun araştırma içeren bir sürecin ardından yapılarının kullanıcıları ile ne şekilde ilişkilendiğini de yansıttı. “Kentsel alanları sosyal alanlar haline gelebilmeleri için canlandırmaya çalışıyoruz” diyen De Smedt, bir yandan da Çin, Tayvan, Danimarka ve İsveç gibi çok çeşitte ülkede edindikleri mimarlık üretimi deneyimlerinin farklılıklarını anlattı. De Smedt böylelikle, ülkeler arasında değişkenlik gösteren kullanıcı taleplerine, alışkanlıklarına ve farklılaşan müşteri davranışlarına dair ipuçları verdi.